Adalet Bakanlığı, HSYK'nın, unvanlı hakim ve savcılarla ilgili atama talebiyle, bazı dava ve soruşturmalara müdahale olacağı görüşüyle, yaz kararnamesinin kalan kısmını geri çekti.

Bakanlığın bu iddiası, HSYK tarihinde ilk kez tanık olunan belgeli bir açıklamayla yalanlandı. HSYK, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kuruma gönderdiği yazıda, 6 özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi başkanının ek hakim talebinde bulunduğunu belirtti.

HSYK Başkanvekili Kadir Özbek, geri çekilen kararnameye rağmen kurumun çalışmaya devam edeceğini ve bu geri çekmenin hukuki sonuçlar doğuracağını açıkladı.

 

Yargı krizinde gün boyu yaşananların özeti böyleyken, Adalet Bakanı Sadullah Ergin yeni değerlendirmelerde bulundu.

 

Kanal24 televizyonuna konuşan Ergin, ''Bize göre Kurul'da (HSYK) şu anda görüşülmesi mümkün olan bir taslak yok'' dedi.

 

Ergin'in açıklamaları şöyle:

— "Türk yargısı arzu edilen noktada değil.

— HSYK'nın özel yetkili ağır ceza mahkemeler için yıllık iş yükü, 350 dosyadır. 350'nin üzerinde olursa iş yükünün fazla olduğu anlamına gelir. İstanbul'daki bu mahkemelerde 2007'de 420 olan dosya sayısı, 2009'da 248'e düşmüştür.

— Buna rağmen her mahkemeye artı ikişer tane daha hakim verme ihtiyacı... Peki bunu kabul edelim diyelim ki 'evet, bunu mahkeme başkanları istedi', eğer samimi niyetimiz buysa. Peki bu mahkemelerde halen görev yapan hakimleri, savcıları niye almak istiyoruz?

— İstanbul'daki böyle. Peki Erzurum'daki mahkeme başkanını, mahkeme üyesini, başsavcıyı, 6 tane savcıyı niçin almak isteriz? Diyarbakır başsavcısını niçin almak isteriz? Onlarda mı Kurul'a kendi kendilerini aldırmak için müracaat ettiler? 

"GÖREV SÜRELERİ DOLMADI, TALEPLERİ YOK"
— Birinci bölgede bir hakim 7 yıl geçmedikçe, kendi talebi yoksa ve hakkında bir soruşturma bulunmuyorsa buradan alınmaması ilkesi var. Sözü edilen yerlerdeki hakim ve savcıların hiçbiri görev yerinde bu süreyi doldurmadı, bu tür bir talepte bulunmadılar. Kurulun talepleri tamamen birinci bölgeye ilişkindir, bunlar 7 yılını doldurmamıştır ve kendi talepleri de yoktur.

— Kurul'da bazı hakim ve savcıların görevden alınmak istendi. Bunları neye dayanarak alacağız? Şubat ayında Kurul, Erzurum özel yetkili savcıların yetkisini kaldırdı, başka savcılara yetki verdi. Ne hazindir ki Kurul'un yetki verdiği yeni savcılar da Kurul'un düşüncesi istikametinde değil yetkileri kaldırılan savcılar istikametinde işlem yaptılar.

— Şimdi onları cezalandırmak istiyoruz sanki, 'Sizi biz görevlendirdik ama bizim dediğimizi gene yapmıyorsunuz'... Böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir saikle hakim, savcılarla oynamak ne kadar doğrudur? Nerede kaldı bağımsız yargı, nerede kaldı, 'tabii hakim' ilkesi, 'hiç kimse tabi olduğu mahkeme ve hakimden başkasının önüne çıkartılamaz' ilkesi nerede kaldı? 

"BİZİ SAVCI VE HAKİM GİBİ Mİ GÖRÜYORLAR?"
— Geçmiş dönemlerde Kurul'da çalışan üyelerden bir tanesi şöyle bir laf etmiş, 'Bu Kurul kadını erkek, erkeği kadın yapmaktan başka herşeyi yapabilir' gibi bir anlayışa sahip olan üyeler geçmiş bu Kurul'dan... Bu arkadaşlarımız böyle bir şey düşünüyorlarsa herhalde bizi falanca ildeki mahkemedeki savcı, hakim gibi görüp bizi de görevden alabilirler, bizim de yetkilerimizi kaldırabilirler. Bilemiyorum 'sonuçları' derken neyi kast etti Sayın Başkanvekili? Onu kendisine sormak lazım. 

