Simurg Koleksiyon Shop Sahibi Selami Ertaç, para, pul başta olmak üzere çeşitli antik hobi ürünlerinin satıldığı merkezde, Cumhuriyetin ilk 1-5-10-50 ve 100 lirasının satışa sunulduğunu söyledi.
İlk üç paranın cumhuriyetin ilk dönemlerinde çok basılması nedeniyle rahatlıkla piyasada bulunabildiğini ancak 50 ve 100 liranın o dönemde de çok değerli olması nedeniyle bugün çok azının bulunabildiğini ifade eden Ertaç, bu paralarının çillerinin (ilk basılmış hali) bulunmasının ise imkansız olduğunu ifade etti.
Cumhuriyetin ilk paralarının koleksiyonerler tarafından paranın kondisyonuna göre çok yüksek fiyatlardan alınıp satıldıklarını anlatan Ertaç, şu bilgileri verdi:
''Dönemin Maliye Bakanı Abdülhalik Renda başkanlığındaki komisyon 9 aylık çalışma sonunda 1, 5, 10, 50, 100, 500 ve 1000 liralık kupürlerden oluşan Birinci Emisyon Grubu banknotların basılması kararını almış ve basım işi, bir İngiliz firması olan Thomas De La Rue'ya verilmiştir. Bu banknotlar, filigranlı kağıtlara kabartma olarak basılmıştır. Bu emisyon grubundaki banknotlar 1 Kasım 1928 Harf Devrimi'nden önce bastırıldığı için ana metinleri eski yazı Türkçe, kupür değerleri ise Fransızca yazılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk banknotları olan bu birinci emisyon banknotlar, 5 Aralık 1927 tarihinde dolaşıma çıkarılmıştır. Daha sonra paranın piyasadaki yerine göre tedavülden çekilmişlerdir.''
Satışa sundukları 50 liranın 1938 yılında tedavülden çekildiğini ve kahverengi sarı renkte olduğunu ifade eden Ertaç, paranın ön yüzünde, ortada Atatürk'ün portresi, arka yüzünde ise Afyonkarahisar'dan genel bir görünümün yer aldığını belirtti. Ertaç, bu paranın 5 bin liradan satışa sunulduğunu kaydetti. 100 liranın 50 liraya göre daha az bulunduğunu anlatan Ertaç, zeytuni yeşil renkte, ön yüzünde Atatürk portresi bulunan bu paranın arka yüzünde ise köy resmi yer aldığını bildirdi. Bu paranın ise 25 bin liradan satışa sunulduğunu vurgulayan Ertaç, ''Bu paranın çilini bulmak imkansız. Bunun çili 50 bin liradan başlayarak 150-200 bin liradan kadar satılmaktadır'' dedi.
Paraların kendilerinde satışta olduğunu öğrenen çok sayıda koleksiyonerin görmek için geldiklerini de ifade eden Ertaç, ''Şu ana kadar alıcı çıkmadı ancak önümüzdeki günlerde ilgilenen koleksiyonerlerin kondisyonları oldukça iyi olan bu paraları kaçırmayacağını düşünüyorum'' diye konuştu.
Antalya'nın emekliler kenti olarak bilinmesi nedeniyle çok sayıda koleksiyoneri barındırdığını da anlatan Ertaç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Kamudan ve özel sektörden emekli olup Antalya'ya yerleşen vatandaşlarımız kendilerine bir hobi seçiyorlar. Resim, el sanatları gibi... Büyük çoğunluğun da para, pul değerli evrak (efemera) topladığını biliyoruz. Bu koleksiyonlar zamanla gelişiyor ve büyüyor. Türk koleksiyonerler yatırım amacıyla eski para biriktiriyor. Bir kaç yıl sonra topladıkları koleksiyonunu satarak paraya çeviriyorlar.''
Koleksiyon hobi ürünlerinin satıldığı merkezin Antalya'da bir ilk olduğunu ifade eden Nümizmat Mehmet Sandal ise Antalya'da bu alandaki açığı kapatma amacında olduklarını söyledi. Koleksiyonerlere, para, pul, efemera, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi kağıt ve madeni paralar ile dünya paralarının satıldığını anlatan Sandal, bunların yanı sıra eski objelerin saklanabileceği koruyucu ürünlerin de bulunduğunu kaydetti. Mehmet Sandal, ''Koleksiyonerlerimiz ihtiyaç duydukları malzemeler için İstanbul ve Ankara hatta Almanya ve Amerika Birleşik Devletleri'nden sipariş veriyorlardı. Bu hem zaman kaybı hem de ciddi maddi yük getiriyordu. Koleksiyonerlerimiz artık, aylarca beklemeyecek ve yüksek fiyat ödemeyecekler'' diye konuştu.
Sandal, elinde eski para veya obje bulunan vatandaşlara değer tespiti hizmetinde bulunduklarını da sözlerine ekledi.