Dernekten yapılan yazılı açıklamada, yaşanan olaylarda tecavüz mağdurunun cinsel yönelimi, doğum yeri veya kişisel hayatına dair bilgilerin konuyla alakası olmadığı gibi bunların yayınlanmasının kişinin özel hayatına karşı bir saldırı olduğu belirtildi.
Mağdurun eşcinsel olarak tanımlandığı başlıkların sadece eşcinsellere yönelik bir ayrımcılık olmadığı gibi yaşanan tecavüz olayının meşru gösterilmesine de sebep veren bir unsur olduğu kaydedilen açıklamada, “Bu tarz konular ele alınırken cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığına dayalı şiddet, taciz ve/veya tecavüz meşru gösterilmemeli ve yaşanan olayın önemini azaltacak, mağdurları daha da zor durumda bırakacak sansasyonel söylemlerden uzak durulmalıdır” ifadelerine yer verildi.
Mağdurun kimliğinin gizli tutulması, kimliğin teşhisine yarayacak bilgiler verilmemesi gerektiğine işaret edilen açıklamada, mağduru küçük düşürücü durumlara sokan veya yaşanan tecavüzü meşrulaştıracak söylemlerin kullanılmasından kaçınılması gerektiği vurgulandı.
Taciz ve tecavüz gibi cinsel şiddet suçlarının haberleştirilmesinde kullanılan dile özen gösterilmesi gerektiğine dikkat çekilen açıklamada, haberde yapılan yanlışın basın yayın kuruluşları tarafından en kısa sürede düzeltilmesi gerektiği belirtildi.