Erdoğan, ilk etapta yıkılan 31 konutun yerine TOKİ tarafından 6-8 ay içerisinde yeni konutlar yapılacağını belirtirken "Bir yere inşaat yapılmaması gerekiyorsa oraya imar müsaadesi veren belediye başkanı, köylerde valilikler bu işin kesin sorumlusudurlar" dedi.
13 kişinin yaşamını yitirdiği Rize'deki toprak kayması felaketinin ardından bölgede incelemelerde bulunan Başbakan Erdoğan, bakanlıklar, yerel yönetimler ve Türk Kızılayı tarafından bölgede çalışmaların sürdüğünü ve süreceğini söyledi. 150 iş makinesi ve 500 civarında çalışanın bölgede görev yaptığına değinen Erdoğan "Hükümet olarak Kızılay'ın verdiği desteklerin yanında şu ana kadar mali noktada hasar tespitleri ile önce yıkılan ve yıkılma noktasında olan 31 evin durumu söz konusu. Bu evleri TOKİ olarak süratle 6-8 ayda yapıp sahiplerine teslim etmeyi hedefliyoruz. Bunun yanında orta hasarlı olanlardan yıkılması gerekli olanlar üzerinde de çalışmalar yapılıyor. Yıkım kararı vererek onları da bu 31'e dahil etmemiz mümkün olacaktır. Az hasarlılara mali destek verilerek hasarların giderilmesine çalışılacaktır. Malları zarar gören vatandaşların zararları giderileceği gibi esnafın ciddi manada zararlarının giderilmesi noktasında çalışmalarımız olacak. Vergilerinin ertelenmesi talepleri var. Bu konuyu zaten cemil bey de açıklama yapmıştı. Bunun kararını hemen alacağız. Çaykur olarak çay noktasında zararı olan vatandaşların da zararını gidermek için Çaykur Genel Müdürümüz ekibi ile çalışma yapıyor. Zararlarını gidermenin gayreti içinde olacağız" dedi.
İNŞAAT RUHSATI VERENLER BU İŞİN SORUMLUSUDUR
Başbakan Erdoğan, maddi zararların giderilebileceğini ancak hayatını kaybedenlerin geri getirilemeyeceğini de hatırlatırken, Karadeniz bölgesinin bu tür toprak kaymalarına her zaman açık olduğunu da sözlerine ekledi. Binaları inşa ederken göğe ne kadar yükselirsek o kadar iyi olur anlayışı ile hareket edilmemesi gerektiğinin altını çizen Erdoğan şunları söyledi:
"Ben buradan başta kamu görevlilerine de sesleniyorum. Buralarda siyasi hesap güdülemelidir. Bir yere inşaat yapılmaması gerekiyorsa oraya imar müsaadesi veren belediye başkanı valilikler bu işin kesin sorumlusudurlar. Vatandaşların da duyarlı olmasını kaçak yollara tevessül etmemesini de bir musibet bin nasihatten evladır diyerek hatırlatmak istiyorum Orman olan yerlerimizi çaylığa dönüştürdük. O zamanlar evlerimizin altında ahırlarımız vardı. Gübreleri kullandık. Bu gübreleri boşalttık kimyasal gübreyi kullanmaya başladık. Toprak balçığa dönüştü. Adeta jöle gibi. Bu tür yağmurla bütünleştiği anda toprak balçık olarak su noktasında çok daha katı bir bulamaç gibi akıp geliyor. Akan yerlere bakın çaylıklar. Ağaçların olduğu yerde direnme var. Erozyona karşı en büyük direnme köklü ağaçlardır."