“Salgın Sürecinde Psikolojik İyi Oluşu Güçlendirme” başlıklı ilk seminer, Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve PDRM Müdürü Doç. Dr. Tuğba Sarı tarafından online platformda gerçekleştirildi. Seminere üniversite öğrencileri ve mensuplarıkatılım gösterdi.
Geçmiş yıllarda da insanların hayatını etkileyen salgınlar olduğunu ama uzun zamandır insanlığın salgınlara alışkın olmadığı bir dönemden geçildiği için alışma aşamasında olunduğunu söyleyen Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tuğba Sarı, “Salgın nedeniyle bazı kırılganlıklar olabilir ama fiziksel ve psikolojik sağlamlığımızı ne kadar artırabilirsek
bu salgın sürecinden daha da güçlenmiş olarak çıkabiliriz. İçinde bulunulan durumları kabullenmek yeni güçler edinmemize yardımcı olur.” şeklinde konuştu.
“Tüm insanlık olarak ortak bir fırtınadan geçiyoruz. Ortaya çıkan stres tepkilerinin şiddeti ve yoğunluğu kişiden kişiye değişiklik gösterebiliyor.” şeklinde konuşan Doç. Dr. Tuğba Sarı, “Covid-19 salgını nedeniyle kendimiz, ailemiz, sevdiklerimiz, toplumumuz ve diğer insanlar için endişe, kaygı, panik ve korku yaşamamız olağandır. Hastalığa yakalanma riski altında olmak, virüs salgınının ne zaman son bulacağını tam olarak bilememek, salgın sürecinde yaşanabilecek sosyal ve ekonomik zorluklara yönelik belirsizlik yaşamak yoğun
stres ve kaygı yaşamamıza neden olabilmektedir.” dedi.
Salgın sürecinde kaygılı ve korkulu olmanın normal olduğunu ifade eden Sarı “Kaygılı ve korkulu olmanın şu dönemde gerekli ve işlevsel olduğunu kabul etmek durumundayız. Çünkü bu duygular olumsuz olsa da bizim önlem almamızı, gerekeni yapmamızı sağlamaktadır.” şeklinde konuştu.
İyi oluşu etkileyen faktörleri, risk faktörleri ve koruyucu faktörler olarak ikiye ayıran Sarı, koruyucu faktörlerin kişisel, ailesel, sosyal, içsel ve dışsal olarak sınıflandırıldığını söyleyerek salgın döneminde kontrol altında olmayan ailesel, sosyal ve dışsal durumlara odaklanmak yerine kontrol alanında olan kişisel ve içsel faktörleri geliştirmeye daha da yoğunlaşılması gerektiğini, günlük hayatımızdaki olumlu duygu
oluşturan bitki ve hayvan bakımı, müzik ve sanatla ilgilenmek, farkındalık yürüyüşleri ve şükran günlükleri yazma gibi etkinliklere yer vermenin iyi oluş düzeyini artırdığını ifade etti.
Salgın sürecine ilişkin bakış açımızı yeniden çerçeveleyebileceğimizi söyleyen Sarı “Problemlerle aşırı milgilenmek yerine iyi oluşumuzu artıracak etkinliklerle ve güçlü yanlarımız, kaynaklarımızla ilgilenmek bizim iyi oluşumuzu etkileyecektir. Problemleri fark etmek önemli ancak tüm dikkati problemlerin üzerine yöneltme alışkanlığından vazgeçmek gerekiyor. Problemleri fark etmek tehdit unsurlarına karşı önlem ve korunmayı
sağlar, ancak buna güçlü yanlarımızı ve kaynaklarımızı harekete geçirmeyi de eklememiz gerekiyor.” şeklinde konuştu.
Yaşamın beden, başarı, ilişki ve anlam/maneviyat gibi farklı boyutlarına ilişkin günlük amaçlar edinmenin ve enerjiyi bu amaçları gerçekleştirmek için kullanmanın öneminden bahseden Sarı, “kalbimiz iş başında”
sloganıyla günlük hayatımızda özgeci davranışlar gerçekleştirmenin psikolojik iyi oluşumuzu güçlendireceğini belirtti.
Katılımcılara ilgisinden dolayı teşekkür eden Sarı, Psikolojik Danışma ve Rehberlik Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin (PDRM) ilk semineri olduğunu belirterek ilerleyen günlerde de insan hayatına dokunan seminerler düzenleyeceklerini söyleyerek semineri sonlandırdı.