Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’ndaki tören saat 10.00’da başladı. Törene, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Meclis Başkanı Hasan Bozer, Başbakan İrsen Küçük, Türkiye Büyükelçiliği adına Büyükelçilik Geçici Maslahatgüzarı Hakan Çakıl, KTBK Komutanı Korgeneral Adem Huduti, 28. Tümen Komutanı Tümgeneral İlhan Talu, 39. Tümen Komutanı Tümgeneral Ömer Paç, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Mehmet Daysal, 14. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Avni Angun, GKK Komutan Yardımcısı Tuğgeneral Mehmet Soğancı, Yüksek Mahkeme Başkanı Nevvar Nolan, bakanlar, milletvekilleri, diğer askeri, sivil ve polis yetkilileri, dernek, kurum ve kuruluş temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
Tören, bayrakların İstiklal Marşı eşliğinde göndere çekilmesiyle başladı. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun birlikleri ve halkı denetlemesinin ardından, KTBK mensubu Kurmay Binbaşı Samet Çoban, günün anlam ve önemini belirten konuşmayı yaptı. Tören resmi geçitle sona erdi.
ÇOBAN’IN KONUŞMASI
Binbaşı Çoban, konuşmasında, 30 Ağustos’ta Türk milletinin kendisini esir etmek isteyenlere karşı verdiği mücadelenin zaferle taçlandırıldığını ve tüm dünyayı pençesine alan sömürgeci zihniyetin eşine az rastlanır bir şekilde mağlup edildiğini, Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gücünü tüm dünyaya gösterdiğini vurguladı.
Zaferin, 89’uncu yıldönümünün ve Ramazan Bayramı’nın mutluluğunu Mücahit Kıbrıs Türk halkıyla paylaşmaktan mutluluk duyduklarını kaydeden Binbaşı Çoban, “Ya İstiklal Ya Ölüm” parolasıyla başlayan milli mücadelede bu zafer ve destanla Türk’ün bağrına dayanan hançerin söküldüğünü ve düşmanın dize getirildiğini söyledi.
Tarihte çok az muharebenin Başkomutanlık Meydan Muharebesi kadar önemli sonuçlar doğurduğunu belirten Çoban, yenilenin sadece Yunan orduları değil ayrıca Birinci Dünya Savaşı’nın tüm galip ve mağrur ülkeleri olduğunu vurguladı.
Çoban, bu zaferin Sevr’e giden yolu tıkayarak Lozan yolunu açtığını ve emperyalist batının Anadolu topraklarında kurmayı planladığı kukla devletler, Ermenistan ve Kürdistan hayalinin binlerce şehidin kanı pahasına tarihe gömüldüğünü söyledi.
Savaşın sonunda, Yunanistan başta olmak üzere kaybeden devletlerde yaşanan büyük sarsıntıları anlatan Binbaşı Çoban, dönemin İngiltere Başbakanı Lloyd George’un, İşçi Partisi’nin hesap sorması üzerine, istifasını sunarken yaptığı konuşmada, “Yüzyıllar nadiren dahi yetiştirirler. Şu talihsizliğimize bakın ki 20’nci yüzyılda bu dahi Türkiye’den çıktı. Mustafa Kemal’i yenemedik” dediğini anımsattı.
30 Ağustos zaferinin ardından saltanatın sona erdiğini ve tam bağımsız, egemen Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğunu belirten Binbaşı Çoban, “30 Ağustos zaferi Türk ufkunda doğan hürriyet güneşidir” dedi.
Bu mücadele ve zaferin dünyadaki esaret altında bulunan devletlere örnek teşkil ettiğini vurgulayan Çoban, bu zaferle gücünü kurtuluş savaşından alan Atatürkçü düşünce sistemiyle modern bir toplumun temellerinin atıldığını kaydetti.
Çoban, Türk askerinin geçmişte yaptığı gibi aynı değerler uğruna, aynı inanç ve kararlılıkla canının feda edeceğinden kimsenin şüphesi olmamasını istedi ve “Şanlı Türk Ordusu’nun bugüne kadar yaptıkları, bundan sonra da kendisine ihtiyaç duyulduğunda yapabileceklerinin teminatıdır” dedi.
Kıbrıs Türkü’nün de 1955’den itibaren, Anadolu’da olduğu gibi düşmanın hain planlarıyla karşı karşıya kaldığını, yaşadığı köylerin yaşanmaz hale getirildiğini, göçe zorlanarak adanın küçük bir bölümüne adeta hapsedildiğini kaydetti.
Çoban, geçmişten ders alarak geleceğini yönlendiren Mücahit Kıbrıs Türkü’nün, özgürlükten vazgeçilemeyeceğini ve savunmasız bırakılması halinde gelecekte nelerle karşılaşabileceğini çok iyi bildiğini ve Anavatanı Türkiye ile omuz omuza varoluş mücadelesini sürdürdüğünü söyledi. Çoban, gerek Anadolu’da, gerekse Kıbrıs’ta kader birliği yapan Kıbrıs Türk halkının yaşadığı her yerde meydanlara çıkarak, “Mehmetçik-Mücahit, Anavatan-Yavruvatan” dayanışması içinde 30 Ağustos Zaferi’ni coşkuyla kutladığını, bu zaferin, dünya var oldukça kutlanmaya devem edeceğini belirtti.
Binbaşı Çoban, başta Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere, Kurtuluş Savaşı kahramanlarını, vatan için canı pahasına görev yapan şehitleri ve Kıbrıs’ta vatanı ve milleti uğruna canlarını feda eden şehitleri rahmet ve minnetle, gazileri şükranla andı.