Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık, Doğan Haber Ajansı’na (DHA) açıklamalarda bulundu. Kan bağışçılarına yönelik hayatı kolaylaştıracak bir takım projeler yürütüldüğünü ifade eden Kınık, “Bu anlamda özellikle özel sektörde ya da kamuda çalışan kan bağışçılarımızın kan bağışı yaptıkları gün izinli sayılmalarıyla ilgili girişimlerimiz var. Bunları Çalışma Bakanlığımızla ve ilgili bürokratik kademelerle temas halinde görüşüyoruz” dedi.
KIŞ AYLARINDA BAĞIŞ DÜŞÜYOR
Kadıköy İskele Meydanı’nda bulunan kan bağışı noktasını ziyaret eden Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık, Doğan Haber Ajansı’na açıklamalarda bulunarak soruları yanıtladı. Kızılay’ın Türkiye genelinde kanın güvenli bir şekilde toplanmasından ve Türkiye genelindeki bütün hastanelere sevk edilmesinden sorumlu milli bir kuruluş olduğunu söyleyen Kınık, “Kan da bizim milli bir ödevimiz. Her gün biz yaklaşık 10-11 bin ünite kan bağışı alıp bunun testlerini gerçekleştirerek hastanelere ulaştırmakla sorumluyuz. Çünkü ameliyatlar ve kan ihtiyaçları tatil, bayram veya kış şartları dinlemiyor sürekli aynı ihtiyaçlar devam ediyor. Bu çerçevede bizim geleneksel yaşadığımız sorunlardan bir tanesi kış aylarında kan bağışlarının düşmesiydi. Bu senede gerçekten ülke genelinde çok ağır bir kış geçiriyoruz. Bundan dolayı kan bağışlarında ve stoklarında ciddi bir düşüş yaşandı. Bu çerçevede biz Ocak ayının başında bu anlamda kırmızı alarm oluşunca vatandaşımıza bir çağrıda bulunduk. O çağrı çerçevesinde gerçekten vatandaşlarımız olayı ciddi bir şekilde sahiplendi” şeklinde konuştu.
GÜNLÜK STOK 40 BİNE ULAŞINDA GÜVENDE HİSSEDİYORUZ
Kızılay’ın 4 Ocak günü tarihinin bir günde alınan en yüksek kağışını aldığını ifade eden Kınık, “13 bin ünitenin üzerinde bir kan bağışı gerçekleştirdik. Fakat o günden sonra günlük kan bağışı kabullerimizde günlük artış trendine girdi. Bizim 20 binin altındaki stoklarımız bugün 35 binlere çıktı.Her gün olması gereken stoklarımız bunlar 40 bine ulaşınca kendimizi güvende hissediyoruz. Bu çerçevede özellikle kan bağışçılarımıza yönelik hayatı kolaylaştıracak bir takım projeler de deniyoruz. Bu anlamda özellikle özel sektörde ya da kamuda çalışan kan bağışçılarımızın kan bağışı yaptıkları gün izinli sayılmalarıyla ilgili girişimlerimiz var. Bunları Çalışma Bakanlığımızla ve ilgili bürokratik kademelerle temas halinde görüşüyoruz.” dedi.
HER ÜNİTE KAN İÇİN FİDAN DİKİYORUZ
Kan bağışçılarımızın özellikle düzenli kan bağışçılarımızın erkeklerin yılda 4 kere kadınların da yılda 3 kez kan verebilirliği olduğunu belirten Kınık, “18-65 yaş arası sağlıklı bireylerin. Bunların hayatlarına dokunan, hayatlarını kolaylaştıran bir takım güzellikler de düşünüyoruz inşallah yakında somut adımlar olarak bunlarda kamuoyuyla paylaşılacak. Ama şunu ifade etmek istiyoruz. 1 ünite verilen kan 3 parçaya bölünüyor. Eritrosit, trombosit ve plazma olarak 3 kişiye can oluyor. Bununla da yetinmiyoruz her bağışçımızın o her ünite kanı için birde fidan dikiyoruz. Bir orman oluşuyor bağışçılarımızdan bir iyilik ormanı oluşuyor. Dolayısıyla bir düzenli kan bağışçısını çok önemsiyoruz, gençlerimizi çok önemsiyoruz, kadınlarımızı ç ok önemsiyoruz. İnşallah bizlerde hayatı onlara kolaylaştırmak için düzenlemek için takipçiyiz. Yakında bunların inşallah sonuçlarını paylaşırız” diye konuştu.
