Türkiye ile Hindistan Gençlik ve Spor Bakanlıkları arasında, sporda işbirliği protokolü imzalandı. Bakan Kılıç, Gençlik ve Spor Bakanlığı yeni hizmet binasında düzenlenen törende, Hindistan'ın 1.2 milyara ulaşan nüfusunun bulunduğunu bunun büyük bölümünün de genç olduğunu ifade etti.
Türk ve Hindistanlı gençler arasında geleceğe yönelik atılacak adımlarda işbirliği zeminini güçlendirmeyi, sadece iki ülke gençleri açısından değil, insanlığın geleceği açısından önemli bir adım olarak değerlendirdiklerini dile getiren Kılıç, “İmzaladığımız protokol sayesinde Türk ve Hindistanlı gençlerin geleceğe yönelik güçlü adımlar atmasını hedefliyoruz. Din, dil, ırk, renk ayrımı gözetmeksizin insan olmanın ortak paydasında yüreklerimizi ortaya koyduk” diye konuştu.
Bakan Kılıç, Türk ve Hindistan halkları arasında çok benzer noktaların olduğunu ve her iki ülke arasında kültür, sanat, tarih, medeniyet, yaşam biçimleri arasında ciddi yakınlıklar bulunduğunu belirtti.
“İKİ ÜLKE GENÇLERİ KARŞILIKLI OLARAK GENÇLİK KAMPLARINI KULLANACAK”
Bakan Kılıç, “Gençlerimiz arasında arzu edilen yakınlaşmayı sağlayabilirsek bu benzerliklerin insanlık adına çok büyük pozitif hamlelere öncülük edebileceğini düşünüyoruz. İki ülke gençleri karşılıklı olarak gençlik kamplarını kullanacak. İki ülkenin spor takımları karşılıklı olarak ziyaretlerde ve kamplarda bulunacak ve yine iki ülke gençlerinin oluşturduğu gruplar, kültürel etkinlikler için karşılıklı ziyaretler gerçekleştirecek. Protokollerin amacına uygun, arzu edilen neticeyi vermesini diliyorum” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE'NİN, HİNDİSTAN'IN ÜZERİNDE ETKİLERİ ÇOK BÜYÜK”
Hindistan Gençlik ve Spor Bakanı Ajay Maken de, Türkiye hükümetinin en genç bakanıyla tanıştığı için çok memnun olduğunu ifade ederek, “Bizim burada bir araya gelmemizin sebebi, iki ülkenin gençleri için bir şeyler yapabilmek. Türkiye ve Hindistan yıllardır kültürel ve tarihi açından çok ortak yöne sahip iki ülke. Türkiye'nin, Hindistan'ın üzerinde etkileri çok büyük” dedi.
Türkiye’nin Hindistan’da özellikle dil, kültür ve mimari alanında tarihten gelen Türkiye'nin çok büyük etkilerinin göründüğünü söyleyen Maken, “Türkçe'den bizim dilimize geçmiş çok sayıda kelime var. Sizin kelimelerinizin büyük bir kısmını kullanıyoruz. Sayın Büyükelçim ile hesapladık kendisi Hintçe’de 95 bin kelimenin Türkçe'den değiştirilerek bize geçtiğini söyledi. Bu kadar ortak değerlere sahip iki ülkenin, gençlik ve spor alanında da işbirliğini güçlendirmesinin her iki ülkenin yararına olacağını düşünüyorum. İki ülkenin politik anlamda da demokratik ve laik yapıları birbirleriyle işbirliği için de çalışmalarını güçlendirecektir. Her iki ülke için de çok parlak bir gelecek olacağını, birbirimizden öğrenecek çok şeyimizin olduğunu düşünüyorum. Beraber çok güzel şeyler başaracağımıza inanıyorum” ifadelerini kullandı.
