Büyükekşi, Gaziantep'te düzenlenen Nisan 2011 İhracat Rakamları Basın Toplantısı'nda, Türkiye'nin son yıllarda ihracatçıların önünü açan bir dış politika izlediğini belirterek, "Sıfır sorun, sınırsız ticaret politikası ülkemize çok şeyler kazandırıyor. Özellikle komşularımızla sorunların ortadan kalkmasıyla yaptığımız ticaret hızla artıyor. Vizelerin kalkmasıyla ticaret, yatırım gelişiyor, turizm ortamı gelişiyor. Türkiye'nin komşu ve çevre ülkelere yaptığı ihracat son yıllarda büyük gelişim gösterdi.
Irak, İran, Suriye, Mısır gibi ülkeler bizim önemli ihracat partnerlerimiz haline geldi" dedi.
İhracatçılar olarak son derece başarılı bir yıl geçirdiklerini kaydeden Büyükekşi, "2011'e çok güzel başladık. Aynı tempoyla ihracat artışı devam ediyor. Seçime 41 gün kala 41 kere maşallah diyelim. Ekonomik göstergelerde sapma yok. İş dünyasında seçim ekonomisi gibi endişe yok. İlk 4 aylık ihracatımız yüzde 22 oranında artış gösterdi. Sene sonu için 127 milyar dolarlık bir hedef vardı. Bu tempoyla gidersek 2008'de 132 milyar dolarlık rekorumuzu geride bırakacağız. 2011 sonunda 135 milyar doların üzerinde bir ihracat ile cumhuriyet tarihi ihracat rekorunu kıracağımızı düşünüyoruz" diye konuştu.
Büyükekşi, küresel kriz sırasında Türkiye'nin 2008 rakamlarından geriye gittiğini hatırlatarak, "Bu yıl sonunda 2008'i geçeceğiz. Bu da krizin ne kadar geri kaldığını en iyi şekilde gösteriyor. Nisan ayındaki ihracatımızda tüm nisan ayları içinde cumhuriyet tarihi rekorudur. Geçen yıl ihracatımızın artış oranı yıllık yüzde 12 olarak gerçekleşmişti. Şimdi artış oranımız bunun iki katına çıktı. Rakamların gösterdiği gerçek şu; doğru kur seviyesi ile ihracatçılarımız gerçekten başarılı işlere imza atıyorlar. Dolar kurunda 1,50-1,60 bandının ihracatçılar için ideal olduğunu daha önce çok kez ifade ettik. Geçen yılın ilk çeyreğinde dile getirdiğimiz önlemler erken alınmış olsaydı bugün hem dış ticaret açığı hem de cari açık sorunumuz kontrol altında olurdu. Önlemler gecikince dış ticaret dengesi ve cari açık yüksek boyutlara vardı" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin rekabetçi kura sahip olduğu takdirde ihracat artışına devam edeceğini söyleyen Büyükekşi, "Ortadoğu'da yaşanan gelişmeler ise herhangi bir hız kesmeden devam ediyor. Bir ülke yatışırken, bir ülkede gelişmelerin alevlendiğini görüyoruz. Bazı ülkelerdeki sıkıntılar ise artarak devam ediyor. Bunun sonucunda bazı ülkelere ihracatımızda ciddi gerilemeler yaşanıyor. Nisan ayında Libya'ya ihracatımız yüzde 98, Bahreyn'e yüzde 80, Lübnan'a yüzde 39, Cezayir ve Mısır'a yüzde 18, Katar'a yüzde 10, Suudi Arabistan'a yüzde 8 düştü" ifadelerini kullandı.
"PARA VE MALİYE POLİTİKALARI EŞGÜDÜMLE YÖNETİLMELİ"
Büyükekşi, dünya ekonomilerinin son derece kritik bir dönemeçten geçtiğini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ortadoğu'daki gelişmelerin hangi boyuta gideceği belirsiz. İşte bu yüzden Merkez Bankası'na ve ekonomi yönetimine kritik görevler düşüyor. Merkez Bankası'nın yeni başkanı olan Erdem Başçı'yı tebrik ediyoruz. Görevini başarılı bir şekilde yapmasını temenni ediyoruz. Eski Başkan Sayın Durmuş Yılmaz'ın son zamanlarında ve yeni başkanın da katkılarıyla alınan önlemler var. İhracatçılarımızın rekabetçi kuru yakaladıklarında nasıl bir başarı gösterdikleri ilk 4 aylık rakamlardan çok net bir şekilde anlaşılıyor. Üretmeyen ve sürekli tüketen bir ülkede fiyat istikrarını korumak kolay değil. Bunun için ekonomiyi soğutmaktan başka bir alternatif yok. Halbuki Türkiye'nin tam tersine ekonomik canlanmaya ihtiyacı var. 2023 hedeflerine ulaşabilmek için daha hızlı büyümesi gerekiyor. Bunu başarmanın yolu da ihracata ve üretime yönelmekten geçiyor. İç talebi kısmak için şu anda yapılan tek şey kredi genişlemesini durdurmak. Bunun haricinde ortada ciddi bir alternatif gözükmüyor. Kredi genişlemesini engellemenin yolu da kredi maliyetlerini yükseltmekten geçiyor. Biz bu noktada şunu savunuyoruz; para ve maliye politikalarını birbirinden bağımsız değil, eşgüdümle yönetmemiz gerekiyor. Banka ve mali kurumların üretene desteği artırabilmesi için daha fazla cesarete ve basirete ihtiyacı var. Reel kesimin de daha fazla öngörüye ve kaynağa ihtiyacı var. Hal böyleyken sadece para politikalarıyla önlem alınması ağır hastalık geçiren bir bünyeye aspirin vermek gibidir. Herhangi bir etkisi olmaz. Bu noktada seçim sürecinde olmamız önemli bir avantaj. Çünkü hem iktidar hem de diğer muhalefet partilerinin söylemlerinde ve programlarında ekonominin ve ihracatın daha fazla yer bulduğunu büyük bir memnuniyetle izliyoruz. Bu doğrultuda ayağı yere basan projeler Türkiye'yi daha ileriye götürür. Olmayacak vaatlerde bulunma ise rekabetin kalitesini düşürecektir."
