|
Başsavcılık da suç duyuruları üzerine harekete geçti ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek hakkında soruşturma başlattı.
Arınç'ın iddialarını hatırlatan Atilla Kart, "Esasen, bu haksız çıkar ilişkilerinin varlığı, uzun bir zamandan bu yana kamuoyunda ve TBMM'nde dile getirilmektedir. Ancak, yargı mekanizmasının Hükümet eliyle çalışmasının engellenmesi, bu yöndeki iddiaların bihakkın tahkikini bu güne kadar engellemiştir. Zira, bu çıkar yapılanması doğrudan Hükümet tarafından himaye edilmiştir. Adı geçenlerin; siyaseten çekişme içinde olmaları ya da Melih Gökçek'in stratejik olarak safını belli etmesi; buna karşılık Bülent Arınç'ın göstermiş olduğu tepki karşısında, Bizler taraf olmak konumunda değiliz. Doğmuş olan çatışma, bu yönüyle Bizi ilgilendirmemektedir. Ancak, bu çatışma kişisel ve özel nitelikte bir çatışma sınırları içinde kalan herhangi bir olay niteliğinde değildir. Bu çatışmanın kamusal boyutlarıyla ve suç ilişkileriyle çok önemli sonuçları vardır. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın konumu ve görevi sebebiyle, Melih Gökçek'in suç ilişkileri ve suiistimalleri hakkında bilgi sahibi olduğu anlaşılmaktadır. Bir Kamu Görevlisi ve Siyaset Adamı, bu bilgi ve delilleri Kendi uhdesinde muhafaza edemez. Şimdiye kadar bu suç ilişkileri hakkında idari ve adli gereğini başlatmalıydı. Görev sebebiyle bu suç ilişkileri hakkında bilgi sahibi olduğu takdirde, idari ve yasal gereğini yapmak zorundadır. Aksi halde adı geçen de, en hafif deyimiyle görevini kötüye kullanmış demektir." dedi.
"HÜKÜMET HİMAYE EDİYOR"
Hükümetin bu suç ve çıkar ilişkileri hakkında bilgi sahibi olmamasının söz konusu olamayacağını belirten Kart, bu çıkar ilişkilerinin öteden beri Hükümet tarafından himaye edildiğini, işbirliğiyle gerçekleştirildiğini savundu.
"SAVCILIK MAKAMLARI SAHA FAZLA SESSİZ KALAMAZ"
"Şimdiye kadar çıkar işbirliği ve paylaşımda bir ihtilaf yoktu. Artık ihtilaf başlamıştır." diyen Kart, şöyle devam etti:
"Hükümet, 10-12 yıl içinde gerek hem yerel yönetimlerde ve hem de merkezi yönetim aracılığıyla onlarca – yüzlerce Melih Gökçek yaratmıştır. Bunun bulguları mevcuttur. Bu bulgulara rağmen, AKP döneminde idari ve adli süreçler bihakkın çalışmamıştır, çalıştırılmamıştır. Sözü edilen bu olgu, en üst düzeyde yetkili konumda olan Bülent Arınç tarafından kabul ve itiraf edilmiştir. Artık bu aşamadan sonra tarafların ittifak ya da sulh olmasıyla, suç ilişkilerinin sonuçları ortadan kaldırılamaz. Dile getirilen iddia ve bulgulara göre; görevi kötüye kullanmanın ötesinde, haksız çıkar ilişkileri ve örgütlenmesi söz konusudur. Bu iddialar en başta, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu çerçevesinde ve re ‘sen tahkik edilmesi gereken niteliktedir. Bu tahkikatı re ‘sen başlatması gereken Cumhuriyetin Savcılık Makamları, artık daha fazla suskun kalamaz. Bülent Arınç'ın nev-i şahsına münhasır kişiliği ve hakkaniyet gereği ifade ediyoruz; Kozmik oda ve benzeri olaylardaki yasal ve anayasal sorumlulukları konusundaki duyuru ve şikayet sorumluluklarımızı muhafaza ederek ifade ediyoruz; adı geçenin haksız çıkar ilişkileri içinde olduğunu şimdiki hal iddia etmiyoruz. Ancak, adı geçenin sıfatı ve konumu sebebiyle; Türk Ceza Kanununun 257, 278, 279, 283 ve re'sen tavsif edilecek ilgili maddelerine muhalefet yoluyla; görevi kötüye kullanıp-kullanmadığı, suçu bildirmeme, Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi, suçluyu kayırma ve sair maddelere muhalefet teşkil eden eylemlerinin varlığı yönünden fezleke düzenlenmesi gerektiği kanısındayız. Esasen, görevini bihakkın yapacak bir Cumhuriyet Başsavcılığı Makamının bu aşamada, İ.Melih Gökçek'e yönelik olarak yapacağı tahkikatın sonucuna ve ortaya çıkacak bulgulara göre; en üst düzeyde dönemin Başbakanı, İçişleri Bakanı başta olmak üzere İ.Melih Gökçek'leri himaye eden ilgililer yönünden fezleke düzenlemesi zorunluluğunun bulunduğunu yeri gelmişken ayrıca ifade ediyoruz. Şimdiye kadar re'sen görev yapmak durumunda olan Cumhuriyet Başsavcılığı Makamını, göreve davet niteliğinde olan iş bu suç duyurusunu yapmak gereği doğmuştur."
