KKTC’de 28 Temmuz'da yapılan Erken Genel Seçim sonuçları benim için sürpriz olmadı ama Türkiye’de AK Parti Hükümeti için sürpriz olması sonrası, Ada ile Türkiye arasında soğuk rüzgarlar esmesine sebep oldu.
Bu soğuk rüzgarın esintisi ve getireceği etkiler önümüzdeki günlerde daha da artacağını tahmin ediyorum.
AK Parti Hükümetinin gönlünde; KKTC’de, Ulusal Birlik Partisi’nin, İrsen Küçük başkanlığında yeniden iktidara gelmesi veya iktidar ortağı olmasıydı.
28 Temmuz seçimleri öncesi Ada’ya gelen AK Parti kurmayları ve AK Parti’nin seçim çalışmalarını yürüten Erol Olçak’ın UBP’nin ve İrsen Küçük’ün seçim propagandalarını yürütmesi işe yaramadı.
Maalesef KKTC seçimleri öncesinde yazdığım gibi UBP başarı gösteremedi.
İrsen Küçük de KKTC’nin seçim sistemi yüzünden tercihli oy kullanan partililerin kendisini protesto edip çizmesi yüzünden meclise giremedi, milletvekili olamadı.
Ada’da nedense Türkiye ile, özellikle AK Parti Hükümetiyle bir kırgınlık yaşanıyor. Bu da seçimlerde halkın oylarına yansıyor.
Son seçimde Cumhuriyetçi Türk Partisi-Ulusal Birlik Partisi koalisyonunu isteyen Türkiye Hükümeti’nin tüm gayretine rağmen kurulan, Cumhuriyetçi Türk Partisi-Demokrat Parti koalisyon hükümeti, gerginliğin iyice artmasına neden oldu ve yeni kurulan hükümet Türkiye’de sevinçle karşılanmadı.
Yeni hükümeti kutlama mesajını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan değil, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay yaptı.
Marmaray’ın açılışında birçok yabancı devlet, hükümet adamı olmasına rağmen KKTC’den kimse bu açılışa davet edilmedi. Bu da Ada’da yaşayanların gözünden kaçmadı.
KKTC’de CTP-DP hükümetinin uzun soluklu bir hükümet olabileceği bana göre mucize.
Kapalı kapılar arkasında Türkiye’siz, yapılan planlarda Türkiye Hükümeti aleyhine olanlar, herhangi bir Türkiye yetkilisini gördüğünde takınılan tavrın bunu yansıtmaması ise işin ayrı bir boyutu.
Türkiye Hükümetinin, KKTC’de, bir dizi ekonomik tedbir ve programların Türkiye Büyükelçisi Halil İbrahim Akça tarafından mevcut hükümete eski hükümet tarafından devredilmiş bir miras olmasına rağmen yeni hükümetin bunu uygulamak istememesi sanırım önümüzdeki günlerde daha da büyük gerginliklere sebep olacak.
KKTC’de politik ortamı, uluslararası ilişkileri bilmeden yorum yapanlar Güney Kıbrıs’ta yapılan müzakerelerde “Ver Maraş’ı, al Ercan’la, Magusa Limanı’nı” hikayesi bana göre ciddiye alınabilecek bir paye değil.
KKTC, Türkiye ilişkilerinin gerginliği Ada’da CTP-DP hükümeti olduğu müddetçe devam edeceğini tahmin ediyorum.
Yeni kurulan hükümette ki koalisyon ortaklarının almış oldukları kararların KKTC’de yaşayan, sonradan KKTC vatandaşı olan ve olmayı bekleyenler tarafından protestosu işin ayrı bir boyutu.
CTP’nin Türkiye’ye ve Ada’da ki siyasi gelişmelere tavrı öteden beri bilinen bir gerçek. Koalisyon ortağı rahmetli Rauf Denktaş’ın oğlu Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş’ı bu koalisyon ortaklığının oldukça zorlayacağını düşünüyorum.
Seçim öncesindeki vaatleri ve hükümete geldikten sonraki yapamadığı atamalarda Serdar Denktaş’ı Ada’da kendi seçmenine ve taraftarına bir hayli güç durumda bıraktırıyor.
Ada ile ilgili gelişmeleri yakından izleyen Türkiye hükümeti Başbakan’ı Recep Tayyip Erdoğan’ı Ada’nın her türlü yönden kalkınmasını için en son yapmış olduğu ziyaretindeki sözler bir bir yerine gelirken, KKTC ile Türkiye arasındaki bu diyalogsuzluğa çözüm, aslında zor değil.
Anavatan’la, Yavruvatan’ın birbirinden kopmayacağını içine sindirenler bu işin çözümünü her zaman getirebilir. Yeter ki atılan her adım, ağızdan çıkan her kelime doğru anlaşılsın, doğru iletilsin.
[email protected]