Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO), Mali Yardım Tüzüğü çerçevesinde yapılan ve çeşitli alanları kapsayan her türlü mali desteğin KKTC makamlarının bilgisi, katkısı ve onayıyla gerçekleştirildiğine işaret ederek, "kamuoyuna açık bilgiler yeni açığa çıkarılmış gibi sunularak, kafalarda soru işaretleri yaratılmaya çalışılması"nın üzüntü verici olduğunu açıkladı.
KTTO, Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş’ın Mali Yardım Tüzüğü çerçevesinde sivil toplum örgütleri için ayrılan fonlardan yararlanan kurumların listesini kamuoyuyla paylaşmasını eleştirdi.
Dentaş’ın Avrupa Birliği’nden katkı alan sivil toplum kuruluşları ve Avrupa Birliği’nden bilgi talep ettiğine işaret edilen açıklamada, odanın bir basın toplantısı düzenleyerek AB fonlarıyla desteklenen ve Güney’den Kıbrıs Ticaret ve Sanayi Odası (KEBE) ile birlikte yürüttükleri Leading By Example projesi hakkında kapsamlı bir sunum yaptıkları hatırtlatıldı.
Alınan kaynakların hangi şekilde kullanılmakta olduğunu kamuoyuyla paylaşıldığı belirtilen açıklamada, “Mali Yardım Tüzüğü çerçevesinde yapılan altyapı, AB uyum çalışmaları, sivil toplumun güçlendirilmesi gibi çeşitli alanları kapsayan her türlü destek KKTC makamlarının bilgisi, katkısı ve onayı çerçevesinde gerçekleştirilmektedir. Bu gerçeğe rağmen kamuoyuna açık olan bilgilerin sanki yeni açığa çıkarılmış gibi sunularak kafalarda soru işaretleri yaratılmaya çalışılması üzüntü vericidir” denildi.
KTTO açıklaması, şöyle devam etti:“Kıbrıs sorununun geldiği bu kritik aşamada toplumda kamplaşmalar yaratmak, devlet kurumlarının denetiminde olan kamuoyuna açık bilgileri suçlayıcı ifadelerle paylaşarak demokratik çoğulcu yapının önemli unsurları sivil toplum kuruluşlarını herhangi bir ayrım yapmadan zan altına koymaya çalışmak toplumsal bütünlüğümüze zarar vermektedir”
Açıklamanın sonunda, “başta Başbakan Yardımcısı olmak üzere kamusal görev yüklenen herkesi sorumluluk içinde davranmaya ve sivil toplumla işbirliği içinde hareket etme” çağrısı yapıldı ve şu ifadelere yer verildi:
“Hükümet edenlerin önceliği toplumu bölmek değil, olası bir çözümde Kıbrıs Türk halkının çıkarlarının korunması ve ekonomimizin maksimum fayda sağlayabilmesi için Yapısal Dönüşüm Programı’ndaki hedefleri tutturmak ve Kıbrıs görüşmeleri çerçevindeki uyum çalışmalarını halkımızın lehine yürütmek olmalıdır”