Dünya Bankasından yapılan yazılı açıklamada, iletim sisteminin güçlendirilmesi ve büyük ölçekli yenilenebilir enerji üretiminin kolaylaştırılması yoluyla ülkenin artan elektrik talebinin karşılamasına yardımcı olmanın projenin ana kalkınma amacı olduğunu belirtildi. Açıklamada, küresel çevre bakımından projenin Türkiye'de yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretimin daha fazla entegrasyonu yoluyla fosil yakıtlara dayalı elektrik üretiminden kaynaklanan sera gazı emisyonlarını önlemeyi amaçladığı ifade edildi.

"TÜRKİYE YATIRIM ÇEKMEYE DEVAM EDECEK"

Proje bileşenlerinin, Türkiye'de rüzgar enerjisinin daha hızlı gelişimini kısıtlayan kilit engellerin azaltılmasına yardımcı olmasının beklendiğini bildirilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Bileşen 1 İzmir, Çanakkale ve Kırklareli'de rüzgar santrallerinin daha hızlı gelişimini sağlamak için iletim altyapısının genişletilmesini desteklemektedir. Bu üç il, Türkiye'deki kurulu rüzgar enerjisi kapasitesinin neredeyse yüzde 70'ini oluşturmaktadır ve yüksek rüzgar potansiyelleri sebebiyle daha fazla rüzgar enerjisi yatırımı çekmeye devam edecek. Bileşen 2 şebeke işletimini ve yönetimini güçlendirmeye yönelik olarak akıllı şebeke yatırımlarını destekleyecek ve TEİAŞ'ın artan rüzgar enerji miktarlarını daha kolay yönetmesini sağlayacak. Bileşen 3 Anadolu yakası ile Trakya yakasını birbirine bağlayacak 2 GW kapasiteli ikinci Lapseki-Sütlüce deniz altı kablo hattını destekleyecek. İstanbul ve Çanakkale boğazları üzerinden İstanbul'a uzanan 380kV'lık iletim şebekesi Marmara Denizi etrafında güvenli ve güçlü bir döngü şebekesi oluşturacak. Bileşen 4 Türkiye'deki artan elektrik talebi ve arzı karşısında iletim şebekelerinin güçlendirilmesini desteklemektedir. Bileşen kapsamında diğer yatırımların yanında, Yeni Ambarlı-Yenibosna tek devre yeraltı kablo hattı bulunmaktadır."

Açıklamada, 50 milyon dolarlık Temiz Teknoloji Fonu finansmanının, projenin 1. ve 2. bileşenleri için kullanılacağı belirtilerek, Türkiye'de rüzgar enerjisinin daha hızlı yaygınlaşmasına doğrudan katkıda bulunacağı ifade edildi. Yenilenebilir Enerji Entegrasyon Projesinin, Dünya Bankası Grubu'nun Türkiye'de hidrolik, rüzgar, güneş, biyokütle ve jeotermal gibi önemli yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanmaya yönelik daha önce desteklediği yatırımları tamamlayıcı nitelikte olduğu kaydedildi.

"TÜRKİYE'NİN ENERJİ SEKTÖRÜ REFORMLARINI DESTEKLİYORUZ"

Dünya Bankası Türkiye Direktörü Martin Raiser, Türkiye'nin önemli bir yenilenebilir enerji potansiyeline sahip olduğunu vurgulayarak, bu kaynaklardan tam olarak yararlanabilmek için ciddi miktarda kamu ve özel sektör yatırımına ihtiyaç duyulduğunu bildirdi.

Dünya Bankası olarak Türkiye'nin enerji sektörünü daha temiz daha güvenli ve ithalata daha az bağımlı hale getirmek amacıyla 10 yıldan uzun bir süredir Türkiye'nin enerji sektörü reformlarını desteklediklerine dikkati çeken Raiser, bu projenin, bu yönde atılan bir başka önemli adım olduğunu belirtti.