Turistlerin, en beğenmediği şey “çevredeki çöpler” olurken, daha iyi hizmet için neler yapılması gerektiği konusunda da çevreyle ilgili talepler ilk sıraları aldı.
Anket, turistlerin daha çok “deniz, güneş, kum”, “dinlenmek”, “tarihi yerleri gezmek”, “doğayı izlemek” amacıyla Kuzey Kıbrıs’ta tatili tercih ettiğini ortaya koydu. Turistlerin yüzde 95’sinin otelde konaklamaktan memnun olduğu ve bu memnuniyette çalışanların dost ve güler yüzlülüğünün ilk sırada geldiği belirtildi.
KITOB, KKTC’ye charter uçuşlarla gelen 267 turistle Ekim ve Kasım aylarında yaptığı “turist memnuniyeti” anketi sonuçlarını açıkladı. Anket 185’i İngiltere, 51’i Hollanda, 16’sı Almanya ve 15’i de diğer ülkelerden gelen turistlerle yapıldı.
Ankete katılanların yüzde 95’i otelde konaklamaktan memnun olduğunu belirtirken, yüzde 8’i memnun olmadığını ifade etti veya yanıt vermedi. Memnuniyet belirtenlerin ilk sıradaki gerekçesi “çalışanların dost ve güler yüzlü olması” olurken, bunu oteldeki servisin, çalışanların servisinin ve otel fasilitelerinin (olanaklarının) iyi olması izledi.
Otelciler Birliği açıklamasında, bu konuyla ilgili sonuç; “Turistler oteldeki çalışanlardan memnun olduklarını ve otelden genelde memnun olduklarını belirtmiştir. Ancak diğer kısmındaki az sayıda turist tarafından ifade edilen konuların dikkate alınması ve otel ile ilgili memnuniyetin çalışanlara ilave konularda da artırılması gerekmektedir” şeklinde yorumlandı.
Kaldıkları otellerden memnun olmayanlar, otel ve fasililtelerini “çok kötü” diye niteledi. Yemeklerin kötülüğü, seçeneğin az olması, odaların eski - kirli oluşu, eksikler, restoranların hijyenik olmaması, sahilin reklamlarda belirtildiği gibi iyi olmaması, asansör olmaması, geceleri yeterli eğlence olmaması, kirlilik, engelliler için imkan olmaması gibi nedenler sıralandı.
YÜZDE 58’İ 200 - 500 EURO HARCIYOR
Otelciler Birliği’nin yaptığı anket sonuçlarına göre, turistlerin yüzde 58’i ülkede kaldığı sürece 200 -500 Euro harcadı. Turistlerin yüzde 25’i 500 - bin Euro; yüzde 10.5’i 100 - 200 Euro ve yüzde 6’sı da bin Euro ve üzerinde harcadığını ve en çok da, kaldıkları otelin bar ve restoranında harcama yaptıklarını söylediler.
Birlik açıklamasında, otellerin aktivitelerini gözden geçirmesi, turistlerin ülkenin diğer çekim merkezlerini de ziyaret etmesi için turların cazip hale getirilmesi gerektiği vurgulandı.
“HANGİ TURİSTİK YERİ ZİYARET ETTİNİZ?”
Ankette turistlere Kuzey Kıbrıs’ta ziyaret ettikleri yerler de soruldu ve en çok Girne yanıtı verildi. Bu soruya verilen yanıtlar şöyle:
Girne % 40 (107 turist); Lefkoşa % 26 (69 turist); Bellapais % 23 (60 turist); St Hillarion % 15 (41 turist); Mağusa % 21 (57 turist); Girne Limanı % 9,7 (26 turist); Girne Kalesi % 9 (24 turist); Karpaz % 9 (24 turist); Salamis % 7 (19 turist); Mavi Ev % 5,2 (14 turist); Güzelyurt 5 turist; Kantara 5 turist; Vouni - Soli 5 turist; Peninsula 4 turist; Golden Beach 3 turist, Karmi 3 turist; Turtle Beach 2 turist; Othello Kalesi 2 turist; Buffavento 1 turist; St Barnabas 1 turist; Apostolos Andreas 1 turist.”