MİMARLAR ODASI DA HAREKETE GEÇTİ
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç'ın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek hakkındaki açıklamalarını yargıya taşıdığını açıkladı. Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan ve bazı şube yöneticilerinin konu ile ilgili kişisel suç duyurusunda bulunduğu belirtilen Mimarlar Odası'nın açıklamasında Şube Başkanı Candan, "Cumhuriyet savcılarının işini kolaylaştırdık. Suç duyurusunda bulunduk. Yıllardır bunları söylüyoruz ve mücadele ediyoruz 300 davamız var. Bu sürecin kapanmasına izin vermeyeceğiz, tanık ve itiraflar ortada. Hükümet sözcüsü Gökçek'i ihbar etti" dedi.
"PARSEL PARSEL DAĞITTILAR, ŞİMDİ PARSEL PARSEL DAĞILACAKLAR"
Bülent Arınç'ın açıklamalarını hatırlatarak Melih Gökçek'e soruşturma izni vermeyenlerin sorumlu olduğunu savunan Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan, açıklamasında "Tüm bu kentsel rantın paylaşım sürecini Gökçek tek başına organize etmedi. Parselleri belirleyenler, parselleri ucuza kapatanlar, parsel parsel satanlar, plan değişikliği teklif edenler, emsal arttıranlar, plan değişikliğini onaylayanlar, pay alanlar, Gökçek'e soruşturma izni vermeyenler, göz yumanlar, bilip de konuşmayanlar, aday gösterenler hepsi sorumlu. Parsel parsel yargı önünde hesap verecekler biz de bunu adım adım takip edeceğiz. Hükümetin kirlenen bütün renkleri Arınç'ın sözlerinde bir kez daha görünür oldu. Ancak bunu 8 Haziran'dan sonra açıklayacağım demek erdem değildir. Halkın menfaatlerini düşünmeyen bir bakış açısı ile karşı karşıyayız, partisinin menfaatlerini düşünen yöneticilerden bu ülkeye hayır gelmez. Bu ülkenin başına ne geldiyse, bu yöneticiler yüzünden geldi. Dosya öyle Arınç'ın açıkladığı gibi 100 değil, bizim Ankara ile ilgili 300 davamız var, Büyükşehir Belediye Meclisi'nden her ay 120'ye yakın plan değişikliği ile ilgili Meclis kararları geçiyor. Yılda bini aşkın plan değişikliği oluyor Ankara'da. Biz olanaklarımız ölçüsünde bir bölümüne dava açabiliyoruz. Açtığımız davalarda, Büyükşehir'in yanında, Holdingler, Başbakanlık, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, kimi zaman şahıslar, belediyenin yanında müdahil oluyor. Herkes bu satışın içerisinde, ben yapmadım diyerek kimse bu işten kurtulamaz, herkes bir gün adalet önünde yaptıklarının hesabını verecek. Atatürk Orman Çiftliğinde, Eskişehir yolu aksı üzerindeki emsal artırımların da İncek'teki katmerli emsal artışı ve plan değişikliklerinde, Çavundur'da, İmrahor'da, Lodumlu'da, Mühye'de, Beytepe'de, Alacaatlı'da, Pursaklar’da, Dikmen Vadisi'nde, Oran'da, ODTÜ'de Ana Ulaşım Planında Ankara'nın her karış toprağındaki imar ve rant hareketlerinin müsebbibi bellidir. Türkiye, Türkiye olalı böyle satış görmedi. Uyuduğumuz her dakika, çocuklarımıza ait olan geleceğimiz, topraklarımız satılıyor. Arınç'ın söylemesi yetmez, hükümet sızlanma yeri değildir, gereğini yapsınlar hem de hemen. Çocuklarımızın hakkını, kimseye yedirmeyeceğiz. Plan değişikliklerindeki tapulama süreçlerine ve mülkiyet hareketlerine bakıldığında, politikacısından iş adamına kadar herkesin bir organize imar sürecinin parçası olduğu ortaya çıkacak. Parsel parsel dağıttılar, şimdi parsel parsel dağılacaklar" ifadelerini kullandı.
|
|
|
|
|
|
|
|
FACEBOOK YORUM |
Yorumlarınızı
Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın... |
|
|
|
|
|
|
|
YORUMLAR |
Onay bekleyen yorum yok. |
|
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din,
ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük
harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bu haber henüz yorumlanmamış...
|
|
|
|
|
|