KTTO'dan verilen bilgiye göre, Çerkez mektubunda 2004 sonrası dönemde Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nün geçirdiği aşamaları hatırlatarak, bu Tüzüğün Kıbrıslı Türklerin ekonomik kalkınmasına doğrudan katkı sağlayacak bir araç olduğunu; oysa Kıbrıslı Rumların siyasi tanınma içeriyor gerekçesiyle bu Tüzüğü AB’de engellemeye devam ettiğini anlattı.
Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nün tanınmayla ilgili herhangi bir konu içermediğini, yalnızca Kuzey Kıbrıs’ta üretilen ürünlerin AB’ye girişini düzenleyen bir düzenleme olduğunu vurgulayan Çerkez, Lizbon Anlaşması’nın yürürlüğe girmesi sonrası, Doğrudan Ticaret için artık Konsey’de oybirliği gerekmediği gerekçesiyle taslağın Parlamento’ya aktarıldığını anlattı.
Çerkez son olarak Tüzüğün Parlamento’da Başkanlık Divanı’nda beklemeye devam etmesinin Kıbrıslı Rumların ısrarlı engellemeleri yüzünden olduğunu vurguladı.
Kıbrıslı Türkler AB Parlamentosu’nda Temsil Edilmiyor
Gönderdiği mektupta, Kıbrıslı Türklerin AB parlamentosunda temsil edilmediği gerçeğinin altını çizen Çerkez, bu açığı kapatmak iddiasıyla oluşturulan “Kıbrıslı Türklerle Yüksek Temas Grubu’nun” zaman zaman Kuzey’e geçmekte bile tereddüt yaşadığını, adaya gelişlerinde Kuzey’de kalmadığını belirtti. Çerkez, Kıbrıslı Türklerle temas konusunda en olumsuz ve katı tutumun temsilcisi olan Françoise Grossetete’in bu grubun başkanlığına seçilmesinin hayal kırıklı yarattığını; artık bu grubun lağvedilmesi gerektiğini vurguladı.