CHP Genel Merkezinden yapılan yazılı açıklamada, Kılıçdaroğlu'nun mektubunun Başbakanlık Özel Kalemi'ne teslim edildiği bildirildi.
Kılıçdaroğlu'nun, mektubunda, ''Amacım, rüşveti, yolsuzluğu ihbar eden kişi tarafından kendi el yazısıyla yazılmış defteri göndererek kimseyi zan altında bırakmak, suçlu yaratmak değil. Amacım, varsa suçu ortaya çıkarmak, suçluyu da yargıya teslim ettirmek'' denildi.
Başbakan Erdoğan'a gönderilen mektupta ''Amacım, rüşvetin kimlerden ne kadar alındığını ve kimlere hangi miktarda verildiğini gösteren el yazılı defteri soğukkanlılıkla incelemeniz, birilerini kayırma çabasına girmeden iki müfettiş görevlendirerek araştırılmasını, soruşturulmasını sağlamanız'' görüşüne yer verildi.
Açıklamada, Kayseri Belediyesinde rüşveti ihbar eden Hacı Ali Hamurcu'nun el yazısıyla yazdığı defterde rüşvetin kimden alındığı, kime verildiği ve rüşvete adı karışanların isim isim belirtildiği ifade edildi.
Kılıçdaroğlu'nun, Erdoğan'a gönderdiği mektup şöyle:
''Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 13.12.2010 tarihinde, TBMM Genel Kurulu'nda, 2011 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu tasarısının tümü üzerinde görüşlerimi açıklarken ve 24 Şubat 2011 günü CHP Parti Meclisi toplantısı öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtlarken, Kayseri Belediyesindeki yolsuzluğa dikkat çekmiş, rüşvetin kime ve nasıl dağıtıldığını gösteren defteri size göndereceğimi belirtmiştim. Bu mektupla birlikte, Hacı Ali Hamurcu'nun el yazısıyla rüşvet dökümünü gösteren defteri ekte bilginize sunuyorum.
Sayın Başbakan, unutulmaması gereken önemli bir ayrıntı daha var. Rüşvet, belediyenin makbuzu ve mühürü kullanılarak toplanmıştır. Ancak, toplanan paraların hiçbiri belediye kasasına girmemiş ve kayıtlarında yer almamıştır. Amacım, rüşveti, yolsuzluğu ihbar eden kişi tarafından kendi el yazısıyla yazılmış defteri göndererek kimseyi zan altında bırakmak, suçlu yaratmak değil. Amacım, varsa suçu ortaya çıkarmak, suçluyu da yargıya teslim ettirmek. Amacım, rüşvetin kimlerden ne kadar alındığını ve kimlere hangi miktarda verildiğini gösteren el yazılı defteri soğukkanlılıkla incelemeniz, birilerini kayırma çabasına girmeden iki müfettiş görevlendirerek araştırılmasını, soruşturulmasını sağlamanız.
Çünkü, böyle bir rüşvet defteri varken idari soruşturma başlatılmamasını doğal olarak çok yadırgıyorum. Bu defterde kayıtlı, dökümü  belli  rüşvet dağılımını sizin de sorumlu ve sağduyulu bir yaklaşımla incelemeniz halinde, bu defter savcının gözünden nasıl kaçmış diye şaşıracağınıza inanmak istiyorum.
Sayın Başbakan, diyelim ki savcı bu defteri görmedi veya görmek istemedi, peki Vali de mi görmedi? Hiçbir adli veya mülki görevlinin böylesine bir iddiayı, el yazısıyla, isim isim ortaya konulmuş rüşvet dökümünü görmemiş olması sizce de normal mi? Daha açık sormak gerekirse, sizin veya sizin talimatınızla görev yapanların, Kayseri'deki yolsuzluğu ortaya çıkarmak, varsa sorumlularını yargıya teslim etmek gibi bir niyetiniz var mı? Bunu gerçekten görmek istiyorum. 
Bu yolsuzluk dosyasını hem vali, hem de müsteşar olarak kapatan birinin tarafsız İçişleri Bakanı olarak görevlendirildiğini de hatırlamanızı isterim. Tüm bunlara rağmen, hukuk ve yolsuzluklarla mücadele adına bu adımı atmanızı istiyor ve diliyorum.
Saygılarımla CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu.''