İsrail’in Gazze’ye ve Lübnan’a saldırılarını izlerken aklıma hep Vietnam geliyor.
Dönemin güçlü devi, önünde hiçbir gücün duramayacağına inanılan ABD, bu savaşta
58 bin askerini kaybetti. Savaşın son yıllarında ABD’li anneler ABD hükümetini
eleştiren ve suçlayan büyük bir protesto düzenlediler. Sloganları çok manidardı ve
gerçekleri yansıtıyordu: “Bizim evlatlarımızın Vietnam’da ne işi var, niye başkasının
toprakları için ölüyorlar.”
Vietnam savaşı ardından yaşanan bu infial “Vekalet Savaşları”nı ortaya çıkardı.
ABD Vietnam savaşından sonra hiçbir savaşında veya işgalinde ABD askerlerini
göndermedi, gönderdiyse de ön saflara kendi askerini değil, para ile tuttuğu “paralı
askerleri” öne sürdü. Kendi evlatlarını kurban etmemek için paralı askerlere maaş,
lojistik destek, silah desteği ve savaş araç gereci vermeyi tercih etti.
Vietnam savaşından alınacak çok dersler var.
Askeri stratejist değilim ama düz mantıkla bile bazı hesapları görmek mümkün.
Vietnam Savaşı raporlarını okurken, dikkatimi çeken en önemli askeri strateji
konularından biri, işgal edilen toprakların elde tutulabilme çabasıydı. Bunun için
gereken insan sayısı, harcanan enerji, silah, lojistik destek, gıda, ilaç, yakıt ve
benzeri destekler inanılmaz boyutta idi.
Örneğin ABD ordusunun bir Vietkong köyünü yaka yıka ele geçirmesi için 500 asker
gerekiyor idiyse bu köyün topraklarını ve bu köyü Güney Vietnam’a bağlayan yolları,
sızma olmaması, tuzaklar kurulmaması için koruyabilmesi ancak asgari 10 misli (5
bin) askerle olabiliyordu.
Gelelim günümüze; İsrail’in Türkiye’nin sınırlarına kadar gelebilmesi ve Doğu
Akdeniz’den Irak sınırına kadar bu bölgeyi koruyabilmesi için önce Lübnan sonra da
Suriye topraklarını yakıp yıkarak ve düşmanı sıfırlayacak düzeyde yok ederek
ilerlemesi gerekiyor. Bu bağlantısını İsrail’in kuzey hududuna kadar da kuş
uçurtmayacak şekilde koruması için de on binlerce piyade askerine, askeri araca,
silaha ve elektronik cihazlara ihtiyacı var.
İsrail’in hedefi büyük olasılıkla ABD’nin 2012’de işgal ettiği ve halen kontrolünü elinde
tuttuğu Suriye’nin petrol yatakları. Her ne kadar bu petrol yatakları ABD’nin vekalet
güçlerinin yönetimindeyse de ana kontrol ABD’nin elinde. Söz konusu ABD
yönetimindeki Petrol yataklarının büyük bir bölümü, Suriye’nin doğu bölgelerinde Irak
sınırı ile kuzeydoğuda Haseke yakınlarındaki Deyr ez Zor vilayetinde yer almakta.
Zaten sorun da burada başlamakta.
İsrail’in bu bölgeye korunaklı bir şekilde ulaşabilmesi için Suriye-Lübnan sınırının
kuzeyinde ve doğusunda yer alan Rus Askeri Üslerinin arasından geçmesi
gerekmektedir ki, Suriye-Rusya Stratejik İsbirliği Anlaşması nedeni ile bunu
başarması neredeyse olanaksız gibi.
Bu nedenle de İsrail’in, ABD’den aldığı askeri harekat desteği hangi boyutta olursa
olsun, Suriye’yi güneyden kuzeye veya güneyden kuzey-doğuya ulaşacak şekilde
yarıp ilerlemesi ve de geçtiği yerleri koruması, konvansiyonel silahlarla olanaksız.
Bu koşullarda Orta Doğu’nun yeniden oluşturulması, şekillendirilmesi ve sınırların
yeniden düzenlemesi hedefli yaşanmakta olan acımasız savaşın, Türkiye’yi de içine
alması neredeyse imkansız gibi.
Tabi bu söylediklerim normal savaş koşulları içinde geçerli varsayımlar. İsrail’in
şeytani planlarını ve niyetlerini okuyabilen bir teknolojiye sahip olmadığımız için
mevcut enstrümanlar üzerinden yorum yapabiliyoruz.
Prof. Dr. (İnş. Müh.), Doç. Dr. (UA. İliş.) Ata ATUN
KKTC Cumhurbaşkanı Danışma Kurulu Üyesi
KKTC Cumhuriyet Meclisi 1. Dönem Milletvekili
Küfür, hakaret içeren; dil, din,
ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük
harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP
adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin
yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma
ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından
kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
Bu haber henüz yorumlanmamış...
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı
Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
GÜNÜN MANŞETLERİ
Gençler ve Yüksek Eğitimlilerde Deprem Kaygı Düzeyi Daha Yüksek
İstinye Üniversitesi ve Gülmek İyileştirir Derneği “Spor Her Çocuğun Hakkı” Projesi
İbrahim Tatlıses ve Serdar Ortaç, 2025 yılına sizlerle girmeye hazırlanıyor.
Turizm eğitiminde köklü değişiklik
KKTC 'li Milletvekili Hasan Küçük :Eğitim Ülkenin Geleceğini Şekillendiren Siyaset Üstü Alandır
Prof.Dr.Ata Atun Yazdı : Yeni Suriye ve Türkiye
Dr.Turgül Tomgüsehan Ada Karanlığından Kaçış 2.1/2 Romanıyla Yine Çok Konuşulacak
KKTC Milletvekili Hasan Küçük :Türkiye'nin olduğu yerde huzur ve güvenin var
Kırcamisi Katarlı Yatırımcıların İlgi Odağı Oldu
MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın Şam Ziyareti Gündem oldu