KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıs Rum tarafının, mülkiyet önerilerinde bencil davrandığını, sadece ve sadece Rum tarafını tatmin edecek, Kıbrıs Türk halkının sosyo-ekonomik dokusuna darbe vuracak bir yapıyı empoze edebileceğini düşündüğünü belirterek, ''Dostum Hristofyas hala Kıbrıs Türk halkını 1974 öncesine götürebileceğini zannediyorsa, yanılıyor. Kıbrıs Türkü Ozmosis siyasetine boyun eğdirilemez'' dedi.
Eroğlu, Avrupa Birliği'ne (AB) 26 Nisan 2004'te söz verdiği gibi izolasyonları kaldırması, Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas'a da konuları iyi niyetle, yapıcı olarak ele alarak, artık Kıbrıs sorununu tarihe gömme çağrısı yaptı.
KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında, Lefkoşa Dr. Fazıl Küçük Bulvarı'nda düzenlenen resmi geçit töreninde yaptığı konuşmada, Kıbrıs konusuna da değinerek, ''Dış güçlerin oyunlarına gelinerek Kıbrıs Türk halkı Rum devletinin 'Ozmosis' yani Kıbrıs Türk halkının Rum Devleti içinde eritilmesi siyasetine boyun eğdirilemez'' diyerek şöyle devam etti:
''Türk askeri gerçeklere dayalı, adil, yaşayabilir bir anlaşma sağlanmadan Kıbrıs'ı terk edemez. Türkiye garantörümüz olmaya, etkin ve fiili garantisini sürdürmeye devam edecektir. Rum'un istekleri ortada. Rum tarafı hala Kıbrıs konusunu Birleşmiş Milletler zemininden Avrupa Birliği zeminine kaydırmaya, Avrupa Birliği'nde haksızca elde ettiği statüyü aleyhimize kullanarak başarı elde etmeye çalışmaktadır.''
''AB DAHA FAZLA RUM OYUNLARINA GELMEMELİ''
Türkiye'ye sözde ''Kıbrıs cumhuriyeti''nin tüm ada üzerindeki egemenliğini tanıması için baskı yapıldığını kaydeden Eroğlu, AB'ye, verdiği sözü tutarak, izolasyonları kaldırması çağrısı yaptı.
Eroğlu, şöyle devam etti:
''Avrupa Birliği daha fazla Rum oyunlarına gelmemeli biran önce sözünü tutarak Kıbrıs Türkünün serbest ticaret yapabilmesinin yolunu açmalıdır. 26 Nisan 2004'te söz verdiği gibi izolasyonları kaldırmalıdır.
Türkiye'nin limanlarını Rum gemilerine açması ile yapılmak istenen fiili tanımanın gerçekleşmesidir. Ardından da Türkiye'ye sözde Kıbrıs Cumhuriyeti'ni resmen tanıması dayatılacak böylece Kıbrıs konusunun Rum-Yunan ikilisinin istemleri doğrultusunda sonuçlandırılmasına çalışılacaktır. Çare, doğruları görmektir.
Artık zamanı gelmiştir. Kıbrıs Türk halkı daha fazla oyalanmamalıdır. Rumun uzlaşmaz tavrı karşısında dünya daha gerçekçi hareket etmelidir. Bizim de diğer dünya halkları gibi haklarımız olduğu teslim edilmelidir.''
''RUM TARAFINA PRİM TANINIRSA MÜZAKERE SÜRECİ ZARAR GÖRÜR''
"Rumlar beğenmiyor, istemiyor, onların işlerine gelmiyor" diye Kıbrıs Türk halkını cezalandırmanın, insan hakları ve uluslararası hukukla bağdaşmadığını vurgulayan Eroğlu, Kıbrıs müzakerelerinde mülkiyetle igili kendi önerilerinin ise, makul ve mantıklı olduğunun ifade edildiğini belirtti.
Eroğlu , buna rağmen Rum tarafına prim tanınırsa müzakere sürecinin bundan büyük zarar göreceğini söyledi.
BM Genel Sekreteri'nin üçlü görüşme davetini olumlu karşıladıklarını anımsatan Eroğlu, ''Yapılacak üçlü görüşmede çok net bir şekilde tutumumuzu bir kez daha izah edeceğiz. Varolan gerçeklerden hareket edersek Kıbrıs'ta çok kısa süre içinde çarpıcı ilerlemeler yaşanması ve bir antlaşma noktasına gelinmesi mümkündür. Ancak dostum (Rum lider Dimitris) Hristofyas hala Kıbrıs Türk halkını 1974 öncesine götürebileceğini zannediyorsa, yanılıyor'' dedi.
''HRİSTOFYAS'IN ÖNERİLERİ BENCİL''
Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas'ın, mülkiyet önerilerinde bencil davrandığına işaret eden Eroğlu, şöyle devam etti:
''Mülkiyetle ilgili önerilerinde bir kez daha gördük ki, bencil davranıyorlar, sadece ve sadece Rum tarafını tatmin edecek, Kıbrıs Türk halkının sosyo-ekonomik dokusunu darbeleyecek, ona tamiri mümkün olmayan zararlar verebilecek bir yapıyı bizlere empoze edebileceklerini düşünüyorlar.
Önerdiklerini eğer kabul edersek Kuzey'deki eski Rum mallarının yüzde 98'ini geri vermemiz gerekecek. Yüzde 2'sinde ise geçici bir süre kiracı olabileceğiz. Tabii bu süre hitamında o yüzde 2 de elimizden gidecek. Peki ama buna kim 'olur' diyebilir? Mümkün değildir. Böyle bir şeye 'evet' demedik, demeyeceğiz.''
''KIBRIS SORUNUNU TARİHE GÖMELİM''
''Gelsinler iyi niyetle, yapıcı olarak konuları ele alalım ve artık Kıbrıs sorununu tarihe gömelim'' diyen Eroğlu, Doğu Akdeniz'in barışa kavuşması için tüm bölgeye örnek olunabileceğini belirterek, şunları kaydetti:
''Kıbrıs Türk ve Rum halkları olarak iki Anavatan, Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkilerin geliştirilmesini engelleyen değil, tam tersine hızlandıran unsurlar haline gelelim.
Yunanistan ve Güney Kıbrıs'tan sonra Türkiye ve Kıbrıs Türk halkı da Avrupa Birliği'nde yeralsın ve halklarımız bundan sonra acıyı, ızdırabı değil, refahı, huzuru, daha mutlu yarınları konuşsun.
Biz bunlara varız.
Samimiyetle ifade ediyorum ki sağlam bir antlaşma için üzerimize ne düşerse onu yerine getirir, Kıbrıs Türk halkının bu antlaşmaya bir referandumda 'evet' demesi için canla başla çalışırız.''