“KANUNUN NE ŞEKİLDE UYGULANACAĞI APAÇIK ORTADA”
Açıklamalarını ardından Bakan Kılıç, bir gazetecinin, “Sporda şiddetin önlenmesiyle ilgili İçişleri ve Adalet Bakanları ile birlikte yeni tedbirlere ilişkin” sorusu üzerine “6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesi Hakkında Kanun, tüm uygulayıcıların harfiyen, noktasına, virgülüne kadar uygulamakla yükümlü olduğu bir kanun. 6222 sayılı yasanın sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesine yönelik olarak farklı illerde farklı uygulanması gibi bir durum söz konusu olamaz. Bu kanunun farklı sahalarda farklı uygulamalar neticesinde bir standart bozukluğu meydana getirmesine biz kesinlikle razı olamayız. Kanunun ne şekilde uygulanacağı apaçık ortada. Sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesine ilişkin mevzuatı okuyanlar bilirler. Bu kanun, gerçekten noktasına, virgülüne varıncaya kadar hangi konuyla ilgili, ne kastettiği, amacı, kapsamı çok apaçık ortada olan bir kanun. Dolasıyla harfiyen uygulanmasını arzu ediyoruz. Her sahaya, her stadyuma, her müsabakaya, her seyirci grubuna standart bir uygulama olması gerektiğini düşünüyoruz. Bu olmadığı takdirde adaletsizlikler ortaya çıkar. Adaletsizlikler olduğu takdirde, spor kamuoyunu yönlendirebilmeniz, hakkaniyet kavramına inandırabilmeniz imkansız hale gelir. Dolayısıyla her ilde 6222 sayılı kanunun uygulayıcılarının belli olmasını arzu ediyoruz ve yine kolluk kuvvetlerimizin de bu kanun kapsamındaki yetki ve görevlerini çok iyi öğrenmelerini, gerekirse hizmet içi eğitim seminerleriyle bu kanununun, ne şekilde uygulanacağına ilişkin incelikleri benimsemelerini arzu ediyoruz” cevabını verdi.
“İÇİŞLERİ BAKANLIĞI İLE ADALET BAKANLIĞI'NIN YETKİLERİNE İHTİYAÇ VAR”
Kanunun uygulanmasının hükümet adına birinci derecede Gençlik ve Spor Bakanlığı'nı ilgilendirdiğinin belirten Bakan Kılıç, “Fakat diğer yönden bakıldığında kanunun uygulanabilmesi için kolluk kuvveti anlamında İçişleri Bakanlığı'nın yetkilerine, adli güç anlamında da Adalet Bakanlığının yetkilerine ihtiyaç var. Bu nedenle daha önce de ifade etmiştik, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı yeni sezonla birlikte 6222 sayılı yasanın yani Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine İlişkin Yasanın uygulanmasına yönelik adımları birlikte tespit eder, birlikte uygular. Taraftarların da kaygı duymasına mahal verecek hiç bir olumsuzluk yaşanmaz. Yaşanmaması arzumuzdur, ümidimizdir” şeklinde konuştu.
“GAZ KULLANIMI HÜKÜMET OLARAK TERCİHİMİZ DEĞİL”
Bakan Kılıç, sosyal ve toplumsal olaylarda mecbur kalınmadıkça biber gazı olarak adlandırılan güvenlik tedbirinin kullanılmamasının, hükümet olarak tercihleri olduğunu vurguladı.
İçişleri Bakanının bu yönde defalarca yapmış olduğu açıklamaların bulunduğunu söyleyen Kılıç, “Özellikle spor müsabakalarında adı barışla, kardeşlikle, dostlukla eşdeğer tutulan spor müsabakalarında polisin gaz kullanmasını gerektirecek hiç bir olumsuzluğun yaşanmaması, polisin de olaylar karşısında gaz kullanımını son seçeneğe kadar ötelemesini gönülden arzu ederiz. Özellikle ligin son maçlarında yaşanan görüntüler bir daha Türkiye'de yaşanması arzu edilen türden görüntüler kesinlikle değildir. Bir daha yaşanmamasını temenni ediyoruz” ifadelerini kullandı.