Türkiye Acil Tıp Derneği (TATD) Yönetim Kurulu Başkanı ve Akdeniz Üniversitesi Acil Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yıldıray Çete, Türkiye'de 76 milyon nüfusa karşın 90 milyon acil servis başvurusu bulunduğunu belirterek, "Nüfusunun üzerinde acil servis başvurusu olan başka bir ülke yok" dedi.
Çete, yaptığı açıklamada, acil servislerin en büyük sorununun yoğunluğun oluşturduğu Türkiye'nin, bu konuda dünyadaki diğer ülkelerle karşılaştırıldığında "çok eşsiz" bir yerinin bulunduğunu söyledi.
Son yıllarda yapılan istatistiklerde dünyada acil servis başvurusunun nüfusa göre en fazla olan ülkenin Türkiye olduğunu ifade eden Çete, "ABD'nin yıllık 130 milyon acil servis başvurusu, 300 milyon nüfusu var. İngiltere'nin 50 milyonun üzerinde nüfusu, 20 milyon acil servis başvurusu var. Türkiye'nin ise 76 milyon nüfusu, 90 milyon acil servis başvurusu bulunuyor. Nüfusunun üzerinde acil servis başvurusu olan başka bir ülke yok. Bu yüzden acil servis denilince aklımıza doğal olarak acil servis kalabalığı geliyor" diye konuştu.
Muayene için Amerika'da 4 saat, Türkiye'de 15 dakika bekleniyor
Acil servislerde yaşanan kalabalığın en çok acil serviste çalışan personeli etkilediğinin altını çizen Çete; bunun, çalışanların hızla tükenmişlik sendromuna girmelerine neden olduğunu ifade etti.
Kalabalığın bir diğer etkisinin de toplum sağlığı üzerine olduğunu dile getiren Çete, şöyle devam etti:
"Aynı birim zamanda çok daha fazla hastanın acil servise başvurması nedeniyle hastaya ayrılan zaman azalıyor. Bu kadar çok sayıda acil servis suistimali ve kötüye kullanılması, aslında oradan hizmet alan hastaların daha kötü hizmet almalarına neden oluyor. Acil tıp uzmanlığının en geliştiği ülkelerden ABD, Kanada, Yeni Zelanda'da gerçekten acil olmayan bir hastanın hekim tarafından görülme süresi, ortalama 4 ile 6 saattir. O ülkelerde günlük acil servise başvuran hasta sayısı 200-250'dir. İstanbul ve Ankara'daki hastanelere ise günde bin 500-2 bin hasta geliyor. Hastaların acil serviste hekim tarafından görülme süresi de 15 dakikadır. Bu, Türkiye'de aslında bakım hizmetinin tam olarak yerine getirilemediğini, hastaya hızlıca, sıra bitsin mantığıyla bakıldığını gösteriyor. Bu da ister istemez kötü sonuçlara yol açıyor."
Acil servislerin fiziki durumları
Çete, Türkiye'de acil servislerin fiziki koşullarının yeni yeni gelişmeye başladığını dile getirerek, ambulans ve ayakta hasta girişlerinin ayrı ayrı tanımlanması gerektiğini kaydetti. Çete, "2006 yılında Acil Sağlık Hizmetleri Uygulama Usul ve Esasları hakkındaki tebliğ ile acil servislerin girişi, güvenliği, fiziki şartları tanımlandı, ama maalesef uygularken aksaklıklarımız devam ediyor" diye konuştu.
"Dizilerde negatif örnekleri çok görüyoruz"
Sinema ve televizyon dizilerinin toplumun eğitiminde kullanılabileceğini ifade eden Çete, yurt dışındaki acil servis, hastane, mahkeme dizilerinde insanlara, bu yerlerde nasıl davranılması gerektiğinin anlatıldığını söyledi.
Türkiye'deki dizilerde ise daha çok negatif örnekleri gördüklerini anlatan Çete, "Acil servise ya da bir hastaneye gidip bir hekimin yakasına yapışmak gibi olumsuz örnekleri daha çok görüyoruz. Dizi sektöründen olsun, medya sektöründen olsun ya da kamu spotu hazırlanması anlamında olsun, bu konularda daha olumlu örneklerin ön plana çıkarılmasının, bunların eğitim için kullanılmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum" dedi.