Osmanlı Devleti döneminde, Antalya’nın göç ve ticaret yolları üzerine inşa edilen sarnıçlar, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Yüzyıllar boyu, dağ başlarında, yol kenarlarında göç edenlerin su ihtiyacını karşılayan sarnıçlar, tarihi bir değer olarak korunmayı bekliyor.
Su saklama yapıları olan bu sarnıçlar, Antalya Yörüklerinin de kışlıklarına ve yazlıklarına göç ederken, su ihtiyaçlarını karşılamış.
Tarihi miras tahrip edildi
Antalya kent merkezinden kuzeye doğru giden tarihi göç yolu üzerine inşa edilen su depolama yapıları, görevlerini tamamlamış olsalar da kültürel bir değer olarak görülmemenin hüznünü yaşıyor. Tarihi mirasının değerini bilmeyen bir toplum olarak, göç kültürümüzün tanığı sarnıçları da kaderleriyle baş başa bıraktık. Tarihi su saklama yapıları, zamana ve doğaya karşı dirense de, insan elinin verdiği zarara karşı direnemiyor. Deve katarlarının, yorgun ve susuz yolcuların hatıralarının saklandığı sarnıçlar, bazı sorumsuzlar tarafından tahrip edildi, çöplük haline getirildi.
Tütüncü sarnıçlara duyarsız kalmadı
Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü de, Antalya’nın göç kültürünün yok olmasına karşı duyarsız kalmadı. Tütüncü, ilçeden geçen tarihi göç yolu güzergahı üzerindeki sarnıçların korunması ve göç kültürünün yaşatılması amacıyla bir çalışma yapılmasını istedi. Antalya’nın göç kültürü ile ilgili, ilçedeki sarnıçların tespit edilmesi ve neler yapılacağı ile ilgili bir rapor hazırladı.
Sarnıçların korunması için neler yapılacak
Başkan Tütüncü’ye sunulan ve Kepez’de 15 adet sarnıcın tespit edildiği bilgisinin bulunduğu raporda, şu tespitlere yer verildi: “Sarnıçlara, arsa olarak koruma çevresi belirlenmeli. Belirlenen arsada Osmanlı- Selçuklu tarzını yansıtacak bahçe düzenlemesi yapılmalı. Fotoğraf çektirilebilecek bir ortam hazırlanmalı. Yıkık ve harap olanların benzer malzeme ile destek ve onarım işlemleri hızla yapılmalı. Eserin hangi yolun ve güzergâhın parçası olduğunu anlatan Türkçe, Rusça, İngilizce ve Almanca dillerinde bir tanıtım tabelası ve Kepez sarnıçlarının hikâyelerini içeren bir kitapçık hazırlanmalı.”
Tarihine sahip çıkmayanlar geleceği tasarlayamaz
“Tarihi mirasına sahip çıkamayanlar, tarihlerini bilmeyen, öğrenmeyenler, öğretmeyenler asla gelecek inşa edemezler, geleceği tasarlayamazlar” hatırlatmasını yapan Tütüncü, “Bir yandan tarihi mirasımıza sahip çıkmak, onları yaşatmak, bir yandan da kültürümüzü çocuklarımıza aktarmakla yükümlüyüz” ifadesini kullandı.