Cumhurbaşkanlığından yapılan yazılı açıklamada, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin, yaşanan ekonomik sorunları gerekçe göstererek, 1960 yılında ortaklık Cumhuriyeti kurulduğu zamandan kalan 14 ton altını satacağına yönelik yaptığı resmi açıklamalar değerlendirildi.
Cumhurbaşkanlığı açıklamasında, Kıbrıs Türk Halkı'na da ait olan herhangi bir gelir veya varlığın, Kıbrıs Türk tarafının rızası alınmadan, Kıbrıs Türk tarafıyla mahsuplaşmadan tek yanlı olarak satılamayacağını, ipotek verilemeyeceğini veya geleceğe yönelik herhangi bir taahhüt altına sokulamayacağını vurguladı.
Açıklamada, böylesine bir eylemin, hidrokarbon kaynaklarında olduğu gibi, adada eşit ortaklık hakları bulunan Kıbrıs Türk halkının haklarına tecavüz teşkil edecek, olası bir uzlaşının içeriğine halel getirecek ve adanın geleceğini ipotek altına sokma sonucunu doğuracağına işaret edildi.
İŞBİRLİĞİ ÇAĞRISI YİNELENDİ
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Bu yıl 50. senesini dolduracak olan Kıbrıs sorununa bir an önce çözüm bulunabilmesine yönelik çabalarımız devam ederken, Kıbrıs Rum tarafının, olası bir uzlaşı sonucu kurulacak devletin geleceğini de bu şekilde ipotek altına koymaya çalışması, bu çabalara ters düşmekte, onları zorlaştırmaktadır.
Bu vesileyle Kıbrıs Rum tarafına yönelik olarak yaptığımız işbirliği çağrısını yinelemek istiyoruz. Biz Kıbrıs Türk tarafı olarak Güney Kıbrıs'ta yaşanan krizi iki tarafın da menfaatine olacak bir kazan-kazan anlayışıyla çözmeye hazırız. Bu doğrultuda Kıbrıs Rum tarafını, iki Halk arasındaki güvensizliği daha da derinleştirecek ve yeni müzakere sürecini daha başlamadan menfi yönde etkileyecek adımlardan kaçınmaya davet ederiz."