KTÖS’te düzenlenen basın toplantısında Sendika Genel Başkanı Güven Varoğlu ile Genel Sekreteri Şener Elcil birer konuşma yaptılar.
VAROĞLU
KTÖS Genel Başkanı Güven Varoğlu konuşmasında, UBP hükümetinin “AKP borazanlığı” yaptığını ve Eğitim Bakanlığı’nı kullanarak eğitimle toplumun demografik ve kültürel yapısını değiştirmek üzere bir takım hamlelere giriştiğini ileri sürdü.
Varoğlu, okullara kuran kursları konulması, ilahiyat koleji girişimi, TED Koleji içerisine yerleştirilen Hala Sultan İlahiyat Koleji ve külliye yapımının UBP hükümetinin AKP hükümetinin çizdiği ilkeler çerçevesinde hareket etmesi ve ülkeyi “yeşil sermayeye peşkeş çekme anlayışına” ciddi örnekler olduğunu savundu.
Geçen günlerde okullara gönderilen iki genelge ile hükümetin bu icraatlarını daha da somutlaştırıcı hareketler yaptığını iddia eden Varoğlu, öğretmenlerin kılık kıyafeti, öğrenci disiplin tüzüğü ve öğretmenlerin sosyal medya paylaşım siteleri tüzüğüyle ilgili görüşlerinin istendiği bir genelgenin İlköğretim Dairesi Müdürlüğü tarafından okullara gönderildiğini anlattı.
Varoğlu, Türkiye’de okullarda üniforma zorunluluğunun kaldırılmasının amacın türbanı yasal duruma getirmek olduğunu da iddia etti.
“HURAFE VE DOGMATİK BİLGİLER”
Varoğlu, amacın ilim irfan yuvası olması gereken okulların, hurafelerin, bir takım dogmatik bilgilerin yer aldığı kurumlar haline getirilmesi olduğunu savundu ve yapılanların bu zincirin halkaları olduğunu ileri sürdü.
Diğer bir genelgeyle tüm okullara Türkçe Olimpiyatları düzenleneceğinin bildirildiğini ve öğrenci ve öğretmenlerin yarışmalara katılmak için bazı kitaplara çalışmalarının tavsiye edildiğini dile getiren Varoğlu, tavsiye edilen kitaplara bakıldığında bunların arasında Fetullah Gülen’in “Beyan” isimli bir kitabının görüldüğünü de anlattı. Varoğlu, “Türkiye’den bir rüzgar esiyor ve bu rüzgar burada fırtınaya dönüşüyor, bunu görebiliyoruz” diye konuştu.
ELCİL: “KILIK KIYAFET ÜZERİNDEN POLİTİKA OLUŞTURULMAYA ÇALIŞILIYOR”
KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil de konuşmasında Eğitim Bakanlığı’nın okullara gönderdiği genelgeler ile yıllar önce konuşup kapatılan konuların gündem maddesi yapılarak, kılık kıyafet üzerinden bir politika oluşturulmaya çalışıldığını savundu.
“Genelgeleri yayınlayan ve uygulanmasını isteyenin, KKTC Milli Eğitim Bakanlığı’nın ‘Atatürkçü olduğunu’ söyleyen yetkilileri olduğunu” dile getiren Elcil konuyla ilgili bir de yazılı açıklama okudu.
AKP hükümetinin ABD’nin Yeşil Kuşak ve ılımlı İslam modeline uygun olarak Türkiye’yi yeniden yapılandırmaya yönelik siyaseti kalıcı kılmak için eğitimde yeniden yapılanmaya başladığını iddia eden Elcil, 4+4+4 modelinden sonra türbana serbesiyet kazandırmak için okullara üniforma özgürlüğü diye “uydurma bir değişikliğe” gidildiğini iddia etti.
“Türkiye’nin son dönemde ‘bizde ne varsa sizde de olacak’ siyasetine bağlı olarak Kuran kursları, dini öğrenci yurtları, İlahiyat Kolejleri, cami inşaatları, Türkiye’den misyonerlik görevi ile imamların getirilmesi gibi faaliyetlerine ek olarak Eğitim Bakanlığı artık Fetullah Gülen tarikatının maşalığına soyunmuştur” iddiasında bulunan Elcil, TC Lefkoşa Büyükelçiliği’nden alınan yazılı talimat çerçevesinde yayınlanan genelge ile Türkçe öğretimi bahane edilerek tarikat propagandası yapan ve yarışmaya katılım için okullar ve öğretmenlere talimat verildiğini iddia etti.
“SORULAR DİNİ HURAFEYLE DOLU”
Öğrencilere ve öğretmenlere sorulacak soruların içeriğinin tamamen dini hurafe ile dolu olduğunu savunan Elcil, “Görünüşte “Türkçe” öğretimi gibi masum bir gerekçenin arkasına saklanan, bu girişim Fetullah Gülen tarikatının tam bir propaganda aracıdır. Anlaşılan odur ki, Eğitim Bakanlığı tamamen Fetullahçıların kontrolüne girmiştir. TC Elçiliği’nin ana misyonunun tarikat misyonerliği yapmak olduğu da bir kez daha ortaya çıkmıştır” görüşlerini öne sürdü.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın gönderdiği bir başka genelge ile Öğretmenler Kılık Kıyafet Tüzüğü, İlkokul Öğrencileri Disiplin Tüzüğü ve Öğretmenler Sosyal medya Paylaşım Siteleri Tüzüğü adı altında tüzükler yapacağını ve bununla ilgili görüş istediğini duyurduğunu belirten Elcil, modernleşmekten, çağdaşlaşmaktan bahsedilen genelgede, yıllarca önce konuşulup uzlaşılıp, kapanan konuların tekrardan gündeme getirilmesinin anlamlı olduğunu savundu.