Gösteri yürüyüşünü çok sayıda yabancı devlet ve hükümet başkanının katılması, güvenlik önlemlerini artırılmasına yol açtı.
Yürüyüş sırasında izdihamın önüne geçmek için yürüyüşün gerçekleşeceği üç kilometre uzunluğundaki Republique ve Nation meydanları arasında iki ayrı parkur belirlendi.
Yürüyüşe Başbakan Ahmet Davutoğlu ile beraber Almanya Başbakanı Angela Merkel, İngiltere Başbakanı David Cameron, İtalya Başbakanı Matteo Renzi, İspanya Başbakanı Mariano Rajoy, Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko, Hollanda Başbakanı Mark Rutte, Belçika Başbakanı Charles Michel, Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk, Danimarka Başbakanı Helle Thorning-Schmidt ve Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov katıldı. Yürüyüşte Afrika'dan da Mali Cumhurbaşkanı Boubacar Keita ve Nijer Cumhurbaşkanı Mahamadou Issoufou yer aldı.
CUMHURİYET MEYDANI'NA İNSAN AKINI
Paris'teki saldırıları protesto etmek için düzenlenen Cumhuriyet Yürüyüşü'nün yapılacağı Cumhuriyet Meydanı'na adeta insan aktı. Meydanda onbinlerce insan ellerinde bir çok ülkenin bayrağı ve dövizlerle katıldı.
EYFEL'İN IŞIKLARI SÖNDÜ
Paris katliamının ikinci gününde yüzlerce kişi, Republique Meydan'ında toplanarak, meydanda mum yakarak, çiçekler koydu. Yas nedeniyle Eyfel Kulesi saat 20.00'da on dakika karartıldı.
Gün içinde katliamın yaşandığı Charlie Hebdo binası polis barikatının önüne binlerce kişi çiçek bırakarak, mum yaktı. Ziyaretçiler arasında bulunan Fransa İslam Konsey Başkan Yardımcısı Ahmet Oğraş şöyle konuştu:
"İslam Konseyi toplantısında Fransa'da ki tüm camilerde Cuma hutbesinde terör şiddeti lanetlenecek. İslam dininin barış ve hoşgörü dini ve birlikte yaşama kültürü olduğu belirtilecek. En önemlisi Pazar günü ülke genelinde yapılacak olan birlik beraberlik ulusal yürüyüşünde hep beraber orada olacağız. Müslümanlar olarak biz burada zan altında kaldık. Ümit ediyoruz ki Fransa'nın 11 Eylül'ü olmaz. Bu konuda gelecek günlerde rahatlatacak şeyler görmek istiyoruz. Malesef Fransa'daki bazı siyasetçi, yorumcular bu konuda 'Fransa uzun vadeli savaşa girmiştir' diyorlar ancak tarafın kim olduğu belirtilmediği için tedirginiz. Fransa'da tahmini 3 bin camimiz var. Bunları koruma altına almamız lazım. Ülkenin bize güvence vererek polis koruması sağlamalı.
Bu günden sonra DİTİB Türk camilerini daha sık kontrol edeceğiz ve zayıf noktalarımız varsa onları telafi edeceğiz. Fransa İçişleri Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı'ndan garanti isteyeceğiz. Laik cumhuriyet Musevi kardeşlerimizi koruması altına aldı ise bizi de almalı. Bizim sadece cami derneklerimiz yok; iş yerlerimiz, okullarımız var. Fransa'da yeni bir dönem başlıyor. Milat oldu. Olayın bir diğer tarafından pozitif baktığımızda sesiz olan Müslüman toplumu aktif olması gerekiyor. İşyerinde, okulda evde, her yerde Fransız arkadaşına başsağlığı dilemesi gerekiyor. Diyaloğu daha derinleştirmek gerekir. Fransa'da ki Müslümanlar konuşmazsa o sesizliği kötü niyetliler kullanıyor. Çok dikkatli olmalıyız. Ümitliyiz ama tedbirimizi almakta da fayda var."