"NİYE GÖREVDEN ALMAK İSTİYORSUNUZ?"
— Topluma karşı bir beyanda bulunduğunuz zaman samimi, açık yürekli ve dürüst olmamız gerekiyor. Şimdi şayet İstanbul'daki 6 tane ağır ceza mahkemesinin başkanlarının talebini yerine getiriyoruz deniyorsa o zaman şunu sorarlar adama, 'Madem ihtiyaç var ve siz o mahkemelere hakim vermek ihtiyacı içerisindesiniz, peki o mahkemelerden 10 civarında hakimi niye görevden almak istiyorsunuz, 4 tane savcı, başsavcı vekilini niçin görevden almak istiyorsunuz' İstanbul Adliyesi'nde bir çok mahkeme başkanı ilave mahkeme kuruluşu ve hakim takviyesi istiyorlar. Hele hele Sulh Ceza mahkemeleri var ki her mahkemeye yaklaşık 8 ila 10 bin dosya düşüyor şu anda.

— Bir idari işlemi yapmaya yetkili olan makam, onu geri almaya da yetkilidir. Tesis edilen bu idari işlem, kararlaştırılmayan kısmı itibarıyla hala idari işlem mahiyetinde. Taslağın görüşülmeyen kısmını çektik. Gelen taleplere göre bunlarla ilgili çalışma yapılacak. Bu çalışma da Kurul'un önüne götürülecek. 

— Yarın ne toplantısı yapılacağını Sayın Başkanvekiline sorarsınız, ne toplantısı yapılacak. Bize göre Kurul'da şu anda görüşülmesi mümkün olan bir taslak yok. 

"DAVA YOLUNU DENEYEBİLİRLER"
— Biz Danıştay'ın içtihatlarına dayalı olarak kararnamemizin görüşülmeyen bölümlerini çektik. Bizim yapmış olduğumuz bir idari işlemdir, bu bu idari işleme karşı beğenmezlerse dava yolunu deneyebilirler. Dava sürecinin sonucunda yine yargının vereceği karara da tabi oluruz."

— HSYK üyeleri kararname taslağıyla ilgili belirli bir süre inceleme yaparken, bizim üyelerin taleplerine anında ''evet'' ya da ''hayır'' dememiz mümkün değil. Bizim de onların taleplerini alıp inceleme yapmamız lazım. Neden yapılmak isteniyor, özel nedenleri var mı bakmak gerekiyor. Şimdi bu talepler masanın üzerinde, bunları taslakla örtüştürmek, uyumlu hale getirmek için çalışma yapmamız gerekiyor. 

"ETKİLEMEYE YÖNELİK TASARRUFLAR"
— HSYK üyelerinin talepleri 'görülmekte olan davaları etkilemeye yönelik tasarruflar'dır. (Özel yetkili mahkemeleri dağıtıp yeniden dizayn ediyoruz) diyorsunuz. Burada yapılmak istenen, bizdeki algı, bu mahkemeleri yeniden dizayn etmektir ki bu yargı bağımsızlığı ilkesinin ihlalidir."

Restleşme devam ederse ne olacak?: Bakanlığın bir işlemi var. İdarenin eylem ve işlemleri yargıya tabidir, isterlerse bizim işlemimizi yargıya götürürler.

Bunu öngörmüş müydünüz?: Bu arzu etmediğimiz bir seçenekti.

Kararnamede Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner de bulunuyor mu?: Görev süresi dolmuştu, atanma talebi vardı, onunla ilgili de bir tasarrufta bulunma talebi söz konusu.

HSYK Başkan Vekili Özbek'in, ''Toplantının yarın da devam edeceği'' açıklaması: Müsteşar olmadan Kurul toplanamaz. Gündemi de bakanlık belirler. Kararname taslağını çektik, gündem de yapmadık, dolayısıyla istişare toplantısı yapmış olurlar.