Hukukçular Birliği Vakfı Başkanı Alaaddin Varol, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerine kesinlikle katıldığını bildirdi.
Mevcut yasal düzenlemede teröre destek olanlar için de cezalar öngörüldüğünü, buna karşın bazı eylemlerin hakimler tarafından terör suçu kapsamında değerlendirilmediğine dikkati çeken Varol, "Öyle bir hale geldik ki kanunda kelime kelime yazmıyorsa hakimler geniş yorumluyor. Bu manada kanunlarımız terörle mücadele için yetersiz kalıyorsa yeniden tanım yapılmalı" dedi.
"Yasal mevzuat yeniden şekillenmeli"
Hukukçular Derneği Başkanı Mehmet Sarı ise hangi amaçla yapılırsa yapılsın yasalarda terörün suç olarak belirlendiğini, terörü övmenin, teşvik etmenin, terör faaliyetleri konusunda telkinde bulunmanın da soruşturma konusu yapılabildiğine işaret etti.
Konunun son dönemde gelişen toplumsal olaylar çerçevesinde yeniden ele alınmasında fayda olduğunu dile getiren Sarı, şöyle konuştu:
"Kamu güvenliği konusunda yaşanan sıkıntılar, toplumun tamamının özgürlük alanını daraltan bir hale dönüştü. Bu nedenle terörle mücadelede daha etkin yöntemler belirlenmeli. Yasal mevzuat bu kapsamda yeniden şekillenmeli."
"Yasal düzenleme tek başına yeterli olmayabilir"
Yargıtayın uzun yıllar terör suçlarına bakan 9. Ceza Dairesi Başkanlığını da yürüten eski Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, teröre destek vermenin terör suçu kapsamına girdiğini belirtti.
Gerçeker, "Terörle Mücadele Kanunu'nda çok geniş kapsamlı bir terör tanımı var. Ülkenin içinde bulunduğu koşullar bunu gerektirebiliyor. Çünkü terör, amacına ulaşmak için her türlü vasıtayı kullanabilir. Bir suç, terör örgütlerinin amacı doğrultusunda işlenmişse zaten o suç terör suçu kapsamındadır" dedi.