Kamu-İş Genel Başkanı Sami Dilek yaptığı açıklamada, ülkede gelişen zihniyetin, toplumların gözbebeği olan, “işçiyi hiçe saymaya başladığını” öne sürdü.
Kuzey Kıbrıs’ın var oluşunda, ekonomide, sanayide, tarımda, hayvancılıkta ve her alanda işçilerin katkı yaptığını vurgulayan Dilek, işçilerin büyük katkılarıyla kurulan “İhtiyat Sandığı”nın da devletin eksikliklerini karşılayan “işçinin” öz malı bir fon olduğunu kaydetti.
“Ancak görüyoruz ki, Hükümete gelenler işçiyi bir alet, işçiyi sade bir hizmetçi, işçiyi basit bir nesne olarak görmektedir. Ülkemizde KKTC Meclisi’ne gelen her tasarıda, işçi ile ilgili gelen her konuda işçinin aleyhine tecelli ediyor” diyen Dilek, şu an Meclis’in gündemindeki Kamu Reformu Yasa Tasarısı’nda da “işçinin dışlanmış, itilmiş ve kakılmış olduğunu” ileri sürdü.
Yıllardan beri, daimi işçi olarak devlette çalışmakta olan ve Devletin bütün alt yapılarında hizmeti ve emeği olan, işçilerin bugün bu tasarıda haklarının budandığını, kadroları kaldırılmak suretiyle, geçici işçi durumuna düşürülerek, iş güvencelerinin ellerinden alındığını iddia eden Dilek, açıklamasına şöyle devam etti:
“İşçi tanımı, işçinin anlamını yansıtmayacak, aşağılayıcı bir tarzda tasarıda yer alıyor. Bunlar yetmezmiş gibi, birkaç tane naylon şirketi zengin etmek için ülkemize ‘taşeron’ işçiliği getirmeyi amaçlayan bir tasarı olarak önümüze konuluyor. Ülkemizdeki, ekonomiye, tarıma, hayvancılığa, sanayiye ve tüm sektörlere hizmet veren işçiye ezdirmemeye üzdürmemeye, kararlıyız. Bunu birkaç gün içinde yasama ve yürütme organlarımızın temsilcileri görecektir. İşçi varsa demokrasi var. İşçi varsa kurum kuruluşlar var. İşçi varsa kalkınma var.”