Gazimağusa Belediyesi’nden yapılan açıklamaya göre Mustafa Akıncı 2003-2004 yıllarından başlayarak Kıbrıs Türklerinin geçirdiği süreçle ilgili değerlendirmelerde bulunduğu konuşmasında, 10 yıl önce AB dinamiğinin iyi şekilde kullanılması durumunda Kıbrıs sorununun çözümünün mümkün olabileceğini söylediklerini ancak yanlış siyasetlerin Rumları tek başına AB üyesi yaptığını, o dönemde Kıbrıs Türkler dışındaki tarafların istediğini aldıklarını ifade etti.
Akıncı, AB mevzuatının alanının yeşil hatta kadar geldiğini, doğrudan ticaretin askıda beklediğini, Kıbrıs Cumhuriytinin eşit ortağı olan Kıbrıs Türklerinin Annan Planı’na evet dese de çözüme ulaşamadığını ve sorunun 10 yıldır derin dondurucuda bekletildiğini söyledi.
Anlaşmazlık noktası olmaması gerek bir konunun iki taraf arasında tartışıldığına dikkat çeken Akıncı, iki federe devlete, Rum tarafının federal birim, Kıbrıs Türklerinin de federal devlet dediğini aktardı.
Egemenlikten dolayı böyle bir tartışmanın yapıldığını belirten Akıncı, referandum konusunda net tarihlerin konuşulduğunu ancak ortak metinde uzlaşamayan tarafların net tarihleri konuşmasının anlamı olmadığını da söyledi.
AB dinamiğinin heba edildiğini, çözüm ve AB’nin birlikte olma şansının kaybedildiğini, güncel dinamiğin ise doğalgaz yatakları konusu olduğunu söyleyen Akıncı, Rumların bu işleri uluslararası hukuğa uygun olarak yaptığını, Rumların doğalgaz konusunu Kıbrıs sorunu çözülmeden konuşmak istemediğini ifade etti.
BARIŞ VE SAVAŞ
Akıncı, iki toplumun doğalgaz servetini birlikte paylaşacak ve herkes kazançlı çıkacak diye beklentilerin de olduğunu, bunun barışı tetikleyici bir unsur olabileceğini ancak tartışmalı parseller nedeniyle bunun savaşı da tetikleyebileceği uyarısı yaptı.
Akıncı, çözümü zorlayacak ikinci dinamiğin Rum tarafındaki ekonomik krizin olabileceğini, bunun da tetikleyici bir unsur olabileceğini ifade etti.
“KIBRIS GENÇLİĞİ NE KADAR DAHA DİĞERLERİNİN MAÇ YAPMASINI SEYREDECEK?”
Kıbrıs sorunu devam ettikçe hayatın gerçeklerinin bazı şeyleri kendiliğinden dayatacağına dikkat çeken Akıncı, Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu almasının, KOP olayının ve Kıbrıslı Rumların Mal Tazmin Komisyonu’na başvurmasının hayatın gerçekliği olduğunu söyledi.
“Kıbrıs gençliği ne kadar daha diğerlerinin maç yapmasını seyredecek?” diye soran Akıncı, Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyetini tanımamanın, KKTC’yi de tanımanın gereklerini yerine getiremediğine işaret etti ve Türkiye takımlarının kuzey Kıbrıs’ta dostluk maçı bile yapamadığından örnek verdi.
Maraş’ın bugünkü haliyle kapalı kalmasının kendisinin onaylamasının mümkün olmadığını vurgulayan Akıncı, bu konuda mutlaka birşeylerin yapılması gerektiğini, bütünüklü çözümün beklendiğinini ancak bunun henüz sağlanamadığını söyledi.
1979 anlaşmalarında öncelikli olarak Maraş konusunda anlaşma olacağını ve BM gözetiminde yerleşime açılacağını yazdığını, 1993’teki güven artırıcı önlemler paketinde de Maraş’ın olduğunu, her iki topluma karşılıklı yarar olması için Maraş’ın açılabileceğini söyledi. Maraş’ın direkt ticaret ve Ercan’ın veya Uluslararası havaalanının uçuşlara açılması konusuyla birlikte gündeme gelebileceğini söyledi.
EKO KENT ÖNERİSİ
20 yıl önce güven artırıcı önlemler gerçeklemiş olsaydı bugün çok farklı bir nokta olunabileceğini, söyleyen Akıncı, bugün Maraş’ın eko kent olarak planlanmasıyla ilgili görüşlerin olduğunu, bunu destekleyenler arasında Maraş’da malları olan Lordos’un da olduğunuı, bu konuıda sivil toplumun da aktif olması gerektiğini söyledi.
Akıncı, Kıbrıs konusunda gizli saklı hazırlanan bir planın olduğuna inanmadığını, dış dinamiklerin önemli olduğunu ama esas olanın iç dinamikler yani halkın istediği olduğunu, varılacak anlaşmaya iki toplumun da sahip çıkması gerektiğini, bilinçli yurttaşlığın bunu gerektirdiğini kaydetti.