Gaziantep’te doğan Göksu Üçtaş, beş yaşında jimnastiğe başladı. Altı yaşında Bolu’daki Kamp Eğitim Merkezi’ne yerleşti. Senelerce haftanın altı günü çift idman yaptı. İçerisinde tuvaleti olmayan bir odada on altı sene geçirdi. Dizinden sakatlandı. Dirseği çıktı. Hayatı boyunca taşıyacağı boyun fıtığına yakalandı. Çalışmaya devam etti.
Pazar sabahı 07.55’de Atatürk Havalimanı’ndan kalkan tarifeli bir uçakla Londra’ya gitti. 27 Temmuz’da başlayacak olan 30. Olimpiyat Oyunları’nda Türkiye tarihinde ilk kez artistik jimnastik dalında temsil edilecek.
Olimpiyatlara rekor sayıda kadının gittiği bir senede Göksu gibi hayatını spora adamış atletler, sinemacılara ilham veriyor. Göksu Üçtaş ile başlayacak olan kısa film serisinin amacı bir yandan futbolun arkasında kaybolmuş amatör branşlarda dünya çapında başarılı kadın sporcuları aktif spor hayatları sürerken belgelemek, bir yandan da tüm spor dallarının sonsuz görsel zenginliğini gözler önüne sermek...
Başta Altın Koza olmak üzere birçok ulusal ve uluslararası festivallerde ödül almış kısa filmci Efe Öztezdoğan’ın yazıp yönettiği serinin beş dakikalık bu ilk filmi, Bolu’da Göksu Üçtaş’ın gerçek yaşam ve çalışma alanında çekildi. Filmin görsel dokusu için Murat Canbaş Spor Salonu bir dönümün üzerinde siyah kumaş ile kaplandı. Göksu Üçtaş’ın her gün yaptığı antrenman programı estetize edilerek 35mm olarak çekildi. Film, Eylül ayından sonra Cinemaximum sinemalarında film aralarında gösterilecek ve Turkweb.tv internet portalında yayınlanacak.