Bazı üye ülkelerden kaynaklanan siyasi engeller nedeniyle Avrupa Birliği ile müzakere sürecinde ciddi bir tıkanıklık yaşandığına dikkat çeken Büyükekşi, şunları söyledi:
"AB'nin bugün içinde bulunduğu koşullar ve siyasi konjonktür Türkiye'nin üyeliğinin kısa vadede gerçekleşmesine imkan vermiyor. Ancak biz TİM olarak bu konjonktürün uzun vadede sürdürülebilir olmadığı görüşündeyiz. Çünkü AB ile Türkiye'nin örtüşen çıkarları ve değişen dünya dinamikleri tarafların ortak bir geleceği paylaşma zorunluluğunu net bir biçimde ortaya koyuyor. Bu nedenle süreçte yaşanan tıkanıklığın geçici olduğuna ve Türkiye'nin üyelik hedefinden uzaklaşmasını kesinlikle gerektirmeğine inanıyoruz. Ancak AB projesinin gündemin alt sıralarına ötelenmesinden de kaygı duymaktayız. AB'ye hukuki hükümlülüklerini yerine getirmesi, hükümetimize ve siyasi partilerimize de gelecek seçimleri değil, gelecek nesilleri düşünmeleri çağrısı yapıyoruz. Tüm siyasi partilerimizden bu çağrımıza kulak vermelerini ve AB sürecini yeniden ivme kazandırmak için çaba harcamalarını bekliyoruz. 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedefimize AB üyesi bir Türkiye olarak ulaşmak istiyoruz."
İHRACAT RAKAMLARI
Daha sonra ihracat rakamlarını açıklayan Büyükekşi, nisan ayında ihracat 2010 yılının aynı ayına göre yüzde 25,45 artışla 11 milyar 796 milyon dolar olurken, yılın ilk 4 ayında yüzde 22,21 artışla 43 milyar 264 milyon dolar seviyesinde gerçekleştiğini söyledi. Son 12 aylık dönemde yüzde 15,48 artışla 121 milyar 840 milyon dolarlık ihracat yapıldığını belirten Büyükekşi, "Nisan ayında en fazla ihracatı 1 milyar 792 milyon dolar ile otomotiv endüstrisi sektörümüz yaparken, kimyevi maddeler ve mamulleri sektörümüz 1 milyar 611 milyon dolar ile ikinci sırada, çelik sektörümüz ise 1 milyar 467 milyon dolar ile üçüncü sırada yer aldı. Tarım sektörlerimiz nisan ayında 1 milyar 330 milyon dolar ihracatla toplam içinde yüzde 11,28 pay alırken, sanayinin payı 10 milyar 138 milyon dolar ihracat ile yüzde 85,95, madencilik ürünlerinin payı ise 326 milyon dolar ile yüzde 2,77 oldu. Nisan ayında sektörlerimiz içinde en fazla ihracat artışını yüzde 189,7 ile gemi ve yat sektörümüz, yüzde 50 ile kimyevi maddeler ve mamulleri sektörümüz ve yüzde 42,4 ile su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörümüz yakaladı" dedi.
Büyükekşi, nisan ayında en fazla ihracat yapan illeri de açıkladı. Kocaeli ve Sakarya'nın ihracatının yüzde 64 artarken, Gaziantep'in ihracatının yüzde 43 artış gösterdiğini ifade eden Büyükekşi, "Gaziantep ilk 10'daki iller arasında nisan ayında ihracatını en fazla artıran üçüncü ilimiz oldu. Denizli'nin ihracatı yüzde 37, İzmir'in yüzde 34, Hatay'ın yüzde 21, İstanbul'un yüzde 20, Bursa'nın yüzde 18, Manisa'nın yüzde 6 ve Ankara'nın yüzde 1 arttı" diye konuştu.
Toplantı sonunda Gaziantep'ten 2010 yılında en fazla ihracat gerçekleştiren Altunkaya İnşaat Nakliyat Gıda Ticaret A.Ş. adına Mahsum Altunkaya, Sanko Dış Ticaret A.Ş. adına Sami Konukoğlu ve Gülpa Pazarlama ve Dış Ticaret A.Ş. adına Naci Topçuoğlu'na plaket verilirken, Gaziantep Valisi Süleyman Kamçı, Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey, Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Adil Konukoğlu ve Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Mehmet Aslan'a da katkılarından dolayı teşekkür plaketi verildi. Güneydoğu Anadolu İhracatçılar Birliği (GAİB) Koordinatör Başkanı Abdulkadir Çıkmaz da, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi'ye çeşitli hediyeler takdim etti. Toplantı, hatıra fotoğrafı çektirilmesiyle sona erdi.