KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil eylemde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin Kıbrıs İşlerinden de Sorumlu Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın “Kıbrıs Türklerinin dine ihtiyacı olduğunu” yönündeki açıklamalarını eleştirdi.
Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Mutlu Atasayan’ı külliye yapımı için protokole imza koymakla eleştiren Elcil, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) konuyla ilgili görevlendirildiğini de ifade etti.
Son günlerde Türkiye’den Adaya “naylon dernek ve vakıf” ziyaretleri yapıldığını da savunan Elcil, KKTC’den bakanların Türkiye’ye çağrılıp talimat aldıklarını da iddia ederek, “İşbirlikçilerin kendilerini temsil edemeyeceğini” söyledi.
GÖKÇEBEL
KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel de, hazırlanan ortak basın bildirisini okudu ve yüzyıllardır Kıbrıs’ta yaşayan çağdaş, demokratik bir kültür, kurumsal bir yapı oluşturan, ekonomik bir değer yaratan Kıbrıs Türk toplumunun yok oluş noktasına getirildiğini söyledi.
Gökçebel rejimin kendi kendini yönetemeyen bir “kavanoz demokrasisi”, kontrol edilen bir statüko yaratarak, Kuzey Kıbrıs’ı tamamen kontrol altına almayı hedeflediğini savundu.
Kısa ve uzun vadeli programların, dayatılan paketlerin ve uygulamaların Anayasa ve yasa ihlalleriyle birlikte, zorbalık ve şiddet kullanılarak uygulamaya sokulduğunu ileri süren Gökçebel, ülkenin siyasi, ekonomik ve sosyal yönden Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) yandaşlarına istila ettirildiğini öne sürdü.
Casino, gece kulübü, bahis evlerini ülkeye monte edenlerin, çocuklara çağdaş her türlü eğitimi kısıtladığını iddia eden Gökçebel, gece kulüpleri ve bahis evleri ile birlikte cami ve külliyeler yapıldığını, okulların işgal edilip Kuran kursları düzenlendiğini, ilahiyat fakültesi, imam hatip lisesi koleji açma kararı alındığını kaydetti.
Bilinçli olarak Kıbrıs Türk toplumunun her alanda abluka altına alındığı görüşünü savunan Gökçebel, KKTC’nin çevresinin, topraklarının, deniz ve dağlarının, kurumlarının peşkeş çekildiğini, tüm değerlerine saldırı yapıldığını iddia etti.
Gökçebel şöyle devam etti:
“Kıbrıs İlim, Ahlak ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı (KISAV) ve onun inşaat şirketi sahibi Başkanı Hikmet Kaynarca’nın “gönüllülüğü” de su yüzüne çıkmıştır. TOBB devreye sokulmuş ve bir koyup beş kazanacak vaatleri almıştır. Bu arada TOBB yönetiminin AKP’ye bu yardımı hemen ödüllendirmiş ve TC Bakanlar Kurulu kararı ile aynı UBP kurultayının ertelenmesi gibi, TOBB Genel Kurulu ileri bir tarihe ertelenmiştir. AKP ve UBP’nin Kıbrıs’ta yürürlüğe soktuğu bu ikiyüzlü, çıkarcı politikalara karşı Toplumsal Varoluş Hareketi sessiz kalmayacaktır”