İşte o açıklama;
"Ortadoğu’da 3. Dünya Savaşı’nın fitilini ateşleyen karanlık güçler nihaî hedef olarak Türkiye’yi seçmişlerdir. Son bir kaç yıl içinde olup bitenler, dünya hükümranlarının Türkiye’nin bölgede oynayabileceği rolden rahatsız olarak ölümcül bir strateji geliştirdiklerini ortaya koymaktadır. Bütün düşmanlar Türkiye söz konusu olduğunda, menfaat birliği için bir araya gelebilmektedir.
Milletlerarası ilişkilerde “dostluk” kavramının anlamını bilerek ve hiç bir dost görünümlü dünya gücüne güvenmeyerek ülkemizi, milletimizi sonuna kadar savunmada kararlı olmamız gerekmektedir.
Türkiye’nin varlık meselesi, öncelikle Müslüman dünyanın, Türk dünyasının ve bütün insanlığın varlık meselesidir. Türkiye’yi düşüren güç bütün dünyada insanlığı bir daha ayağa kalkamayacak şekilde kontrol altına alacaktır.
Kalbi Türkiye ile atan bir antiemperyalist dünya olduğunu bilerek, tarihten miras aldığımız direnme gücümüzü ortaya koyarak sömürgeci güçlerin oyununu bozmak için birlik ve beraberliğimizi bütün dünyaya ilan etmeliyiz.
Bir olmak, bütün dünya karşımızda olsa bile direnmek ve sonuna kadar mücadele etmek.
Türkiye içeride yuvalandırılan ihaneti de görmeli, sivil görünümlü, siyasî yaftalı terör yandaşlarını deşifre ederek saf dışı etmekte daha fazla geç kalmamalıdır.
Teröre “terör” diyemeyenler, etnik örtülere bürünüp ülkeyi parçalamak isteyenler bu ülkede yaşama şanslarının kalmadığını görebilmelidirler. Hayatına kastedene hayat hakkı tanımak, mağlubiyetini hazırlamaktır.
Türkiye’nin yazarları, aydınları, sivil toplumu iktidar muhalefet gözetmeden millî meselelerde gereken yapıcı tavrı sergilemeli, gereği neyse yapmakta daha fazla geç kalmamalıdır.
Terörü lanetliyoruz, milletimize sabır ve metanet diliyoruz!"