Yakın Doğu Üniversitesi’nde (YDÜ) dün yaşanan şiddet olaylarının kabul edilemez olduğunu dile getiren Harmancı, gerekli önlemlerin alınmaması halinde, bu tür şiddet olaylarının ne ilk, ne de son olacağı uyarısında bulundu.
Birçok şiddet olayına rağmen ülkücü gruba karşı bir tolerans gösterildiğini, bunun da bu grubu cesaretlendirdiğini belirten Harmancı, ülkedeki faşist ve ırkçı örgütlenme modellerine izin verilmemesi gerektiğini ifade etti.
“ORTADA BİR ACİZLİK VAR”
Ülkü Ocakları ve Kürt öğrenci grupları arasında süreklilik gösteren gerginlikler ve şiddet olayları yaşandığını, hatta bu nedenle bazı üniversitelerin vazgeçilmezleri haline gelen Bahar Şenlikleri’ni dahi yıllardır yapamadıklarını belirten Harmancı, bu durumun iktidar sahiplerinin acizliğinin yanı sıra, özellikle ülkücü gruplara karşı uygulanan korumacı tavır ile de doğrudan alakalı olduğuna dikkat çekti.
Ülkü Ocakları’nın, yıllardan beridir süregelen anlayış çerçevesinde gerek kolluk güçleri, gerekse de siyasi otorite tarafından ayrıcalıklı bir grup olarak görüldüğünü belirten TDP Genel Sekreteri Harmancı, ülkenin birçok noktasında örgütlü bulunan bu grupların şiddet eğilimleri bilinmesine rağmen, ülkemizin en üst makamları, son olarak da Meclis Başkanı tarafından kabul edilmelerinin, bu grupları daha da cesaretlendirdiğini kaydetti.
“IRKÇI VE FAŞİST YAPILANMA GÖRMEZDEN GELİNEMEZ”
Adanın Güneyi’nde bulunan ırkçı ve faşist grupların müdailinin adamızın Kuzeyi’nde ülkü ocakları olduğu gerçeğini görmezden gelmenin ve bu grupların statüsünü sağlamlaştırmaya çalışmanın kabul edilemez olduğunu ifade eden Harmancı, “Bu ülkede faşist ve ırkçı örgütlenme modellerine izin verilmemelidir” dedi.
CTP’li Başbakan ile İçişleri Bakanı’na çağrıda bulunan TDP Genel Sekreteri Harmancı, “Sizler de milletvekillerinizin bazıları gibi Ülkü Ocaklarını şiddet eğilimli görüyor musunuz? Irkçı ve faşist yaklaşım ve uygulamaları olduklarını görüyor musunuz? Eğer sizler de bu şekilde görüyorsanız üzerinize düşen sorumluluğu niye yerine getirmiyorsunuz? Eğer bu şekilde görmüyorsanız, hem Kıbrıs Türk toplumuna hem de kendi milletvekillerinize izahat borçlusunuz” ifadelerini kullandı.