12 Eylül'de yapılacak olan Anayasa paketi değişikliği halk oylaması çalışmaları için Antalya'da bulunan Masum Türker, Antalya Gazeteciler Cemiyeti toplantı salonunda basın toplantısı yaptı.

 

Referandumda neden 'hayır' oyu kullanacaklarını ve halkın neden 'evet' ya da 'hayır' oyu kullanması gerektiğini anlatacaklarını ifade eden Türker, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yüklendi. Açıklamaların ardından, gündeme ilişkin soruları cevaplandıran DSP lideri Türker, Hakkari'nin Çukurca ilçesi Hantepe mevkiinde yaşanan Heron skandalıyla ilgili Genekkurmay Başkanlığı'ndan yapılan açıklamanın geç geldiğini söyledi.

 

Konuyla ilgili daha önce Genelkurmay'ın acil olarak açıklama yapmasını talep ettiklerini hatırlatan Türker, Heron skandalında yaşananların doğru olmadığını belirtti.

 

Genelkurmay tarafından yapılan açıklamanın, biraz daha aydınlığa kavuşur yönleri olması gerektiğini düşündüğünü aktaran Türker, "Bu konuda bir araştırma yapılarak olayların şeffaf bir şekilde aydınlatılması gerekir. Çünkü bu olay gitgide eşelenecek ve hemen hemen şehit veren bütün ailelerin nezdinde acaba oradaki uygulamaların hatası mı oldu imajı oluşturulacaktır. Bunun da doğru olmayacağını düşünüyorum. Bu nedenle yapılan açıklama da fazla tatminkâr değildir." dedi.

 

Genelkurmay bünyesinde bir araştırma ekibinin kurulması gerektiğini kaydeden Türker, yaşanan olayların aydınlığa kavuşturularak, Genelkurmay'a yapılan Heron kaynaklı eleştirilerin önüne geçilmesini istedi.

 

 

Son günlerdeki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın çıkışlarını Adolf Hitler'e benzetenlerin arasına DSP'li Masum Türker'de katıldı. Masum Türker, Anayasa paketi değişikliğinde iki tane zehirli maddenin olduğunu ve bunların birisinin Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) ile ilgili madde diğerinin de Anayasa Mahkemesi'yle ilgili maddenin olduğunu söyledi. Hükümetin dikta rejiminin alt yapısını oluşturduğunu ileri süren Türker, paketin geçmesi halinde güçlülerin güçsüzleri ezeceğini ve bunları kanunlara dayanarak yapacağını iddia etti. Türker, bunun bir benzerini Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Hitler'e tanınan haklara benzetti. Türker, Barış ve Demokrasi Partisi (BDP)'nin referandumu boykot etmeyeceğini ve BDP'lilerin 'evet' oyu vereceklerini de savundu.