Komite bu bilgilerin mezar tespiti ve kazı çalışmalarına büyük katkı sağlayacağını vurgulayarak hedeflerinin şahitler hâlâ hayattayken, mümkün olduğunca yüksek sayıda kayıp yeri tespit etmek olduğunu belirtti.
“DOKUNULMAZLIK VE KORUMA”
Bilgi kaynaklarının kesinlikle gizli tutulacağıyla ilgili söz veren komite, soruşturma otoritelerinin Kayıp Şahıslar Komitesi için bilgi sağlayan, kendi aleyhinde tanıklık eden kişilerle ilgili dokunulmazlık ve koruma sağladığını da kaydetti.
Kayıp Şahıslar Komitesi üyeleri Gülden Plümer Küçük, Paul Henri ve Theophilos Theophilou basın toplantısı düzenleyerek çalışmaları ve hedefleriyle ilgili bilgiler verdi ve yardım çağrısında bulundu.
Ara bölgede bulunan Dayanışma Evi’nde saat 10.30’da başlayan basın toplantısında üyeler ortak hazırlanan basın açıklamasını okudular.
“ÇALIŞMALARIN DEVAMI SAHİTLERDEN GELECEK BİLGİLERE BAĞLI”
Basın açıklamasının komitenin Kıbrıslı Türk üyesi Gülden Plümer Küçük tarafından okunan kısmında komitenin 7 yıllık çalışmasıyla Kıbrıslı Türk ve Rum ailelerin bir kısmının uzun yıllar süren ıstıraplarının kapandığı kaydedildi ve her iki taraftan da gelen bilgi akışı ve siyasi istek olmasaydı bu neticelerin elde edilemeyeceği belirtildi.
Komite çatısı altında Kıbrıslı Türk ve Rum gençlerin birlikte çalıştığı ifade edilen açıklamada, çalışmaların devamının şahitlerden gelecek bilgilere bağlı olduğu vurgulandı.
2013’TE 131 KAYBIN KİMLİKLERİ SAPTANDI
Açıklamada, 2013 yılında komitenin 88’i Rum, 43’ü Kıbrıslı Türk 131 kaybın kimliklerini saptadığı ve bunun geçtiğimiz 6 yıllık çalışmanın iki katı olduğu ifade edildi.
Bu rakamla 2007 yılından bu yana kimliklendirilen kişi sayısının 469’u bulduğu belirtildi ve 2013 yılında 64 kalıntıya ulaşıldığı, bugüne kadar ulaşılan kalıntı sayısının 1012 olduğu ve bunların 469’unun kimliklendirilmesinin gerçekleştirildiği de ifade edildi.
Açıklamada sonuçların cesaret verici ancak yetersiz olduğu da vurgulandı.
“AİLELER BU KADAR BEKLEYEMEZ”
Komitenin BM tarafından atanan üyesi Paul Henri Arni de okuduğu açıklamada yılda ortalama 130 kişinin kimlik tespitinin yapıldığı bir mevcut performansla çalışmaların sürdürüldüğünü dile getirdi. Açıklamada, bunun devamı halinde kalıntıların kimliklendirilmesi ve ailelere tesliminin en az 10 yıl süreceği, ailelerin bu kadar bekleyemeyeceği de kaydedildi.
“ÇALIŞMALAR MALİ SIKINTILAR NEDENİYLE KISITLANIYOR”
“Ailelerin sevdiklerinin kalıntılarına ulaşılmadan hayatlarını kaybetmesi kabul edilemezdir” denilen açıklamada, yapılan çalışmaların hız kazanmasının mali sıkıntılar nedeniyle kısıtlandığı vurgulandı.
Kazı listesinde 271 yerin bulunduğu, bunların 9’unun her birinde 20 kalıntının bulunduğunun öne sürüldüğü ve 200 set insan kalıntısının ise laboratuarda kimliklendirilmeyi beklediği kaydedilen açıklamada, komitenin mali kaynak alması halinde hem kazı alanlarının genişletileceği hem de kimliklendirme çalışmalarının hızlanacağı açıklandı.
“1 MİLYON EUROLUK EKSTRA BAĞIŞLA…”
Komitenin her yıl 1 milyon Euro’luk ekstra bir bağışla çalışmalarını 3 katına çıkarabileceği de ifade edildi.
“KOMİTENİN MİSYONU DAYANIŞMAZ ACI İÇİNDE OLAN AİLELERLE İLGİLİ”
Basın açıklamasının komitenin Rum üyesi Theophilos Theophilou tarafından okunan kısmında ise, komitenin 2001 kayıpla ilgili çok zor ve önemli insani bir misyonu olduğu ifade edildi.
Bu misyonun kayıpların yaşayan ve yıllardır ıstırap, korku, belirsizlik ve dayanılmaz acı içerisinde yaşayan aileleriyle alakalı olduğu da vurgulanan açıklamada, kayıpların tüm Kıbrıs’ın meselesi ve bir kaybın tüm aile bireyleri için aynı duyguların söz konusu olduğunun altı çizildi.
“BİZİM İŞİMİZ BU DRAMI SONA ERDİRMEK”
“Bizim işimiz bu dramı sona erdirmektir, gecikmeden acılarına son vermektir. Bu yaraları mümkün olan en kısa zamanda sarmaktır” denilen açıklamada, bunu yapabilmek için komitenin öncelikle mezar yerlerini tespit etmesi ve açması gerektiği vurgulandı.
“ŞAHİTLER HALA HAYATTAYKEN…”
Komitenin zamana karşı bir yarış içinde olduğu, her geçen gün bu sorunun çözümünün aciliyetinin arttığı, çalışmaların hız kazanmasının zorunlu olduğu da ifade edilen açıklamada komitenin önceliği “şahitler hâlâ hayattayken mümkün olduğunca yüksek sayıda kayıp tespit etmek” olarak vurgulandı.
Komite tüm Kıbrıslılara, defin yerleriyle ilgili bilgileri olması halinde bunu Kayıp Şahıslar Komitesi’yle paylaşmaları çağrısında bulundu ve korkacak bir şey olmadığını vurguladı.
Bilgi kaynaklarının kesinlikle gizli tutulacağıyla ilgili söz veren komite, soruşturma otoritelerinin Kayıp Şahıslar Komitesi için bilgi sağlayan, kendi aleyhinde tanıklık eden kişilerle ilgili dokunulmazlık ve koruma sağladığını da belirtti.
“İNSANİ GÖREV”
Açıklamada, Kayıp Şahıslar Komitesi’ne bilgi vererek komiteyi desteklemenin tüm Kıbrıslılar için insani ve ahlaki bir görev, bir vatandaşlık görevi olduğu da dile getirildi ve 1963-64 yılları ya da 1974 olaylarında öldürülüp bir yerlere gömülen kayıpların yerleriyle ilgili herhangi bir bilgisi olanların bunları komiteye aktarması istendi.
Komite geçmişte yapılan yanlışların telafi edilmesinin zamanının geldiğini, geciktirilen adaletin esirgenen adalet olduğunu da belirtti.
Kayıp Şahıslar Komitesi verilerine göre, 1963-64 ve 1974 döneminde adada 1508 Kıbrıslı Rum ve 493 Kıbrıslı Türk olmak üzere toplam 2 bin 1 kayıp var. 359 Kıbrıslı Rum ve 110 Kıbrıslı Türk kaybın kimlikleri tespit edilerek ailelerine teslim edilirken, Komite bugüne dek 814 kazı yaptı ve bu kazılarda 1012 kişinin kemikleri bulundu. Analizi yapılan kalıntı sayısı ise 826’ya ulaştı.