Yıldırım, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından düzenlenen ''Gemi İnşa Sanayii: Dünyadaki Eğilimler ve Türkiye'' konulu konferansta yaptığı konuşmada, geçtiğimiz pazar günü Orta Vadeli Planın Resmi Gazete'de yayınlandığını hatırlatarak, 2011-2013 yılları arasında uygulanacak söz konusu planın, bir anlamda Türk ekonomisinin, Türkiye'nin, yatırımcıların önünü görmesi ve öngörülebilirlik açısından çok şey ifade ettiğini söyledi.
Orta Vadeli Plandaki öngörüler ve tahminler konusunda herkesin aynı oranda mutabık olmayabileceğine işaret eden Yıldırım, ''Ama en azından belirsizliğin ortadan kalkmasının bile tek başına ülkemizin geleceği açısından, uzun vadeli yatırımlar bakımından çok önemli olduğunu düşünüyorum. Orta Vadeli Planda büyüme tahminleri, mütevazı ve emniyetli tutulmuş. Yatırımcı bir bakanlık olarak büyüme tahminlerinin, Orta Vadeli Planda öngörülenden yüksek olacağını düşünüyoruz. Son 2 yılda yapılan tahminlerin nasıl değiştiğini hepimiz gördük'' şeklinde konuştu.
''UZLAŞMA OLMAYINCA KANUNLARI ÇIKARMAK ZAMAN ALIYOR''
Krizden çıkış sonrasında özellikle Türkiye'nin de içinde yer aldığı gelişmekte olan ekonomilerde büyümenin daha da artarak devam edeceğini vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti:
''Yapısal değişim ve dönüşümü Türkiye'de herhalde istemeyen kimse yok. Herkes istiyor. Ama bazı şeyler istemekle olmuyor. Türkiye'nin gerçeklerini de göz önüne almamız lazım. Nedir o gerçekler? İş yapma süreçlerimizin demokrasilerde istediğimiz hızda olmamasıdır. Yapısal düzenlemeler bakımından parlamento Borçlar Kanununu, Ticaret Kanununu 3 dönemdir çıkaramadı. Neden? Uzlaşma olmuyor. Uzlaşma olmayınca da bin maddeden fazla olan bu kanunları çıkarmak oldukça zaman alıyor. O bakımdan parlamentomuzda uzlaşma kültürünün biraz daha gelişmesine ihtiyacımız var. İnşallah bu dönemde ve önümüzdeki dönemde oluşacak parlamentoda bu uzlaşmayı daha daha kolay, daha rahat sağlayabiliriz.''
''GÖSTERGELERLE SAĞLIKLI BÜYÜME OLMAZ, ÜRETECEĞİZ''
Ekonomik göstergelerle, uluslararası göstergelerle, borsa göstergeleriyle, faiz değerleriyle bir ülkenin sağlıklı büyümesi, rekabeti sürdürebilir hale getirmesinin mümkün olmadığının altını çizen Yıldırım, şöyle devam etti:
''En basit kural, üreteceğiz. Çok fazla ölçekli üretim yapacağız, ulusal rekabet gücümüzü artıracağız, üretim maliyetlerini azaltacağız. Belki stratejik birkaç sektör belirleyip onun üzerine yoğunlaşarak gideceğiz. Seçmemiz gereken uzun vadeli yok budur. Yoksa 'Reuters'ın göstergeleriyle ekonomimiz iyi gidiyor' diye kendimizi avutmamız bir şey ifade etmez. Bunlar günübirlik değişimlerdir. Portföy yatırımları için, sıcak para için bunlara tabii ki ihtiyaç vardır. Ama uzun vadede ülkenin sürdürülebilirliği önem ifade etmektedir.''
UZUN VADELİ YATIRIMLAR...
Bu konuda bir yandan geçmiş yıllarda bozulan dengeleri düzeltirken, diğer yandan Türkiye'nin kalıcı, uzun vadeli yatırımlarına devam etmesi için adımlar attıklarını dile getiren Yıldırım, ''Bu adımlar nedir? Türkiye ekonomisi eğer 2023'te dünyanın ilk 10 ekonomisi içine girecekse bunu karşılayacak altyapısı olması lazım. Yol, liman, demiryolu altyapısı olması lazım, denizcilikle ilgili altyapısını hazır hale getirmesi lazım. 1,8 milyar tonun üzerinde bir yük hareketi öngörüyorsak, onu taşıyacak altyapının hazır hale gelmesi lazım. Onun için biz hazırız, biz çalışmalarımızı yapıyoruz, programlarımızı bu yönde belirledik'' şeklinde konuştu.
Bu arada, toplantı sırasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yıldırım, Orta Vadeli Programa ilişkin, ''Bizim görevimiz Orta Vadeli Programın kritiğini yapmak değil, gereğini yapmaktır. Hükümet olarak da bunun gereğini yapacağız'' dedi.