Yunanistan'ın en çok satan gazetesi Ta Nea, bugünkü sayısında Dışişleri Bakan Vekili Dimitris Druças'ın bir mülakatına yer verdi. Türk-Yunan ilişkileri üzerine değerlendirmelerde bulunan Druças, Türkiye'ye güvenmediklerini ima etti.
"TÜRKİYE'YE GÜVENİMİZ AZ"
Atina'da bugün yapılacak ve Türkiye ile Yunanistan arasındaki Ege sorununa çözüm bulunması amaçlanan 44'üncü istikşafi temaslardan beklentilerinin sorulması üzerine Druças şunları söyledi: "İstikşafi temaslarda netice gördüğümde Türkiye'ye inanacağım. Türk-Yunan ilişkilerinde güven eksikliği var. Ege'de kabul edilemez uygulamaların devam ettiğini gördüğünüzde, nasıl olmasın?" Yunanistan olarak buna tepkilerinin "hareketsiz kalmak yerine sorumluluk almak" olduğunu savunan Druças, dış politikada son sekiz ayda yapılanların eski hükümetin 5 buçuk yıllık döneminden daha çok olduğunu söyledi. "Kıta sahanlığı sorununun belirlenmesi konusunda irade bulunduğunu" kaydeden Druças, "Aynı şeyi Türkiye de söylüyor. Bunun üzerine inşa etmek istiyorum, buna inanmak istiyorum. Ancak söylediğim gibi sonuç üzerine bir değerlendirmede bulunacağız." ifadelerini kullandı. "İki taraf kırmızı çizgilerini değiştirmeden ve Türk tarafının Ege ihlalleri devam ettiği sürece bu mümkün mü?" sorusu üzerine Druças, "Kıta sahanlığı sorununda açık kanunlar var: Uluslararası Deniz Hukuku sözleşmesi. Davutoğlu'nun Gazze konvoyuna saldırı konusunda Deniz Hukuku konusunu gündeme getirmesini ilgiyle dinledim. Bunun Türkiye açısından yeni bir yaklaşıma damga vurmasını umuyorum." cevabını verdi.
"Makul bir sürede çözüme ulaşmayı başaramazsak, o zaman Lahey Adalet Divanı'na gidelim." önerisini bir kez daha yineleyen Druças, Ege'deki Türk ihlallerinin bu çabalara katkı yapmadığını ve bunu Türk tarafının "komşularla sıfır problem" anlayışıyla nasıl bağdaştırdığını anlayamadığını savundu.
"AB İLE MÜZAKERELERDE ŞARK PAZARLIĞI OLMAZ"
Dimitris Druças, "Türkiye ve Yunanistan ilişkileri tam normalleşmeden, Kıbrıs sorunu çözülmeden ve Yunanistan'ın egemenlik haklarına tam saygı gösterilmeden, Türkiye'nin AB üyesi olamayacağını" iddia etti.
Türkiye'nin göz ucuyla Doğu'ya bakmasını anlaşılır bulduğunu ifade eden Druças, "Ancak bu, Türkiye'nin geleceğinin Avrupa ile ilişkili olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Türk liderleri bunu iyi biliyor." şeklinde konuştu. Dışişleri Bakan Vekili Dimitris Druças, "Türkiye, AB ile müzakerelerin şark pazarlığı olmadığını anlamalı." iddiasında da bulundu. Druças, "Türkiye AB'ye girebilmesi ve Avrupalı olabilmesi için köklü şekilde değişmeli." dedi.
"AB, TÜRKİYE'YE TAM ÜYELİK TAAHHÜDÜNDE BULUNMALI"
Avrupa'ya da mesaj gönderen Druças şöyle devam etti: " AB' de net şekilde konuşmalı. Türkiye kriterleri tamamladığında nihai sonuç için taahhüt vermeli." AB'de Türkiye ile ilişkilerde yeni bir sürece geçilmesi arzusunun bulunduğu izlenimi edindiğini ifade eden Druças, Atina'nın bunu değerlendireceğini ifade etti.
İsrail'in Gazze'ye ambargonun hafifletilmesi konusundaki açıklamasını olumlu yönde atılmış bir adım olarak gördüğünü belirten Druças, Yunanistan ve uluslararası toplumun ambargonun tamamen kaldırılmasından yana olduğunu sözlerine ilave etti.
"ATİNA, GÜN AŞIRI TÜRKİYE'Yİ SUÇLAMAKTAN VAZGEÇMELİ"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Mayıs ayında gerçekleşen Atina ziyaretinde ilişkilerin geliştirilmesine yardımcı olması düşünülen 22 anlaşma imzalanmış, iki ülke ilişkilerine ivme kazandırması amacıyla Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi toplanmıştı. Türk-Yunan ilişkilerine duyarlı Yunan gazeteciler, Atina'da gerçekleşen temaslar ile PASOK hükümeti döneminde sık sık bir araya Türk ve Yunan yetkililerin diyalog çabalarına, Yunan hükümet üyelerinin açıklamalarının katkı yapmadığına inanıyor. Eskiden olduğu gibi Yunan siyasilerin, her zaman Türkiye'yi suçlu ilan etmekten vazgeçmesi gerektiğine dikkat çekiliyor. Bu bağlamda Dışişleri Bakan Vekili Druças'ın bugün dile getirdiği görüşlerin iki ülke ilişkileri ile halklar arasındaki yakınlık arayışlarına katkıda bulunmadığına işaret ediliyor. Türkiye ve Yunanistan arasında Atina'da bugün 44. istikşafi görüşmelerin yapılacağını hatırlatan gazeteciler, Druças'ın mülakatında Erdoğan'ın Atina ziyaretine hiç değinmemesini doğru bulmuyor, Türkiye'yi suçlayıcı ifadeler kullanmasının bu yeni sürece zarar vereceğinin altını çiziyor.