Yöneltilen soruları cevaplayan Erdoğan, nükleer enerji santrali konusunda Türkiye ile Japonya arasında anlaşma imzalama noktasına geldiklerini ifade etti. Erdoğan, "Japonya ile hükümetler arası anlaşmayı imzalama aşamasına geldik. Karadeniz kıyısındaki Sinop'ta nükleer santrali Japonya ile yapacağız. Japonya depreme karşı tecrübe sahibi. Çevreye olan duyarlılık konusunda da ileride. Fransız Areva'nın da teknolojik gücü yüksek. 3. santral için yer belirleme çalışmalarımız devam ediyor. Japonya ile çalışmaya açığız. Nükleer santral inşasında planlamadan inşaatın tamamlanmasına kadar geçen süreyi 7 yıldan aza indirmemiz gerektiğini düşünüyorum. 2030 yılında toplam elektrik üretimimizin en az yüzde 15'ini nükleer enerjiden elde etmeyi planlıyoruz" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, Türkiye ve Japonya'nın asma köprü, tüp geçit, uydu gibi alanlarda işbirliği içinde çalıştığına dikkati çekerek, ekonomi ve sanayi alanında işbirliğini daha da artırmak istediklerini kaydetti. Erdoğan, şunları ifade etti:
"Japonya ile beraber yapabileceğimiz çok şey var. Boğaziçi’nde 3. Köprü inşası başladı ve İstanbul'da yeni bir havalimanını ihale edeceğiz. 1. aşamada yılda 100 milyon yolcu kapasitesi ile dünyanın en büyük havalimanlarından birini inşa edeceğiz. İstanbul'un batısına bir kanal inşa etmek için de hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. Japonya, Türk şirketleri ile beraber havalimanı ve kanal projelerine katılsın isteriz. Hızlı tren ağı oluşturulmasına yönelik altyapı yatırım planımız da var."
SURİYE'DEKİ KİMYASAL SİLAHLAR
Başbakan Erdoğan, Suriye'de yaşanan çatışmalarda kimyasal silah kullandığına ilişkin bilgilerin, ABD Başkanı Barack Obama tarafından da dile getirildiğini hatırlatılması üzerine de şunları söyledi:
"16 Mayıs'ta ABD ziyaretim esnasında Başkan Obama ile ikili görüşmemizde kimyasal silah konusunu da ele alacağız. Bunu Esed rejiminin kullandığı açık. Muhalefet karada üstün fakat rejim, kimyasal silah, savaş uçakları ve helikopterler kullanıyor. Rejimin muhalefetten tek önde olduğu alan hava üstünlüğü.
Rejim artık son demlerinde fakat rejimin ne zaman yıkılacağını bilemeyiz. Bu aniden oluşacak bir durum olur. Uluslararası toplum geçiş sürecini mümkün mertebe hızlandırmak durumundadır."