Kamu-Sen Başkanı Mehmet Özkardaş, görüşme sırasındaki konuşmasında, Kıbrıs Türk halkının kimliğinin ve varlığının ada üzerinde yok edilmesine ya da azınlık durumuna düşürülmesine karşı olduklarını vurguladı.
Kamu-Sen Başkanı Mehmet Özkardaş, Kamu-Sen olarak siyasi partileri ziyaret ederek ülkedeki yapısal sorunlar ve özelikle tüm kesimlerin ortak gayesi olan kontrolsüz nüfus, kaçak işgücü ve kayıt dışı ekonomi hakkında görüş alışverişinde bulunduklarını belirtti.
Hükümetin ve devletin kapıları kontrol edemediğini ileri süren Özkardaş, KKTC’ye gelen kontrolsüz nüfusla, kayıtlı çalışanı birbirinden ayıracak veriye ve bilgiye sahip olunmadığını savundu.
UBP’nin yangından mal kaçırır gibi, yabancılar muhaceret değişiklik yasa tasarısı ve vatandaşlık değişiklik yasa tasarısını ve kaçak iş gücüne af konusunu gündeme getirdiğini öne süren Özkardaş,
“Bu bize göre çok tehlikeli. Toplumun neredeyse tüm kesimlerinin rahatsızlık duyduğu ve Kıbrıs Türk halkının ada üzerindeki kimliğinin ve varlığının tehlikeye düşmesi söz konusuysa bu hükümetin kimseyi dikkate almadan ben yaparım olur anlayışı demokrasiyle bağdaşmayan bir durumdur” dedi.
Özkardaş, böyle bir şeyin olmasının başta TC’ye zarar vereceğini; Annan Planı döneminde referandumda oy veren kişilerin KKTC halkı olarak varlığının tescil edildiğini ancak şuan herkesin vatandaş yapılması halinde bu oy kullanan kişilerin de yasallığını tartışılır hale getireceğini savundu.
“KIBRIS TÜRK İNSANI İŞSİZDİR”
“Kıbrıs Türk insanı işsizdir” diyen Özkardaş, ekonomik krizin KKTC’yi de vurduğunu, hükümetin eşel mobili kaldırıp, devlette işe girenlerin maaşlarını aşağıya çektiğini, yaz mesaisini kaldırdığını, özelleştirmeye hız vererek KTHY örneğinde olduğu gibi insanları sokağa attığını anlattı ve bunun üzerine kaçak işçilere af çıkarma girişiminin kabul edilemez olduğunu belirtti.
Özkardaş, af çıktıktan sonra da kapıların kontrol altına alınamayacağını ifade ederek, hükümetten beklediklerinin Kıbrıs Türk insanının işsiz kalmayacağı, kimliğinin ve varlığının özgürce devam edeceği bir sistemin yaratılarak kapıların kontrol altına alınması olduğunu anlattı.
TC’de aranan PKK’lıların bile KKTC’de barındığını ve devletin bundan haberi olmadığını iddia eden Özkardaş, yapılan yasa tasarısında 15 yıl sigorta yatırıp emeklilik hakkı kazanan kişilerin otomatik vatandaş olmasının öngörüldüğünü ve dünyanın hiçbir yerinde böyle bir uygulama olmadığını belirtti.
Özkardaş, sendika olarak kendi ülkesinin insanları aç ve işsizken ülkenin sosyal ve kültürel yapısı sürekli bozulurken böyle bir şeyin yapılmasına karşı olduklarını söyledi. Özkardaş gerekirse bütün hukuki yollara başvuracaklarını da vurguladı.
Özkardaş, “UBP’nin oldu bittisi” diye nitelediği adımlara göz yumulmaması konusunda Avcı’dan destek isteyerek, geçmiş günlerde mesai saatleriyle ilgili yapılan anketi de ÖRP Genel Başkanı Turgay Avcı’ya verdi.
AVCI
ÖRP Genel Başkanı Turgay Avcı ise, mesai saatlerinin bu kadar sık değiştirilmesinin ülkede doğrunun ve yanlışın ortaya konulamadığını gösterdiğini belirterek, herkesin çok erken tepki gösterdiğini bunların uzlaşıyla ortaya konması gerektiğini söyledi.
Avcı, çalışanların haklarına dokunulmasına her zaman karşı olduklarını ancak özelle kamunun düzenlenmesi gerektiğini savunduklarını ve bazı dönemlerde yaşanan çatışmaların istenmeyen noktalara gittiğini belirtti.
UBP’nin bir anda vatandaşlık ve beyaz kimlik çalışmaları olduğunu öğrendiklerini ve gerginlik üzerine İçişleri Bakanı’nın siyasi partileri toplantıya çağırdığını ve konunun son noktaya gelmediğini öğrendiklerini anlatan Avcı, “biz de her zaman sokaktan geçene vatandaşlık verilmesine karşı olduk ancak 20-30 yıldır bir ülkede yaşayan ve suça bulaşmamış kişilerin kaçak durumdan kayıtlı duruma geçmesinde de sakınca görmüyoruz. Yeter ki yasalar herkese eşit çalışsın” dedi.
Avcı, kapılardaki geçişlerin kontrolünün ülkenin elindeki birimlerde olduğunu ifade ederek, TC’den buraya nüfus aktarılıyor görüşlerine karşı olduğunu eğer buradaki vatandaşlar kaçak işçi çalıştırmama kampanyası başlatırsa gelen kişilerin de geri gideceğini kaydetti.