Açıklamada, bu konuda şu yorum yapıldı:
“Bu tablo bize, ülkemizi ziyarete gelen turistlerin en önemli tarihi eserler ve çekim merkezlerimizi yeterince ziyaret etmediğini, bilmediğini göstermektedir. Girne antik marinanın ve kalenin dahi yeterince ziyaret edilmemiş olması anlaşılabilir değildir. Ülkemize gelen her turistin mutlaka görmesi gereken bir yerin dahi geliştirilmemiş olması üzücüdür.
Bu sonuca göre, ilgili bakanlığa ve tüm turizm örgütlerine görev düşmektedir. Turistlerin gelmeden, gelirken, geldikten sonra bulunacağı her yerde bu çekim merkezleri hakkında bilgi sahibi olunmasının sağlanması önemlidir. Aksi durumda, gelen turistlerin ülkemizi bir kez daha ziyaret nedeni ortaya konmamış olacaktır. Çekim merkezlerimiz konusunda sağlanacak bilgi/bilinçlendirme yeniden gelme, o çekim merkezlerini görmek için talebi doğuracaktır.”
“TATİL DEĞERLENDİRMESİ… YÜZDE 56: ÇOK İYİ”
Ankete katılan turistlerin yüzde 56’sı Kuzey Kıbrıs’ta tatili “çok iyi” diye nitelerken, yüzde 37’si “iyi”; yüzde 6’sı “fena değil”, yüzde 1’i de “kötü” yorumu yaptı.
EN ÇOK BEĞENİLEN 3 ŞEY: İNSANLAR, İKLİM, YEMEKLER
Turistlerin çoğu tatilleri boyunca en çok beğendikleri üç şeyi; “Kuzey Kıbrıs’ın insanları, iklimi ve yemekleri” diye sıraladı. Bunu, tarihi yerler izledi.
ÇEVRE KİRLİLİĞİ
En beğenilmeyenler ise “Çevredeki çöpler, yeterli çöp kutusu konulmaması, sahillerin kirli olması” şeklinde belirtildi. Turistlerin beğenmedikleri listesinde şunlar da yer alıyor:
“Yarım kalmış inşaatlar, fazla ve düzensiz binalar - yapılaşma. kötü, yüksek kaldırımlar, kaldırımlardaki arabalar, yollardaki delikler, sokak altyapısı, yol çalışmalarının düzensiz olması, sokak aydınlatmalarının kötü olması. Yemeklerin kötü olması, yeterli yerel yemek olmaması, seçenek olmaması, İngiliz yemeği olmaması, kahvaltının kötü olması, yeterince meyve olmaması, vejetaryen menü olmaması, içeceklerin paralı verilmesi, yemekle su verilmemesi, kahvaltıda yağsız süt olmaması, öğlen yemeğinde sadece İngiliz yemekleri olması.
Odanın yenileme istemesi, otelin yenileme istemesi, duş perdesi olmaması, klimanın bozuk olması, TV’nin bozuk olması, yeterli su basıncı olmaması.
Tarihi ve turistik yerleri gösteren tabelaların olmaması, olanların kötü olması, kötü ve güncel olmayan haritaların olması. Araba kullanmanın sıkıntılı olması, kötü yerli sürücülerin bulunması, Girne trafiğinin kötü olması. Sokaklarda başıboş köpekler bulunması.
Israrcı restoran çalışanları olması, restoranlarda sigara içilmesi, restoran servisinin kötü olması, restoranların iyi olmaması. Uçuş süresinin fazla olması, direkt uçuş olmaması.
TV de uluslararası kanalların olmaması, uluslararası gazetelerin olmaması, internettin iyi olmaması. Gece yeterli eğlencenin olmaması, alışveriş yapacak dükkanların olmaması, köylerde turistlere yönelik aktivite olmaması.
Sabahları otelde gürültü olması, oda temizliğinin geç yapılması, havlu servisinin iyi olmaması, WClerin kirli olması, asansör olmaması, yeterince fasilite olmaması, yaşlılara ve engellilere gerekli imkanların olmaması, beach clubunun kapalı olması ve internette bundan bahsedilmemiş olması. Askerin varlığı. Otelin sahili olmaması, otelin şehirden uzak olması, otel çevresinin kötü olması. Dışarıdan yiyecek getirmenin yasak olması, pahalı su ve içki fiyatları. El işlerinin kalitesinin düşük olması.
