Derginin bu haftaki sayısında yayımlanan "Başörtüsünün Arkasında" başlıklı makalede, Türkiye'de kadınların siyasetteki etkisinin artmakta olduğu belirtilmekle birlikte, bu etkinin halen azlığına dikkat çekildi.
İstanbul'da bu hafta 13 Avrupa ülkesinin, kadına şiddetin önlenmesine yönelik Avrupa Konseyi sözleşmesini imzaladığının hatırlatıldığı makalede, Türkiye'nin bu konuda yoğun çaba sarf ettiği kaydedildi.
Economist'in makalesinde, bu çabanın yerinde olduğu, zira Türkiye'nin kadın istismarı konusunda Rusya ile birlikte Avrupa'da en kötü sıralamada yer alan ülkeler arasında bulunduğu belirtildi.
Makalede, şöyle denildi: "Türkiye'nin ılımlı İslamcı partisi AK Parti, 2002'de göreve geldiğinden bu yana kadınların korunması konusunda benzeri görülmemiş reformlar yaptı, ancak yasalar düzenli olarak uygulanmıyor. Bekar, boşanmış ya da resmi nikahlı olmayan kadınlar korunmuyor. Polis de çoğu zaman aile birliğini koruma gerekçesiyle kurbanları evlerine geri gönderiyor."
Türkiye'de kadının siyasetteki rolüne de değinilen makalede, gelecek ay yapılacak genel seçimde, 550 sandalyeli parlamentodaki kadın milletvekili sayısının şu andaki yüzde 9'luk oranını ikiye katlamasının beklendiği kaydedildi. Buna karşın Türkiye'nin hala diğer bazı Müslüman ülkelerin gerisinde olduğu ifade edilen makalede, örneğin Afganistan'da parlamentonun yüzde 28'inin, Birleşik Arap Emirlikleri'nde ise yüzde 23'ünün kadınlardan oluştuğu bildirildi.
Makalede, "En iyi haber ise, kadınların örgütleniyor olması. Sesi en çok çıkanlar da başörtüsüne yönelik yasakların kalkması için mücadele eden kadınlar. Partileri başörtülü adaylara yer vermeye zorlamayı amaçlayan kampanyaya laik kadınlar da destek verdi. Sloganları, başörtülü aday yoksa oy da yok" denildi.