Halkın Partisi Genel Başkanı Özersay: Acilen Girişim Yapılması Gerekir
|
|
|
|
Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden çıkışıyla birlikte Kuzey Kıbrıs’ın ticari ilişkileri açısından bir fırsat penceresinin ortaya çıkabileceğine dikkat çekerek, bu konularda acilen girişim yapılması gerektiğini belirtti. |
|
|
|
19 Ocak 2017 Perşembe - 17:52 |
|
|
|
|
|
|
|
Halkın Partisi’nden yapılan yazılı açıklamaya göre Özersay, 1994 yılında KKTC ürünlerine bir nevi ambargo uygulamasına dönüşen AB mahkeme kararının etkisini ortadan kaldırmak ve Birleşik Krallık’la doğrudan ticaret için bir imkan doğduğuna işaret etti.
Özersay “AB mahkemesinin kararı sonucunda KKTC’den başta Birleşik Krallık olmak üzere AB’ye yapılan ihracat sekteye uğramıştı. Ancak şimdi İngilizlerin AB’den çıkmalarıyla birlikte bu pazar yeniden açılabilecek gibi görünüyor. Bunu ülke ekonomimiz adına bir avantaja dönüştürmek için bir eylem planı geliştirilmesi, öneri ortaya konulması ve diplomatik girişimlerle bunların desteklenmesi gerekir. Tüm bunların yapılabilmesi için ise ekonomik vizyonu olan bir hükümet gerekmektedir” dedi.
“HP ÇALIŞMA YAPIYOR”
İki gün önce İngiliz Başbakanı Theresa May’in açıklamalarının KKTC ticaretinin önünün açılması açısından yeni bir fırsat penceresine imkan vereceğinin işaretlerini içerdiğini de belirten Özersay, Halkın Partisi’nin bu konuda bir çalışma yapmakta olduğunu, göreve geldiklerinde bu girişimi hayata geçireceklerini vurguladı.
Özersay şöyle devam etti:
“Birleşik Krallık Başbakanı Theresa May’in AB’den çıkış konusunda geçtiğimiz gün açıkladığı yol haritası ve temel hedefler, bir süre önce KKTC açısından ortaya koyduğumuz düşünceyi doğrulamaktadır. Birleşik Krallık Avrupa Toplulukları Adalet Divanı (ATAD) kararlarının kendileri AB’den çıktıktan sonra artık ülkeleri üzerinde bağlayıcı olmasını istemediklerini, bunun son bulmasını istediklerini vurgulamıştır. 1994 yılına kadar KKTC’de üretilen özellikle narenciye, patates ve bazı tekstil ürünleri uygun gümrük koşullarından yararlanarak Avrupa tek pazarı içerisine girebilmekte ve rekabet edebilmekteydi. KKTC ihracatı esasen buna dayanıyordu ve bu ülkemizdeki üretim ölçeğini geliştirmeye ve dolayısıyla istihdamı artırmaya imkan tanıyordu. 1994 yılında ATAD kararı, KKTC’de verilen sağlık ve menşe sertifikalarının geçerli kabul edilemeyeceğine hükmetti. Bu karar, bahse konu ürünlerimizin başta Birleşik Krallık olmak üzere AB tek pazarına girişini ya imkansız kıldı ya da bazı ürünleri rekabet edilebilir olmaktan çıkardı.”
Kararın sonuçlarıyla ilgili de bilgi veren Özersay, ülkeye özgü (niş) ürün, patates ve narenciye ihracatına ve dolayısıyla ekonomiye darbe vurulduğunu, şimdi Birleşik Krallık’ın, AB’den çıkışıyla birlikte tek pazarın da dışına çıkmak istediğini, AB ile bir ticaret antlaşması yapmayı düşündüğünü, aynı zamanda ATAD’ın yargı yetkisi dışında kalmak istediğini net şekilde ortaya koyduğunu, bu son noktanın yakın gelecekte olumlu anlamda fırsatlar yarattığını kaydetti.
Hükümetten bu açıdan hiçbir beklentisi olmadığını söyleyen Özersay, eleştiride bulundu.
“ORAMS VE BENZERİ KARARLAR DA ETKİLENEBİLİR”
Birleşik Krallık Başbakanı May’in tek pazar dışına çıkarak ATAD içtihadını kendisi açısından sonlandırma mesajı vermesinin bir süre önce Orams Davası kararı açısından yaşanan sıkıntıların giderilmesi bakımından da “ilginç bir durum ortaya çıkarabileceğine” işaret eden Özersay, şöyle devam etti:
“AB üyesi devletlerden birisinde alınan bir mahkeme kararının özellikle özel hukuk davaları açısından bir diğer ülkede tanınması ve uygulanması (yani tenfizi) konusunda bir AB Tüzüğü bulunmaktadır. Bazı temel istisnalar ortaya çıkmadığı sürece bir üye devlet, bir başka üye devletin mahkemesinin aldığı bir kararı kendi ülkesinde tanımayıp uygulamama yoluna gidemez. Bundan yararlanılarak KKTC’de bulunan bir taşınmaz mal ile ilgili olarak Rum tarafında açılan bir davada alınan karar, ATAD’ın yaptığı bağlayıcı yorum sonucunda kısmen dahi olsa Birleşik Krallık’ta uygulanır noktaya getirilmiştir. İngilizlerin AB’den çıkışı sonucunda bu ülkenin AB ile kuracağı ilişkinin statüsünü belirleyecek antlaşmanın tam olarak ne içereceğini bugünden kestirmek mümkün olamasa da, Başbakan Theresa May tarafından geçtiğimiz gün netleştirilen amaçlar ve izleneceği açıklanan yol, bu konularda da çok farklı bir durumla karşı karşıya kalabileceğimizi, bu açıdan da olumlu gelişmelerin olmasını mümkün kılabileceğimizi gösteriyor. Kuşkusuz tüm bu olasılıklar hem yakından takip edilmeli hem de somut önerilerle şekillendirilmeye çalışılmalıdır.”
“VİZYONU OLAN BİR HÜKÜMET ŞART”
Halkın Partisi’nden yapılan açıklamada özellikle ülke ekonomisinde üretime dayalı alternatiflerin geliştirilmesi ve yeni pazar imkanlarına dair yaratıcı düşünce ortaya konulabilmesi için “vizyon sahibi bir hükümetin artık şart olduğu” da belirtildi.
|
|
|
|
|
|
|
FACEBOOK YORUM |
Yorumlarınızı
Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın... |
|
|
|
|
|
|
|
YORUMLAR |
Onay bekleyen yorum yok. |
|
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din,
ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük
harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bu haber henüz yorumlanmamış...
|
|
|
|
|
|
|
|
DİĞER HABERLER |
|
|
|
|
|
|
|