İşte Salgın Döneminde Okullarda Yüzyüze Kaliteli Eğitimin İp Uçları
|
|
|
|
Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şermin Külahoğlu, öğrencilerin Pandemi nedeniyle ara verdiği yüz yüze eğitimin ardından, yeni normalde okula kaliteli bir dönüş için yapılabilecekleri hakkında bilgilendirmede bulundu. |
|
|
|
9 Eylül 2021 Perşembe - 11:17 |
|
|
|
|
|
|
|
Haber :İrem Kesim /KKTC
Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Şermin Külahoğlu, öğrencilerin Pandemi nedeniyle ara verdiği yüz yüze
eğitimin ardından, yeni normalde okula kaliteli bir dönüş için yapılabilecekleri hakkında
bilgilendirmede bulundu.
Prof. Dr. Şermin Külahoğlu, Pandemi süreci ile birlikte kesintiye uğrayan yüz yüze eğitimin
ardından, yeniden yüz yüze eğitime başladığını
belirterek, bu konuda özellikle ailelerde korkunun hakim olduğunu belirterek şunlara değindi;
“Aileler çocuklarını salgından korumak için uzun süre evde tuttular. Şimdi okula göndermeye pek gönüllü görünmüyorlar. Okulun aileleri rahatlatmaya, korkularını dindirmeye ve güven
vermeye hiç olmadığı kadar çok ihtiyacı var. Bu ‘Yeni Normal’de farklı sınıflar arasında
eğitsel etkinlikler, grup çalışmaları, daha küçük yaş öğrencilerinin daha büyük yaşta olanlarla eşleştirilmesi gibi kontak gerektiren uygulamaların yüz yüze yapılması (zaten yapılmıyordu diyebilirsiniz) artık hiç mümkün görünmüyor. Geri gelmeyecek olanlara karşılık, sosyal mesafe, maske, uzaktan eğitim gibi yenilikler var.”
“Eğitim çocuklar için bir hak ve devletin de en temel hizmet alanlarından biridir. Çocuğun
okula yeniden dönüşünün başarıyla gerçekleştirilmesi, onun eğitimine kendini verebilmesi;
motivasyonu ve sonuçta okul başarısı açısından çok önemlidir. Kaliteli bir yeniden dönüş,
okulda kendini güvende hissetmesini, okula karşı olumlu duygular geliştirmesini, okuldaki
ilişkilerini ve sonuçta, eğitiminin, tüm yönleriyle sürekli gelişim biçiminde gerçekleşmesini
sağlayacaktır. Bu yeni okula dönüşte neler önemlidir? Neleri/nasıl uyarlayabiliriz? Okuldan
kopuşu engellemek, çocuklarımızı bu salgın dönemine kurban etmemek için öngörülü ve
yaratıcı biçimde sorulara yanıt aramalıyız.
Bu yazıda öngörüşü ve yaratıcılığı işe koşmaya çalışıp, yeni normalde okula kaliteli bir dönüş
için yapılabilecekleri sorguladığımda, önemli gördüğüm birkaç somut öneriyi paylaşacağım.
1. Okul ve ev arasındaki uzaklığı azaltmak gereği bence, kaliteli bir okula yeniden dönüş için en öncelikli konudur. Okul ailelerin sorularını yanıtlayarak kaygılarını azaltan, kendilerini
çocuklarının eğitiminde baş aktör olarak hissetmelerini sağlayan, okula katılımlarını ve
işbirliği sunmalarını teşvik eden nitelikte olmalıdır. Çocuklarına yansıtacakları olumlu okul
imajı, onların gözünde yaratmalıdır. Bunun için okulu sanal ziyaret yoluyla ailelere açmaktan
başlanabilir. Okul personelini ve okulun temel birimlerini tanıtan, okulun işleyişiyle ilgili
bilgileri aktaran bir video yapılabilir. Okulun web sitesinde okulun internet sitesinde, gerekli
bilgilerin ve bağlantılı belgelerin, fotoğrafların koyulabileceği bir Covid-19 bölümü açmak
yararlı olabilir. İlk haftalarda telefon veya mesaj iletişimi, çocuklarının okula dönüşü
konusunda aileri rahatlatacağı için ihmal edilmemelidir. İnternet üzerinden “velilerle görüşme
akşamı” düzenlenebilir. Okulun, çocuklarının okul dışı yaşamında uzman konumunda olan
anne-babalardan öğreneceği çok şey vardır.
2. Okulda bir takım olarak çalışma ihtiyacı, bu kriz döneminde daha da artmıştır. Birlikte daha
etkili çalışmak için, ortak bir vizyon gerekir. Okul çalışanları şu soruları birlikte yanıtlamaya
çalışmalıdır: Bu dönemde, okul olarak bizim için en önemli olan nedir? Bu NEDEN önemli?
