“İrtica ile Mücadele Eylem Planı” iddialarına ilişkin duruşma, reddi hakim talebinin değerlendirilmesi için ertelendi. Tutuklu sanık albay Dursun Çiçek'in kızı İrem Çiçek, hazırladıkları savunmaya çok güvendiklerini belirterek, “Ellerinde sadece bir imza var. Bunu da güzel bir şekilde çürütmeye hazırız” dedi. “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” iddialarına ilişkin haklarında dava açılan, aralarında Yeditepe Üniversitesi kurucusu Bedrettin Dalan ile Albay Dursun Çiçek'in de bulunduğu 7 sanığın yargılanmasına bugün başlandı. Firari Dalan hakkında yakalama kararı bulunurken, duruşmada hazır bulunan tutuklu sanık Dursun Çiçek'in, ''Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapsi isteniyor. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülecek duruşma nedeniyle yoğun güvenlik önlemleri alındı. Silivri Cezaevi'ne giriş yapan araçlar, sıkı bir aramadan geçirildi. Duruşmada, tutuklu sanık Albay Dursun Çiçek'in de aralarında bulunduğu 6 sanık hazır bulundu. Duruşma, sanıkların savunmalarına geçilmeden, reddi hakim talebinin değerlendirilmesi için ertelendi. Duruşmanın ertelenmesi üzerine tutuklu sanıklar cezaevlerine geri gönderildi. Çıkışta açıklama yapan Çiçek'in avukatı Celal Ülgen, duruşmanın gömlek dosya üzerinden yapılmasına karar verildiğini ve duruşmanın başladığını belirterek, "Bizim, askeri yargı yolu itirazımız vardı, coğrafi bölge esasına göre yargılama yeri açısından eğer iddianamede ileri sürülen olayların meydana geldiği yere bakarsanız Ankara olduğu için, Ankara özel yetkili mahkemelerin yetkili olacağını söyledik. Örnek olarak da Erzurum'da görülen Cihaner davasını örnek gösterdik. Ankara dururken, neden İstanbul'da yargılanıyor. Bunun yanıtlarını bulmak çok zor. Anladığımız kadarıyla bütün davalar İstanbul'un egemen olduğu bir yerde toplanmak isteniyor. Buna itirazımız oldu ve itirazımız reddedildi" dedi. Duruşmaya, reddi hakim talebinin incelenmesi için belirsiz bir güne kadar ara verildiğini belirten Avukat Ülgen, "Duruşma gününün ne zaman olacağı sanık vekilleri ve sanıklara tebligatla yapılacak" diye konuştu. Ülgen, ıslak imza makinası konusundaki sorular üzerine şunları söyledi: "Islak imza makinesi değil, Poyrazköy davasında 3 boyutlu makineyle bir imza uygulaması yapmıştık. Doğrusu çok acemiydik, henüz makineyi tanımıyorduk. Ama şimdi yaptığımız uygulama çok daha ileri düzeyde bir uygulama. Bu 3 eksenli makineyle bir defada hiçbir organ tarafından tanınmayacak şekilde imzalar atmayı başardık. Bunun 5 eksenli makinede atıldığını düşünürseniz, kimsenin anlaması mümkün olmaz. 5 eksenli makinede kalem, insan eli gibi yatay tutuluyor. İmza makineleri da fiyatları ve kalitelerine göre çok mükemmel imzalar atıyor. Bunu sadece ıslak imza makinesinin Türkiye'ye girmesi açısından değerlendirmeyin, bu evrak dışarıya çıkabilir. Bu evrakın dışarıya çıkması veya girmesi gümrüğe tabi değil. Bunu kimse bilemez. Sadece iyi saatte olsunlar bilirler. Sadece makinenin girişine bakarak konuşmak doğru değil. Bu iş bitecek. Balyoz çöküyor, Kafes çöküyor, Poyrazköy çöküyor, Amirallere suikast çöküyor, Ergenekon davaları çöküyor. Ülkemiz, bu kadar kapsamlı komplolar ülkesi olamaz. Bunun üstesinden geleceğiz. Bu kötü duvar yıkılacak." Dursun Çiçek'in kızı İrem Çiçek ise, "Ben burada babamın kızı olarak bulunuyorum. Bu yüzden buradayım. Bunun dışında diğer avukatlarla hep birlikte çalışıyoruz. Değişik bir süreç var. Davanın nerede görüleceğini tahmin etmek çok zor. Bunu zamanla hep birlikte göreceğiz" dedi. Hazırladıkları savunmaya çok güvendiklerinin altını çizen İrem Çiçek, "Ellerinde sadece bir imza var. Bunu da güzel bir şekilde çürütmeye hazırız. Savunmamızı bir yerde yapacağız mutlaka. Annem, 'bir Dursun Çiçek yarattılar' diyor. Babam sizin gördüğünüz gibi bir Dursun Çiçek değil. O insanları çok seven, kimseye komplo düzenleyecek kadar alçak olmayacak bir insandır. Tüm tanık beyanları babamın lehine görüş bildirmiştir. Beyanlar aslında sizin bildiğiniz gibi değil. Var olan gerçekler, olmayan iftiralarla birleştirilip böyle bir komplo hazırlanıyor" diye konuştu. Ağabeyi ile ilgili iddiaları da yanıtlayan Çiçek, "Ağabeyim New York'ta işe başlayacağı için buraya dönüş yapamıyor. Vize sıkıntısı var. Babam için internet sitesi açtı. Ağabeyim Sabancı Üniversitesi'ndeyken, portal halinde AB'ye giriş gibi konularda çalışma yapan yaklaşık 50 kişilik bir topluluk vardı. Ağabeyim de bunun içinde yer almıştı. Sonra yurt dışına gitti eğitim için. Bu 50 kişilik grup bir anda Genç Siviller adını aldı. Deniz'e de mailleri geliyor. Hatta bir ara ağabeyimi, babama karşı düzenledikleri bir yürüyüşe çağırmışlar. Babam, ben ve ağabeyim gülerek karşıladık. Bugün babama karşı yürüyüş yapıyorlar, bunu yanlarına bırakmayı düşünmüyorum" açıklamasında bulundu. Avukat Ülgen ve İrem Çiçek'in açıklamalarına bir grup da sloganlarla destek verdi. Ergenekon Tertibine Karşı Dayanışma Grubu adına açıklama yapan Semiha Gökçen Boya da, "Yıllarca, aylarca süren duruşmalarda, hapishanelerde tutuklu bulunan, özgürlüklerinden yoksun olanların mağduriyetlerini dile getirerek gecikmiş adaletin adaletsizlik olduğunu, asıl tutsakların hukuksuzluğa göz yuman, sesini çıkartmayan, boyun eğen dışarıdaki insanlar olduğunu vurgulamak istiyoruz. Bu ülkede gazetecilik suç oldu. Atatürk'ü savunmak ve yurtseverlik en büyük suç oldu. Bu karanlık tertibin sorumlularını ve işbirlikçilerini, yargıyı kendi amaçları için baskı altına alanları kınıyoruz. Gerçekler elbet gün yüzüne çıkacaktır" dedi.