Partisince Kütahya Zafer Meydanı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara seslenen Erdoğan, 2 milyon öğrencinin çok büyük bir umutla ve çok büyük hayallerle YGS Sınavına girdiğini, sınavın ardından birilerinin şifre iddialarını ortaya attığını ifade etti.
Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"CHP Genel Başkanı, MHP Genel Başkanı başta olmak üzere, fırsatçılar hemen bu iddianın üzerine çullandılar. 'Gençler söz konusu' demediler. 'Gençlerin hayalleri söz konusu' demediler. 'Gençlerin umudu söz konusu demediler ve bu iddiaları anında bir istismara dönüştürdüler. Bir de bunların yandaş medyası var. Gençler üzerinden AK Parti'ye vurmaya çalıştılar.
Günlerdir, yapılan tüm açıklamalara rağmen, iddiaların asılsız olduğunu gösteren tüm delillere rağmen, CHP ve MHP, gençlerin hayalleri üzerinden istismara devam ediyorlar. Bakın, Doğu'da, Güneydoğu'da, 7 yaşındaki okul çocuklarının eline taş verip askere polise karşı kışkırtmak, ilkokul çocuklarını istismar etmek ne kadar çirkinse, 2 milyona yakın gencimizin hissiyatını istismar da o kadar çirkindir.
Sabahlara kadar ders çalışan, üniversite hayali gören, gelecek planları yapan o tertemiz zihinleri istismar etmek, siyaset değil, apaçık fırsatçılıktır. Bununla birlikte yargıya müdahaledir. Bugün Kütahya'dan bir kez daha açıklıyorum; her türlü iddianın takipçisiyiz. Yargıyla birlikte her türlü iddiayı çok yakından izliyor, inceliyoruz."
"SINAVA GİREN GENÇLERİN HAKKI TEMİNATIMIZ ALTINDA"
Şu ana kadar, YGS'de kopya çekildiğine dair tek bir delil ortaya konulmadığını kaydeden Başbakan Erdoğan, hesaplamayla ve diğer konularla ilgili aksaklıklar varsa, bunların derhal düzeltildiğini, telafi edildiğini ve hiçbir öğrencinin mağdur edilmediğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Sınava giren gençlerimizin her birinin hakkı ve hukuku bizim teminatımız altındadır. Hiç kimsenin hak yemesine, çıkar sağlamasına, ayrıcalık tanımasına imkan ve fırsat asla vermeyiz.
CHP ve MHP'ye buradan sesleniyorum; gençlerin üzerinden elinizi çekin. Gençlerin zihnini bulandırmaktan, buradan rant etme fırsatçılığından vazgeçin. Onların yandaş, candaş medyasına da sesleniyorum; gençlerin hissiyatını istismardan artık elinizi çekin. Sizi çok iyi tanıyorum. Candaş medya, sizi çok iyi tanıyorum. Buradaki aktörleri de çok iyi biliyorum. Hiçbir zaman medya özgürlüğü, basın özgürlüğü ile bunlara kılıf çekemezsiniz. Biz sizinle iktidar olmadık. Biz milletle iktidar olduk, milletle yürüyeceğiz.
Tüm genç kardeşlerime sesleniyorum; bu siyasetçilerin, bu medyanın istismarcı tavırlarına aldanmayın. Bunların hırsla kurdukları tezgahlara gelmeyin. Bunların kışkırtmalarına, tahriklerine aldanmayın. Gönül huzuru içinde ikinci sınava hazırlanın. Tekrar ediyorum; tek bir öğrencimizin dahi mağduriyetine göz yummayız, yummayacağız. Öğrencilerimiz müsterih olsunlar, rahat olsunlar, bu istismarcılara kulak vermesinler."