Bunu NASIL yapabiliriz? Planımız NEDİR? Somut olarak ne yapacağız? Her birimizin
sorumluluğu ve/veya eylemleri neler olacak? Tüm bu sorulara en iyi yanıtlar, öğretmenlerin
birbirleriyle dayanışma içinde olmasıyla bulunabilir. Öğretmenler, birbirlerine daha çok
açılmalı, problemleri ve çözümünü meslektaşlarıyla paylaşma yolları yaratmalıdır. Her günün
sonunda küçük bir zaman dilimi ayırarak iyi yaptıklarını ve yapamadıklarını birlikte görüşme
toplantısı buna bir örnek olabilir.
3. Önce insan sonra program! Bazılarını düş kırıklığına uğratacağım için üzgünüm ama
okulun belli bir programı gerçekleştirmek için değil, insanları geliştirmek için olduğunun,
özellikle bu içinde bulunduğumuz ortamda, öğretimin geri planda kalması gerektiğinin artık
kabul edilmesi gerektiğini vurgulamak zorundayım. Okul, programdan daha çok öğrencilere
odaklanmalı ve “onların büyümeyi sürdürmeleri nasıl sağlanabilir”, sorusunu yanıtlamaya
önem vermelidir. Eğitimde performanstan daha çok ilerleme dikkate alınmalıdır. Öğrenciler
küçük adımlarla da olsa, ilerlediklerini görmeye ihtiyaç duyarlar. Üstelik salgın baskısı altında
duygusal bir bagajla okula dönüyorlar. Öz güven ihtiyaçlarını karşılamak için önce başarı
duygusu yaşamaya ihtiyaçları olacaktır. İlk aylarda tüm eksikleri hızla tamamlamaya
girişmemek, yavaş gitmek, empatik olmak, öğrencilerin ritmine göre ilerlemek daha iyi sonuç
verecektir. “Daha hızlı gitmek için bazen yavaşlamak gerektiğini” düşünmekte yarar vardır.
Sınıf çalışmalarında öğrencilerin farklı eğitim ihtiyaçlarına yanıt veren seçenekler sunulabilir.
Esnek değerlendirme ve “iyileştirme alanları hakkında yapıcı geribildirim” olanağı
sağlanmalıdır. Böylece daha az sayıda öğrenci, konuların onu aştığı algısı yaşayacaktır.
4. Etkin/aktif bir pedagojiye geçiş gerekiyor. Öğrenci öğrenmenin içine dâhil edilmelidir. Bu
salgın dönemi, tüm beklenmedik olaylara hazırlıklı ve baş etme becerilerine sahip olmanın
önemini göstermiştir. Bu hazır oluş için öğrenciler, buluş yoluyla öğrenmede olduğu gibi,
kendilerini de sorgulayacakları ve sorgulamalarına yanıt arayacakları karmaşık uğraşlar içine
sokulmalıdır. Klasik derslerin tekrarlı alıştırmalarından vazgeçilmesi, öğrencilerin öğrenme
eylemi içinde giderek daha çok otonom olmaya yöneltilmesi gerekmektedir.
5. Okulda ilişkiden daha fazlasını, bağlantıyı kurmak önemli. İnsanı geliştirmek için, onunla
güçlü biçimde ilgilenmek, bağlantıda olmak gerekir.
Öğrenciler eski sınıf arkadaşlarından ayrılmamalı ve her gruba ders veren öğretmen çeşitliliği
(bulaşmayı önlemek ve bağlantıları güçlendirmek açısından) olabildiğince azaltılmalıdır.
Öğrencilere yardımcı olması için onları yakından izleyen bir öğretmen belirlenmesi de
önemlidir. Amaç, uzun bir aradan sonra okula dönen öğrencinin kaygısını azaltmaktır. Sınıf
arkadaşları ve güvendiği yetişkinlerle çevrelendiği bir ortama dönüş daha yumuşak
gerçekleşecektir. Güne başlarken sınıfın nabzını tutmak için tartışma zamanları ayırmak,
herkese empatiyi deneyimleme şansı verebilir.
|
|
|
|
|
|
|
FACEBOOK YORUM |
Yorumlarınızı
Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın... |
|
|
|
|
|
|
|
YORUMLAR |
Onay bekleyen yorum yok. |
|
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din,
ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük
harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bu haber henüz yorumlanmamış...
|
|
|
|
|
|
|
|
DİĞER HABERLER |
|
|
|
|
|
|
|