Financial Times'ta Emma Jacobs'un hazırlayıp her hafta dünyanın önde gelen şirket yöneticilerini ve ekonomi uzmanlarını konuk ettiği "20 questions" (20 soru) köşesinde, bugün Suzan Sabancı Dinçer yer aldı.
Emma Jacobs'un her hafta konuk ettiği ünlü isimlere yönelttiği kısa ve genelde kişisel sorularını yanıtlayan Suzan Sabancı Dinçer, "En iyi üç özelliğiniz nedir?" sorusuna, "Disiplin, dinlemeyi bilmek ve ne zaman gülümseyeceğini bilmek" şeklinde cevap verirken, en kötü özelliklerini ise, "Sonuç almak konusunda sabırsızım. İşini iyi yapmayan insanlara karşı tahammülüm az. Sabırsız olduğumu söylemiş miydim?" şeklinde sıraladı.
İşini, "Ekibe liderlik ederek, Türkiye'nin en iyi bankası Akbank'ı çok daha iyi yerlere getirmek" diye tanımlayan Dinçer, bugün bulunduğu noktaya geleceğini tahmin edip edemediği yönündeki soruya da şu yanıtı verdi:
"İş hayatında iyi bir yerde olacağımı biliyordum ancak bunun kolay olmayacağının da farkındaydım. Yönetim Kurulu Başkanı olabileceğimi anladığımda bunun için mücadele etmem gerektiğini biliyordum."
İyi bir bankacının, kendine güvenli, ileri görüşlü olması gerektiğini ve hızlı düşünüp anında tepki vermesinin önemli olduğunu ifade eden Dinçer, "Başka yerlerdeki gibi, kötü adam, Türk bankacılar mı?" şeklindeki soruya da, "Hayır, oldukça popüleriz. Türk bankaları son krizde güçlü durdular. Bizim için mali yardım söz konusu olmadı. Sektör 2001'de dersini aldı ve bugün büyümeye yönelik stratejilerimize geri döndük" yanıtını verdi.
Türk iş dünyasında cinsiyet ayrımı olup olmadığının sorulması üzerine, "Bu konuda kötü bir şöhretimiz var. Ancak cinsiyet ayrımı tüm sektörlerde mevcut değil ve finans sektöründe kesinlikle yok. Akbank'ta kadın çalışan sayısı erkek çalışan sayısından daha fazladır. Bir Türk bankasının yönetiminde bir kadın görmek yurtdışından gelen kişileri bazen şaşırtıyor.
Doğrusu bu şaşkınlık bazen de işime yarıyor" diyen Suzan Sabancı Dinçer, "altın kuralı"nın ise, "Bir şeyi bulduğundan daha iyi bir durumda bırakmalısın" olduğunu sözlerine ekledi.