Kıbrıs konusunda çoktan bir antlaşmaya varılması gerekirken hala ortada bir sonuç olmadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Eroğlu, bunun nedeninin de Rumların hala 1974 öncesine döneceklerini hayal etmeleri, 1974 Barış Harekatı ile ortaya çıkan coğrafyayı kabul etmemeleri ve iki kesimliliği sulandırarak yok etmek istemeleri olduğunu ifade etti.
Eroğlu, Rum tarafının yaşadığı siyasi istikrarsızlık ve Hristofyas’ın tutumu nedeniyle ekim ayına kadar yoğunlaştırılmış müzakerelere layıkıyla devam edilebileceğinden emin olmadığını kaydederek, “Yine de biz hazırız. Ekim’e (New-York zirvesi) de hazırız, ekimden sonrasına da… Ve tabii 2012’ye sadece referandumu sarkıtmak şartıyla… Antlaşma istiyoruz ve artık zamanın geldiğini vurguluyoruz. Daha fazla uzatmaya gerek yok” diye konuştu.
Gazimağusa’nın kurtuluşunun 37’inci yıldönümü dün Zafer Anıtı ve Polat Paşa Bulvarı’nda düzenlenen törenlerle kutlandı.
Polat Paşa Bulvarı’ndaki törene Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Hasan Bozer, Başbakan İrsen Küçük, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Mehmet Daysal, 28’inci Tümen Komutanı Tümgeneral İlhan Talu, Güvenlik Kuvvetleri Komutan Yardımcısı Tuğgeneral Mehmet Soğancı, bazı bakanlar, milletvekilleri ile askeri ve sivil yetkililer katıldı.
Zafer Anıtı’nda saat 17.30’da yer alan ilk törende protokol sırasına göre çelenkler konuldu, saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı eşliğinde bayraklar göndere çekildi.
Polat Paşa Bulvarı’ndaki tören ise, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Mehmet Daysal ve Belediye Başkanı Oktay Kayalp ile birlikte tören birliklerinin ve halkın bayramını kutlamalarıyla başladı.
İstiklal Marşı eşliğinde bayrakların göndere çekilmesiyle devam eden törende, Gazimağusa Belediye Başkanı Oktay Kayalp ve Gazimağusa Merkez Komutanlığı’ndan Piyade Üsteğmen Gökhan Kızıldağ konuşma yaptı.
Tören Gazimağusa Türk Maarif Koleji Öğrencisi Melis Mertekçi’nin şiir okuması, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun konuşması ve tören geçişiyle tamamlandı.
EROĞLU
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu törende yaptığı konuşmada, yaşamının büyük bir kısmını Gazimağusa’da geçirmiş biri olarak 1950’li yıllardan itibaren yaşananları gözünün önünden geçirdiğinde Barış Harekatı öncesine kadar yaşananların ne kadar acı verici olduğunu hissettiğini, Barış Harekatı’nın yarattığı coğrafya üzerinde meydana getirilen eserleri ve gelişmeleri gördükçe de mutlu olduğunu, gurur duyduğunu söyledi.
Mağusa’ya “gazilik” unvanının boşuna verilmediğini belirten Eroğlu, Mağusa ve Mağusalıların var oluş ve özgürlük mücadelesinde çok önemli rol oynadıklarını kaydetti.
Eroğlu, en yakınlarını savaşlar nedeniyle yitirmiş, en sevdiklerinin şehit edilişine tanıklık etmiş biri olarak savaşların olmasını asla istemediğini; Kıbrıs adasının barışla anılmasını, silahlara harcanan büyük miktarlardaki paraların aç insanlara, fakirliğin giderilmesine ve sağlık hizmetlerinin geliştirilmesine harcanmasını istediğini ancak ne yazık ki sıkıntıların devam ettiğini söyledi.
Rum tarafının Barış Harekatı ile ortaya çıkan coğrafyayı kabul etmediğini, iki bölgeliliği sulandırmak ve yok etmek istediğini, mülkiyet ve toprak konusunda Türk tarafının sunduğu yapıcı önerileri farklı noktalara çektiğini, Türkiye’nin etkin ve fili garantisini kabul etmediğini belirten Eroğlu, şöyle devam etti:
“Rum tarafının mantığı, bakış açısı ile konuları çözmeye çalışırsak; Kıbrıs Türk halkını dağıtmış, çözmüş, Rumların tahakkümü altına sokmuş, malsız, mülksüz, ekonomik olarak sıfırlanmış bir durumda göçe zorlamış olacağız.”
