Yapımcı, yönetmen, senarist ve oyuncu olarak özellikle fantastik Türki filmlerine imza atan Kunt Tulgar, 100'üncü yılına erişen Türk sinemasının başlangıcı subay Fuat Uzkınay'ın 1914 yılında Rus anıtının yıkılışını çektiği filmi izlediğini ve ellerindeki kopyayı bilmeden çöp sepetine attıklarını anlattı.
1959 yılında Sütlüce'deki Belediye Film Deposu'nda çıkan yangınla başlayan talihsiz 'ilk filmi' izleme hikayesi şöyle:
Tulgar, yangını evini balkonundan görüp film yapımcısı babası Sabahattin Tulgar'a haber verdi. Yangının film deposunda çıktığını ise ertesi gün evlerine ziyarete gelen ve hurda filmlerdeki gümüşü ayrıştırarak geçinen Mevlüt Bıldırcın'dan öğrendiler.
Bıldırcın'ın da satın aldığı depodaki bütün yanmış filmleri Sabahattin Tulgar'ın stüdyosuna getirip sağlamlarını ayırmak, yanmışlarının gümüşünü çıkarmak için yardım istedi.
Binlerce filmi elden geçirdi
Günlerce stüdyoda çalışarak Türk sinemasını kül olan yüzlerce, binlerce filmini elden geçiren Tulgar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O zaman bizim yanımızda da Ali Rıza Yılmaz adlı eskiden Erman Film'de çalışan montaj ve senkron görevlisi vardı. Ben de 12-13 yaşlarımda büyük bir hevesle ona yardım ediyordum. Tek tek filmleri kutularından çıkarıp inceledik, ayırdık. Sonra bir parça çıktı, sıkı sıkı sarılmış ama küçük bir parça. Açtığınız zaman bile katlanan, kutu içinde kavrulmuş... Bunu izleyelim diye senkrona takmaya çalıştık ama kavrulduğu için 35 milimetreden biraz küçülmüş, takamadık, elimizden çeke çeke baktık. Önce bir kule görünüyor, sonra kulede bir patlama meydana geliyor ve ardından 30-35 kare kadar devam edip film bitiyor. Biz bunu kaldırıp çöpe attık. Bu kadar önemli olduğunu bilsek atar mıyız, mümkün değil. Bu kule patlamasının ilk film kabul edilen Ayastefanos'taki Rus Abidesi olduğunu daha sonra resimlerini görünce anladım."
Tulgar, çöpe attıkları filmin negatif olmadığını da bildirerek, Türk sinemasının ilk filminin bir kopyasının veya negatifinin aradan geçen yıllara rağmen bir gün ortaya çıkacağını umduğunu söyledi."