"CHP'NİN USTASININ KİM OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI"
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Dikkatinizi çekiyorum; CHP, bir yandan bu ülkeye musallat olmuş çeteleri diriltmeye çalışırken, bir yandan da o eski siyaset tarzını yeniden Türkiye'nin gündemine taşımak istiyor. Esasen, CHP'nin bu noktada ustasının, akıl hocasının, danışmanının kim olduğu ortaya çıktı.
Siz onları çok iyi tanırsınız... Hani, 1991 yılında, 'Kim ne veriyorsa ben 5 fazlasını veriyorum' diyenler vardı ya... Hani, herkese bir ev, bir araba vadedenler vardı ya... Hani 500 günde ülkeyi düzlüğe çıkaracağını söyleyip, ülkeyi batıranlar vardı ya... İşte bugün CHP, o emekli siyasetçilerin gölgesinde, onların yedeğinde, onların himayesinde siyaset yapmaya çalışıyor. Tıpkı onlar gibi bol keseden atıyor, tıpkı onlar gibi olmayacak şeyleri vaat ediyor, tıpkı onlar gibi dini, dini değerleri istismar ediyor.
Futbol takımı tutar gibi parti tutmayalım. Ülkeye kim hizmet ediyorsa onu tutalım."
"SORUMLU ARIYORSA KENDİNE BAKSIN"
"Atmamız gereken çok daha önemli adımlar var, yolumuz uzun" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Rahmetli Ecevit'i tasfiye etmek isteyenlere, daha yaşarken, başbakanken, üzerine beton dökmek isteyenlere sahip çıkıyor. Bakınız bu ifade bana ait değil. Bu ifade, DSP'nin eski genel başkanı sayın Zeki Sezer'e ait. Sayın Kılıçdaroğlu, hemen yanı başındaki yardımcısına Ecevit'in eski yol arkadaşına gitsin bunları sorsun. Mehmet Haberal hakkında geçmişte neler söylediğini de sorsun, Emrehan Halıcı'ya. Yetmez milletvekili adayı Sinan Aygün'ü de çağırsın, ona da Ecevit'le ilgili Ecevit'in başbakanlığı döneminde neler yaptığını, neler söylediğini sorsun. Allah aşkına böyle bir karışım olur mu? Böyle bir çorba olur mu? Yıllarca birbirlerini bu şekilde yiyenler, didişenler, birbirleri hakkında olmadık sözleri söyleyenler, hatta mahkemelere düşenler, en zıt kutuplarda buluşanlar şimdi CHP çatısı altında ittifak yapıyorlar. Kime karşı AK Parti'ye karşı. Elhamdülillah, demek ki doğru yoldayız. Demek ki istikametimiz doğru. Bunlarınki ittifak değil, bunlarınki çete kardeşliği, çeteler bunları bir araya getirdi. Kol kola, omuz omuza getirdi. Çıkmışlar MHP'yle de ağız birliği yaparak ortaya dökülen çirkin kasetlerden dolayı AK Parti'yi suçluyorlar. Eski genel başkan kaset mağduruydu, yeni genel başkan kaset mamulü. CHP Genel Başkanı'na Kütahya'dan sesleniyorum, CHP'de ortaya çıkan kaset skandalından istifade edenler kimler. O kaset skandalından fayda sağlayanlar kimler, o kaset skandalının ardından CHP'yi yeniden şekillendirme fırsatı bulanlar kimler. O kasetlerden sonra ellerini ovuşturanlar kimler. CHP Genel Başkanı uzaklara bakmasın, AK Parti'ye bakmasın, eğer sorumlu arıyorsa dönsün kendine ve yanı başındakilere baksın. AK Parti böyle çirkin işlerin içinde asla olmaz. Böyle çirkin işlerden fayda beklemez. Bunları fırsat olarak görmez ve kullanmaz. Ben CHP'yi de MHP'yi de milletime havale ediyorum. Ben onları kasetleriyle, kendi iç didişmeleriyle baş başa bırakıyorum. Biz işimize bakacağız, biz Türkiye'yi büyütmeye devam edeceğiz."