New York merkezli Amerikan Türk Cemiyeti'nin düzenlediği toplantıda konuşan Başkent Washington'da bulunan Alman Marshall Vakfı Akademisi üyesi de olan Walker, Türkiye-ABD ilişkileri, Türk iç ve dış politikası üzerine açıklamalarda bulundu.
Türkiye-ABD ilişkilerinde Obama dönemiyle birlikte ''model ortaklık'' görüşünün ağırlık kazandığını ve ilişkilerin çok güçlendiğini kaydeden Walker, ''ABD'de eskiden Başkan ister Demokrat, ister Cumhuriyetçi Parti'den olsun genel olarak Türkiye'ye bakış açısı noktasında bir değişiklik olmazdı. Ancak bu durumu Bush-Obama dönemleri olarak kıyaslarsak arada ciddi farklar olduğunu görürüz. Bush döneminde ilişkiler ciddi oranda azaldı. Ancak Obama'nın gelişiyle herşey değişti'' diye konuştu.
Obama'nın 2009 başında Başkan olmasının ardından yaptığı ilk okyanus ötesi seyahatin Türkiye'ye olmasının da bu ülkeye ABD'nin yeni dönemde vereceği önemi gösterdiğini belirten Walker, Türkiye'nin bölgede giderek güçlenen bir önemi olduğunu belirtti.
Walker, Turgut Özal'ın ölümüyle Türkiye'nin 90'lı yıllarda ciddi politik, ekonomik sarsıntılar geçirdiğini, özellikle ekonomik sorunların 2000'li yıllara kadar Türkiye üzerinde etkisi olduğu yorumunu da yaptı.
Richmond Üniversitesi'nin genç öğretim üyesi, 2000'li yıllarda Türkiye'nin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde giderek güçlenen ve istikrarlı bir ülke olduğunu da vurgulayarak, ''Başbakan Erdoğan, ortalama Türk insanına hitap etmeyi çok iyi biliyor. O'nun ilginç diyalog kurma stili ve karizması Türk siyasetinde derin bir iz bırakıyor'' dedi.
Konuşmasında Türk dış politikasına da değinen Joshua Walker, İran ile yakınlaşma ve Mavi Marmara olayının Washington'da soru işaretleri yarattığını, ancak Türkiye'nin ''komşular ile sıfır sorun'' politikası izlediğini, bölgede de gücünü hissettirme isteğinde olduğunu, Türkiye'yi anlamak gerektiğini söyledi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun bugüne kadar Dışişleri Bakanları arasında rastlanmayan bir performans sergilediğini de belirten Walker, sözlerini şöyle tamamladı:
''Davutoğlu, hiperaktif ve insanüstü bir dışişleri bakanı. Gerçekten hemen her yerde olabiliyor. Çok farklı bir insan ve adından da söz ettirmesini biliyor. Geçtiğimiz yılın Türkiye-ABD ilişkileri bakımından bir başka önemli özelliği de iki ülke politikacıları ve diplomatlarının temasları noktasında en yüksek rakama ulaşılan yıllardan birisi olması. Devlet Başkanı, Başbakan, Bakanlar ve diplomatlar çok fazla karşılıklı görüşmüşler. Bu da Türkiye-ABD ilişkilerinin geldiği noktayı gösteriyor.''