Eroğlu, Kıbrıs Türk halkının kendi kendini yönetmek, iki bölgelilik ve Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinden vazgeçmek gibi bir düşüncesi olmadığını vurgulayarak, “Bunları istememizin Rum halkına bir zararı da yok” dedi.
Eroğlu, iki bölgeliliğin olası çatışmaların önlenmesi için ne kadar yaşamsal olduğunun geçmişe bakıldığında çok rahatlıkla anlaşılacağını, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin Rumlar için bir tehdit oluşturmadığını vurguladı.
Eroğlu, Türk tarafının istemlerinin makul olduğunu, görüşme masasında ortaya koyduğu tutumun yaşayabilir bir çözümü öngördüğünü, barışçı ve gerçekçi olduğunu kaydetti.
Eroğlu, “Rum tarafı bildiğini okuyor, çözümün önünü tıkıyor, Avrupa Birliği’ni kullanarak Anavatan Türkiye ve bizi dize getireceğini zannediyor. Bu hayalden vazgeçme zamanı gelmiş ve geçiyor” dedi.
KAYALP
Gazimağusa Belediye Başkanı Oktay Kayalp da, Mağusa halkının kuşatma altında geçen çok sıkıntılı günlerin ardından 15 Ağustos 1974’te ortaya koyduğu direnişi “gazi” unvanını kazanarak başarıya taşıdığını belirterek, bugün kutlanan kurtuluş gününün aynı zamanda inancın ve kararlılığın sonunda Mehmetçik’le kucaklaşma günü olduğunu söyledi.
Kayalp, tüm Kıbrıslı Türkler gibi Gazimağusalıların da 1963-1974 yılları arasındaki faşist Rum-Yunan saldırılarına inanç ve kararlılıkla karşı koyduklarını ifade ederek, kentin kuşatılmışlığın ve geri bırakılmışlığın izlerini silebilmek için 1974 sonrasında Kıbrıs Türk halkının giriştiği yeni mücadelenin bayraktarlığını yaptığını kaydetti.
Kayalp, Kıbrıslı Türklerin adadaki varlığını pekiştirmek ve bunu tüm dünyaya kabul ettirebilmek için verdiği uğraşların en önemli simgelerinin Gazimağusa’da olduğuna dikkat çekerek, bunlara Mağusa Limanı ve Doğu Akdeniz Üniversitesi’ni örnek gösterdi.
Kayalp, 1990’lı yılların ilk yarısına kadar kasaba karakteri taşıyan kentin bugün köklü ve evrensel değerlerdeki kurumlarıyla bir dünya kenti olduğunu, gelinen noktanın inancın ve çalışkanlığın en belirgin göstergesi olduğunu söyledi.
Kıbrıs Türk halkının hedefinin kalıcı, adil, iki bölgelilik, iki toplumluluk ve siyasi eşitlik temelinde yeni bir ortaklık devletiyle Kıbrıs Türk toplumunun dünyaya entegre olması olduğunu kaydeden Kayalp, Kıbrıs sorununa yaşayabilir bir çözüm bulmak için gösterilen kararlılığın devamının şart olduğunu söyledi.
Kayalp, Kıbrıslı Rumların çözüm konusunda yeni bir irade geliştirmelerinin Türkiye ve Yunanistan halklarına, Kıbrıslı Türklere ve Kıbrıslı Rumlara yeni ve daha güvenli bir yaşamın kapılarını aralayacağını kaydetti.
Kayalp, Gazimağusa’nın kurtuluşunu sağlayan gazilere saygılarını, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komutanları ve mensuplarına teşekkürlerini sunarak, özgürlük uğruna yaşamını yitiren şehitleri rahmetle andığını ifade etti.
KIZILDAĞ
Merkez Komutanlığı mensuplarından Üsteğmen Gökhan Kızıldağ da, kurtuluş günlerinin ulusların en büyük bayramlarından biri olduğunu belirterek, Kıbrıs Türk halkının en büyük bayramlarından birinin de 15 Ağustoslar olduğunu söyledi.
Kızıldağ, Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık mücadelesinin 1878’de başlayıp 20 Temmuz 1974 tarihine kadar uzanan çileli ve çetin bir yol olduğunu belirterek, 1963-1974 yılları arasındaki saldırıların ve ambargoların Kıbrıs Türkü’nün azim ve iradesini yok edemediğini söyledi.