Açıklamanın tam metni şöyle:
Kıbrıslı Türkler, tarihleri boyunca yaşadıkları, varlıklarına kasteden en büyük saldırılardan biriyle karşı karşıyadır. Kıbrıs’ın kuzeyindeki bütün üretici sektörler çökertilmiş, adaya taşınan nüfus sayesinde eğitim ve sağlık sektörleri yok edilmiştir. Turizm sektörü kumarhanelere devredilerek ortadan kaldırılmış, kamuya ait oteller tek tek satılmış, ülkenin en değerli sahilleri kumarhanecilere hibe edilmiş, onlara sağlanan krediler Kıbrıslı Türklerin hesabına borç kaydedilmiştir. Bankacılık - finans sektörü Türkiye bankaları tarafından çoktan teslim alınmış, Kıbrıs Türk Hava Yolları batırılarak havacılık sektörü Türkiyeli şirketlerin insafına terk edilmiş, çalışanları işsiz bırakılarak göçe zorlanmış, inşaat sektörü “teslim alınacaklar” listesinin üst sırasına yerleştirilmiştir.
Bu ekonomik harekât Kıbrıslıları bitirmeye yetmeyebilir düşüncesiyle sıra Kıbrıslı Türklerin, o hiç hazmedemedikleri, hoşgörülü, çağdaş yaşam tarzını ortadan kaldırmaya gelmiştir. Bu amaçla eğitim hedef alınmış, “dinsiz” bulunan Kıbrıslı Türkler için uygun gördükleri İslami yaşam tarzını dayatmak üzere cemaat ve tarikatların buradaki yapılanmaları ile faaliyetlerine hız verilmiştir. Önce ODTÜ, ardından TED Koleji, daha sonra ise İTÜ ve Çukurova Üniversitesi, “yardım heyeti” tarafından, bizi borçlandırarak sağlanan her türlü kolaylıkla ülkemize yerleştirilmiştir. Toplumun tüm muhalefetine rağmen Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) kreş, ilkokul ve koleji Doğa grubuna hediye edilmiş, DAÜ’nün Gazi Üniversitesi’ne devredilmesi için hazırlanan plan sinsice yürürlüğe konmuştur. Bu çerçevede DAÜ’nün programları “ortak program” adı altında bir bir Gazi Üniversitesi programları haline getirilmektedir. Gazi Üniversitesi Rektörü ile bir Rektör Yardımcısı DAÜ Vakıf Yönetciler Kurulu üyesi yapılmıştır. Bu gidişle, çok kısa bir süre sonra tek yapılması gereken, üniversitenin adının “Gazi Üniversitesi Doğu Akdeniz Kampüsü” olarak değiştirilmesi olacaktır.
Yakın Doğu Üniversitesi’nde açılan İlahiyat Fakültesi yetmemiş olacak ki, Haspolat Meslek Lisesi’nde, yasaları ve hukuku hiçe sayarak, Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası’nın (KTOEÖS) aylardır devam eden onurlu direnişine rağmen “ilahiyat” bölümü açılmış, Haspolat’ın en değerli 200 dönüm arazisi dün kurulan “ahlaki ve hayırsever (!)” bir vakfa, ilahiyat koleji ve dini külliye yapımı için bir kalemde hediye edilmiştir.
Ankara’dan dayatılan, Kıbrıslı Türklerin yaşam tarzını ortadan kaldırarak varlığına doğrudan kasteden bütün bu uygulamalar, aramızdan seçtikleri işbirlikçiler sayesinde, cemaat ve tarikatların kuklası haline gelmiş UBP hükümeti eliyle yapılmaktadır. AKP’nin ve cemaatların her dayatmasına boyun eğen UBP hükümeti, kendi üniversitelerine “kira karşılığında” veremediği vakıf arazilerini bir emirle tarikatçı yapılanmalara “bedava” vermektedir. Siyasal İslam’ın, gericilik ve yobazlığın; kuran kursları, ilahiyat fakülteleri, imam hatip liseleri aracılığıyla ülkemizde yuvalanmasını sağlayan UBP’li bakan ve milletvekillerinin bu ihanetini kendi çocukları bile affetmeyecektir, çünkü Kıbrıslı Türkleri orta çağın karanlıklarına gömecek gelişmelerden onlar da kurtulamayacaktır.
Meclis, Kıbrıslı Türkleri yok etme hedefine ulaşmak için bir araç olarak kullanılırken UBP dışındaki partilere mensup milletvekillerinin buradaki varlığı da yapılanlara meşruiyet kazandırmaktan öte bir anlam taşımamaktadır. Hangi partiden olursa olsun, yapılanları onaylamayan bütün milletvekilleri bir an önce meclisten çekilmelidir. Ülkemizi talan etmeyi ve bizleri yok etmeyi hedefleyen saldırılara karşı direnmeke ve öğretmen sendikalarımızın yürüttüğü mücadeleye destek vermekte kararlıyız. Halkımızın tüm kesimlerini, sendikalarımızı ve bütün sivil toplum örgütlerini, en geniş halk cephesini oluşturarak ülkemiz için, geleceğimiz için, çocuklarımız için, onurumuz için direnmeye ve şeriatçı saldırılara karşı birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.
Saygılarımızla,
DAÜ BİR-SEN