EN AZ 40 BİN ÜNİTE KAN GEREKİYOR
Kınık, “Türkiye’nin kan sıkıntısı çekmemesi için Kızılay’da ne kadar kan stoku olması gerektiği” şeklindeki soruya, “En az 40 bin ünite kan Kızılay’ın 17 bölgesindeki kan depolarında bulunması gerekiyor. Çünkü Allah göstermesin ama afet ülkesiyiz. Her türlü senaryoya karşı hazır olmamız gerekiyor. Kendimizi güvende hissetmemiz için 40 bin, eşik değerimiz 20 bin yani asgari stok miktarımız bunun altına düşünce kırmızı alarm veriyoruz. Ama özellikle ameliyat günleri günlük operasyonumuz 11 bin ünite. Yani 11 bin ünite her gün toplamak ve hastanelere ulaştırmak zorundayız. Ama sürekli stoklarımız da bizim en az 40 bin ünite kanımız olması gerekiyor. “
KAN VERİLEN GÜN ÇALIŞANA İZİN
Kınık, “Yurt dışında kan bağışçılarına yönelik promosyon çalışmalarının olup olmadığı şeklindeki soruya ise, “Dünya’da kan bağışı ve kan temini neredeyse bütün ülkelerde benzer gönüllü bir bağışçılık eylemi olarak gerçekleştiriliyor, ticari bir karşılığı olmaksızın gerçekleştiriliyor. Genellikle Kızılaylar ve Kızılhaçların yönettiği bir operasyon. Dünya’da bu kan bağışı teşvik etmek adına farklı uygulamalar yapılıyor. Doğrudan maddi bir destek olmasa bile dolaylı anlamda sosyal prestiji arttırmaya yönelik mesela maç biletlerinde, sanat etkinliklerinde, toplu taşımalarda veya bazı sosyal alanlarda öncelik verilmesi tıpkı gaziler gibi düzenli kan bağışçılarını öncelik verilmesi gibi bir takım katkılar var. Bizde Kızılay olarak böyle bir çerçeve oluşturmaya gayret ediyoruz. Bizim için önemli olan kan bağışının yapıldığı gün ki mesai günleri ve mesai saatleri ağırlıklı bizim kan bağışı aldığımız aldığımız dönem. Çalışanlara onların ayaklarına gitmeye çalışıyoruz kampanyalarla ama. Bizim gidemediğimiz çalışanların da kan noktalarımıza gelip kan bağışladıklarında onların en azından o gün için izinli sayılmalarını arzu ediyoruz. Bu çerçevede de bir düzenleme yapılacağını ümit ediyoruz.” dedi.
DÜZENLEME GEÇSİN İSTİYORUZ
Yapılması planlanan düzenlemenin (kan bağışçılarına izin) kamu ve özel sektörde eş güdümle yürütülmesi gerektiğini ifade eden Kınık, “Yılda 3 milyon ünite kan toplamamız gerekiyor. Bu 3 milyon ünite kanı da toplumumuzun tüm kesimlerinden 18-65 yaş arasındaki sağlıklı bireylerden almak zorundayız. Dolayısıyla öğrenciyse, çalışansa da bu kanı vermek durumunda. Onun öğrenciliğini ve çalışma hayatını da olumsuz etkilememesi gerekiyor. Yani kaçak- köçek iş yapmamış olması gerekiyor, milli bir ödev gerçekleştiriyor, vergi vermek gibi, askere gitmek gibi. Bu çerçevede desteklenmesi gerekiyor. İnşallah bu yasal düzenleme de yakında geçer” dedi.