Başbakan Yıldırım, yaptığı konuşmada, bilgi, bilim, teknoloji, araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin ülkelere ve insanlara istikamet çizdiği bir çağda yaşadıklarını belirtti.
 
Bilgiyi üreten, bilgiye sahip olan, bilginin kullanılmasına vesile olan, bilimsel gelişmeleri takip eden toplumların başta ekonomi olmak üzere her alanda büyük bir avantaj elde ettiğini dile getiren Yıldırım, bilim ve bilginin asırların birikimi sonucunda ortaya çıktığını söyledi.
 
Hiçbir icat ve buluşun kendiliğinden olmadığına dikkati çeken Yıldırım, her buluşun bir sonrakinin hazırlayıcısı olduğunu vurguladı. Yıldırım, bilim adamlarının yaptıkları çalışmaların gelecekte ortaya çıkacak pek çok yeni buluşun ilk adımlarını teşvik ettiğinin altını çizdi.
 
Bir düşünürün, "Bilgi, sonu gelmeyecek fetihtir" sözüne atıfta bulunan Binali Yıldırım, şöyle devam etti: "Bilim ve teknoloji çalışmalarının, rekabet gücü yüksek sürdürülebilir ekonominin temeli olduğu anlayışıyla başında beri biz Türkiye olarak bu konuya önem veriyoruz. Ülkemizde, 15 yıl içinde 100'den fazla yeni üniversite kuruldu. Üniversite sayımız 184'e ulaştı. Üniversitelerde eğitim gören öğrenci sayımız 7 milyonu aşmış durumda. Toplamda 25 milyonun üzerinde bir eğitim ordusuna sahibiz. En yakın zamanda ülkemizdeki eş değer bir kuruluş ile somut iş birliği alanında çalışmaya başlamanız iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine büyük katkı sağlayacaktır. Ankara Üniversitesi ile başlatılan girişim önemli bir ilk adımdır. Ufkunuzu açacak, karşılıklı olarak daha da güçlenmenizi sağlayacak iş birliği faaliyetlerini her zaman destekleyeceğiz."
 
Başbakan Yıldırım, seçkin bir akademiyi ziyaret etmek ve akademisyenlerle beraber olmanın kendisi için bir gurur vesilesi olduğunu belirtti. Bu prestijli kurum tarafından şeref madalyası ile taltif edilmenin ayrı bir kıvanç kaynağı olduğunu anlatan Yıldırım, "Bu tören için emeği geçen bütün akademisyenleri, yöneticileri en kalbi duygularla tebrik ediyorum. Bir gemi inşa ve makine mühendisine sosyal bilimler akademisinin ödül vermesi ilk başta anlaşılamayabilir ancak hangi hizmeti yaparsanız yapın eğer sonunda insana dokunmuyorsa, insanın hayatını kolaylaştırmıyorsa, yaşam kalitesini artırmıyorsa hiçbir işe yaramaz. Yüksek mühendis olarak hayatım boyunca bütün işlerde 'Bu işin insana ne faydası var', 'İnsanların yaşamını kolaylaştırmaya ne katkısı var', 'Yaşam kalitesini artırmaya ne katkı sağlar' hep bunu düşündüm. 15 yıl boyunca ülkemin ulaşım altyapısını, havacılık ve denizciliğini, demiryolu sistemini geliştirme adına büyük projeleri liderimiz, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın riyasetinde yapmanın mutluluğu ve huzurunu yaşıyoruz."
 
Yıldırım, 90 milyar dolarlık alt yapı yatırımını 15 yılda Türkiye'ye kazandırdıklarını, 2008'de başlayan küresel krize rağmen Türkiye'nin dünyanın en büyük mega projelerini başarıyla gerçekleştiren ülkeler içinde yer aldığını dile getirdi. Yönetim anlayışlarının 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' anlayışı ile yoğrulduğunu vurgulayan Yıldırım, hangi alanda olursa olsun yatırımlarda hep insanı merkeze aldıklarını aktardı.
 
İnsanı mutlu etmeyen, insanı heyecanlandırmayan, beşeri sermayeye katkı sağlamayan hiçbir yatırımın kıymetinin olmadığına işaret eden Yıldırım, şunları kaydetti: "Bugün dünyada yaşanan buhranların sayıları, 55 milyona ulaşan mültecilerin ve birçok bölgesel sorunların arka planında insanı ihmal vardır, insanın hak ettiği değerlerin anlaşılamaması, yönetim anlayışında insanın bir makine gibi görülmüş olması yatar. Ne yaparsak yapalım hangi üstün teknolojiye sahip olursak olalım merkezinde insan yoksa o bir canavara dönüşür. O bakımdan Vietnam ve Türkiye, potansiyeli, imkanı ve insanıyla Asya ve Avrupa'nın geleceği için çok ama çok büyük imkanlara sahip, fırsatlara sahip. Bu ziyaret iki ülke arasındaki ilişkiler de bir dönüm noktası olacaktır."
 
TÖRENDEN NOTLAR
 
Başbakan Binali Yıldırım, Vietnam Sosyal Bilimler Akademisine gelişinde geleneksel kıyafetli gençler tarafından karşılandı. Yıldırım, salona girdiğinde ise Mehter Marşı çalındı. Başbakan Yıldırım'a akademi başkanı tarafından üstün şeref madalyası ve geleneksel hediye takdim edildi. Tören bitiminden geleneksel oda adı verilen küçük salona geçen Yıldırım, burada incelemede bulundu, şeref defterini imzaladı.