YÜZDE 68’İ YİNE GELECEK
Ankete katılanlara “Kuzey Kıbrıs'ı tekrar ziyaret edecek misiniz?” sorusu da yöneltildi ve yüzde 68 “evet”, yüzde 13 “hayır”, yüzde 27 “belki” yanıtını verdi.
Bu sonuca göre Kuzey Kıbrıs'ı tekrar ziyaret etmek isteyen ve ziyaret edebileceğini belirten turistlerin oranının % 95 gibi yüksek bir oran olması sevindirici olduğu kaydedildi.
“NEYİN DEĞİŞTİĞİNİ GÖRMEK İSTERSİNİZ?” - “ÇÖPLERİN TEMİZLENMESİ”
“Kuzey Kıbrıs’ta neyin değişmemesini veya değiştiğini görmek istersiniz?” sorusuna verilen yanıtlarda ilk sıraları “Çevredeki çöplerin temizlenmesi, doğanın korunması, sahillerin temizlenmesi” aldı. Diğer talepler de şöyle sıralandı:
“Çok fazla inşaat olmaması, daha fazla büyük otel olmaması, daha fazla otel inşa edilmeyip var olanların geliştirilmesi, yarım inşaatların tamamlanması, çok fazla yüksek bina olmaması, imar yasasının düzenlenmesi, sahil şeridinin korunması, daha fazla plaj olması. Şu an olduğu gibi kalsın, bozulmasın. İnsanların misafirperverliği değişmesin. Çok ticari ve turistik olmasın, Euro’ya geçmesin, Güney ile birleşmesin, fiyatlar pahalılaşmasın. Eski binaların ve bazı bölgelerin doğallığının korunması, atmosferi ve yaşam tarzı değişmesin, tarihi binalar korunsun, kültürü korunsun, doğası korunsun. Turistlere yönelik daha fazla eğlence-aktivite olsun. Direkt uçuş olsun.”
DAHA İYİ HİZMET İÇİN ÖNERİLER
Turistler, daha iyi hizmet için önerilerini de şöyle sıraladı:
“Çevrenin temiz tutulması ve çöplerin temizlenmesi, çöp atana ceza verilmesi, daha fazla çiçeklendirilmesi, sahillerin temizlenmesi. Otel odalarının yenilenmesi, otelin yenilenmesi, otelin ışıklandırılması, oteldeki yarım inşaatın tamamlanması. Asansör olması, yaşlılara tekerlekli sandalye ve diğer imkanların olması. Otelde daha fazla aktivite olması, otelde gece eğlence olması, yerel faaliyetlerle ilgili bilgilendirme olması, daha iyi turistik bilgi olması, çevre gezi turlarının fazlalaşması. Açık büfede daha fazla sıcak yemek seçeneği olması, daha iyi yemek olması, otelde yiyebilecek daha fazla yer olması, yemeklerin soğuk servis edilmemesi, yemeklerle su verilmesi, daha fazla yerel restoran olması, daha fazla dünya mutfağı olması. Odaya/odada kahve servisi (elektrikli su ısıtıcı/kahve) olması, TV de uluslararası kanalların olması, odalarda oteldeki hizmetlerle ilgili katalog konulması.
Daha iyi resepsiyon servisi, odanın erken temizlenmesi ve müşteriden önce eksiklerin kontrol edilmesi, oda temizliğinin iyi olması. Otelden araba kiralamanın daha kolay olması ve bu konuda daha fazla bilgi olması, kiralık arabaların durumunun iyileştirilmesi.
Otelde depo odası sıkıntısı olmaması Yollardaki yön levhalarının daha iyi ve İngilizce olması, güncel haritalar olması. İmar yasasının değişmesi, yarım inşaatların tamamlanması, daha fazla inşaat yapılmaması, Karpaz’ın otel inşa edilerek doğallığının bozulmaması.
