Özersay, Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas'ın, mülkiyet, toprak ve göçmenler konusunu ilişkilendirmesi ile Maraş'ın Rumlara verilmesi karşılığında Gazimağusa limanının AB kontrolünde açılması ve Kıbrıs konusunda uluslararası konferans konusunda söylediklerini değerlendirdi.
Hristofyas, 15 Temmuz 1974 Yunan darbesinin yıldönümünde yaptığı konuşmada, üç maddeden oluşan fikirler ortaya koymuştu. Özersay, KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu'nun da, Hristofyas'ın bu fikirlerinin yeni olmadığına işaret ederek müzakerenin müzakere masasında yapılması gerektiğini söylediğini hatırlattı. Kudret Özersay, "Fakat Kıbrıs Rum tarafı bu düşünceleri yeni öneri olarak uluslararası kamuoyu önünde gündeme getirme çabasını sürdürüyor. Bu konuda gerek Yunanistan gerekse Rusya, Rum tarafına istediği desteği vermişe benziyor" dedi.
Önerilerin hiçbirinin yeni olmadığını belirten Özersay, Rum tarafının, basını kullanarak çözüm için çaba harcadığı imajı yaratmaya çalıştığını söyledi. Özersay, mülkiyet konusunun harita ve başka bazı başlıklarla birlikte ele alınması yönündeki düşüncenin, yaklaşık iki ay önce müzakere masasında Rum tarafının gündeme getirmesiyle tartışıldığını ancak Kıbrıs Türk tarafının gerekçeleriyle bunun süreç bakımından yaratacağı sıkıntıları ortaya koyduğunu anlattı.
Özersay, "Geçmişte masada tartışılan ama üzerinde uzlaşmaya varılmamış olan bir düşünceyi kamuoyuna açıkladığınızda bunun adı 'yeni öneri' değil, basın yoluyla imaj yaratma olur. Rum tarafı geçmişte kabul edilmeyeceği kesinleşmiş düşüncelerini 'yeni öneri' şeklinde ve üstelik görüşme masası dışında pazarlayarak imaj yaratmaya çalışıyor" diye konuştu.
Doğrudan ticaret konusunun, kapsamlı çözümün bir parçası olan Maraş ile hiçbir ilgisi bulunmadığını, doğrudan ticaretin AB tarafından Kıbrıslı Türklere verilmiş tek yanlı bir söz olduğunu ve şarta bağlanamayacağını belirten Özersay, "aslında Rum tarafı da bunların farkında ancak yıl sonuna dek çözüm ister görünmek için gündem değiştirmeye çalışıyor" görüşünü ortaya koydu.
Özersay, süreçte şu anki gündemi oluşturan mülkiyet başlığında anlamlı ilerlemeler sağlamayı mümkün gördüklerini ancak bunun için müzakerelere odaklanmanın ve basın üzerinden imaj yaratma çabalarından kaçınılmasının gerektiğini ifade etti.