Çiçek, AK Parti’nin Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na sunduğu ve basın özgürlüğünün bazı hallerde sınırlanmasını öngören önergesiyle ilgili soru üzerine şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bulunduğumuz aşamada her parti, kendi görüşünü komisyona iletiyor. Biz de bu görüşü diğer partilere iletiyoruz. Sonra Uzlaşma Komisyonu, bu görüşleri ele alıyor, tartışıyor ve bir sonuca ulaşıyor. Tam uzlaşma sağlandıktan sonra da kaleme alıyor. Bu itibarla partilerin tek tek verdikleri önergeler, aynen madde metni olarak kaleme alınacak diye bir şey yok. Biz, tüm görüşleri ayın 25’inden sonra ele alacağız. Ayrıca şunu da ifade etmek isterim; yeni anayasanın temel yaklaşımı özgürlükçüdür. Özgürlükleri genişletmeyi hedef alan bir anlayışla çalışıyoruz. Bu bakımdan basın özgürlüğü de dahil temel hak ve özgürlükler geriye gitmez. Eğer bugünkü anayasadan geriye gideceksek, yeni anayasayı niye yapıyoruz? Mevcut anayasadan bütün partiler şikayetçi olduğuna göre, daha özgürlükçü bir anayasaya ulaşmamız gerekir, daha geri bir anayasaya değil. Sivil toplum kuruluşları, 22 çatı örgütle, anayasa çalışmalarına tüm Türkiye’de katıldılar, bütün partilerle bu çalışmalara birlikte katıldık. Ortaya çıkan, temel hak ve özgürleri esas alan ve genişleten bir anayasaya ihtiyacımız olduğudur.”
Bu akılcı tutumu ve açıklamaları nedeniyle tecrübeli devlet adamı Cemil Çiçek’i HAFTANIN KAZANANI yapıyoruz…