Direkt uçuş olması, uçuş saatlerinin geç olmaması. Yolların asfaltlanması, kaldırımların düzeltilmesi, çöp kutuları konulması, başıboş köpek ve kedi olmaması. Sahil yolu inşa edilmesi, daha fazla plaj seçeneği olması, yürüyüş yolları inşa edilmesi. Daha iyi dolmuş servisi olması. Kültürünü koruması. WC’lerin düzeltilmesi”
GENEL DEĞERLENDİRME
Kıbrıs Türk Otelciler Birliği’nin anketle ilgili genel değerlendirmesi de şöyle:
“Anket sonuçlarının, daha çok küçük otelde kalan turistlerin görüşlerini yansıttığını söyleyebiliriz.
Anket sonuçlarında, turistlerin Kuzey Kıbrıs'a gelmelerinin nedeni deniz, güneş, kum ve dinlenme amaçları üzerine odaklanmıştır. Kuzey Kıbrıs'ın sunduğu pek çok ürüne karşın bu tablo potansiyelimizi yeterince kullanmadığımızı göstermekte veya gelen turistlerin ülkemizi yeterince tanıtmadıklarını göstermektedir.
Bu durumda, bu turistlerin ülkemize gelirken bilgilendirilmeleri, çekim merkezlerimiz konusunda bilgi sahibi olmaları ve onlara ülkemizi bilme fırsatı sunmaları önemlidir.
Turistlerin söylenenin aksine, ülkemizde harcama yaptıklarını, charter uçuşlarla gelen yabancı turistlerin 5 yıldızlı oteller dışında otellerde konakladıkları, harcama olarak 200 - 1000 Euro düzeylerinde harcama yaptıklarını göstermektedir. Bu harcamaları ise hem otel hem de otel dışında yaptıkları görülmektedir. Otel dışında turistlerin harcama yapmadıkları argümanının ise bu bulgularla ortadan kalktığı da açıktır. Bizlerin ortaya koyduğu bozulmamış doğa, önemli tarihi eserler ve destinasyonlar, çekim merkezlerimiz olduğuna ilişkin düşüncelerimize karşın gelen turistlerin bunlardan haberdar olmadığı, sadece 3S denilen deniz, güneş, kum için ve dinlenmek için geldikleri anlaşılmaktadır.
Bu sonuç, hem bir yandan bize önemli bir ders verirken bir yandan da özel ürünlerimizi tanıtma konusunda yetersiz kalındığını işaret etmektedir.
Genel olarak, turistlere sorulan sorular bizlere; ürünlerimiz yanında, gerek tanıtım politikamız, çevre politikamız, turistlerin beklentileri konusunda önemli ipuçları vermektedir. Turistlerin ülkemize bilmeden geldikleri yorumu yapmak yanlış olmayacaktır. Bu durumda tanıtım ve charter uçuş düzenleyenlerin Kuzey Kıbrıs destinasyonu konusunda turistlere daha çok bilgi sağlaması, ve buradaki konaklamalarında daha fazla oriyantasyon, gezi düzenlemelerinin önemli olduğu düşünülmektedir.
Ayrıca, ülkemize gelen, çoğunlukla küçük otellerde konaklayan ve bu ankete katılan yabancı turistlerin casino için geldiği argümanının da mesnetsiz olduğu ortaya çıkmaktadır. Ankete katılanların casino ile ilgili herhangi bir harcamada bulunmadıkları görülmektedir.
Ülkemizde turizm sektörünün sürdürülebilir bir temele getirilmesi için bu ankette turistler, yani ülkemizi ziyaret edenlerin önerilerinin ele alınması, verdikleri mesajın iyi algılanmasının çok önemli olduğu açıktır. Pek çok konuda turistlerin ifade ettikleri görüşler, hepimiz tarafından ele alınmalı, değerlendirilmelidir.
Ülkemizin "Kuzey Kıbrıs" markasının farklılığının yaratılmaması durumunda bu turistlerin herhangi bir 3 S (deniz, kum, güneş) sunan destinasyona gitmeleri açısından bir fark olmayacaktır. Önemli olan ülkemizi ziyaret eden turistlerin geldikleri destinasyonunun farklılığını anlamaları, özel bir yere geldiklerini hissetmelerinin sağlanmasıdır. Bu noktada, başta Bakanlık olmak üzere turizm örgütünü oluşturacak olan örgütlere; tur operatörleri-seyahat acentaları, oteller, restoranlar, rehberlere pek çok görev düşmektedir.”