Türkiye Atom Enerjisi Kurumundan (TAEK), nükleer santralların güvenlik değerlendirmesi, bağımsız lisanslama kuruluşları tarafından son derece tutucu varsayımlara göre yapıldığı için nükleer enerji çevre dostu olarak nitelendiriliyor.
TAEK'e göre, nükleer santrallerin, işletmede oldukları sürede sürekli denetim altında tutulmaları nedeniyle çevre ve insana zarar verebilecek şekilde kaza yapma riski, günümüzde kullanılan diğer teknolojik ürünlere göre yok denecek kadar az.
Dünyadaki nükleer santraller, yılda 2 bin 300 milyon ton karbondioksit emisyonuna, 42 milyon ton kükürtdioksit emisyonuna, 210 milyon ton kül üretimine engel olurken, nükleer enerji de iklim değişikliğine sebep olan atmosferdeki sera gazı konsantrasyonunun azaltılmasında büyük rol oynuyor.
Nükleer santraller, elektrik sektöründen kaynaklanan sera gazı salımında da yıllık olarak yaklaşık yüzde 17 azalmaya sebep oluyor. Bu da nükleer santrallerin yerine fosil yakıtlı santrallerden elektrik elde edilseydi her yıl 1,2 milyar ton karbonun atmosfere verileceği anlamına geliyor.
DÜNYA NÜKLEER ENERJİDEN VAZGEÇİYOR MU?
TAEK yetkilileri, bugün Avrupa'da bir çok ülkede yeni nükleer santral yapımından vazgeçildiği söylentilerinin de tam olarak doğru olmadığına işaret ediyor.Yetkililer, Avrupa ülkelerinin enerji açıklarını ağırlıklı olarak toplam enerji üretiminin yüzde 75'ini nükleerden karşılayan Fransa'dan sağladığına dikkati çekiyor.
Yetkililer, dünyada yaşayan her insanın, topraktan, uzaydan, kullanılan elektronik aletlerden kaynaklanan doğal radyasyona maruz kaldığını, bu radyasyon miktarının da yaşanılan yöre ve koşullara bağlı olarak yılda yaklaşık 2-3 miliSievert (mSv) civarında olduğunu belirtiyor.
Örnek olarak dünyada en fazla nükleer santralın olduğu ABD'de bu tür santrallardan dolayı halkın doğal radyasyona ek olarak aldığı miktarın yılda 0.05 mSv'in altında olduğu ifade ediliyor.
NÜKLEER SİLAHLARIN ARTIŞINA NEDEN OLUR MU?
Yetkililer, nükleer santrallerin kurulmasının beraberinde nükleer silahların artışına neden olup olmayacağı sorularına ilişkin olarak da enerji üretimi amacıyla kurulan nükleer santralların nükleer silah yapımıyla bir ilişkisinin bulunmadığına işaret ediyor.
Yetkililer, ayrıca, nükleer santralın bir ülkede bulunmasının tek başına nükleer silah yapımı için yeterli olmadığını, bunun için başka tesislerin kurulmasının da gerektiğine dikkati çekiyor.
NÜKLEER SANTRALLARIN ATIKLARI NE YAPILIYOR?
Kullanılmış yakıtlar veya yakıt çevriminde oluşan radyoaktif atıkların sızdırmaz özel çelik kaplar içine konulduktan sonra geçici yer üstü ve yer altı depolarında muhafaza edildiğini ifade eden yetkililer, ancak son depolama için gelecekte jeolojik (yer altı) depolama teknolojisinin kullanılacağını, bu konuda ABD'de ve Finlandiya'da önemli gelişmelerin olduğunu kaydediyor.
Nükleer reaktörler, tıp ve endüstride kullanılan yararlı radyoizotopların üretilmesinde de kullanılıyor.
Nükleer santrallarda elde edilen fazla enerjinin ise ev ve seraların ısıtılması, tuzlu sudan içilebilir su elde edilmesi, petrol üretimi gibi alanlarda kullanıldığı ifade ediliyor.
NÜKLEER YAKIT KONUSUNDA DIŞA BAĞIMLI OLACAK MIYIZ?
Nükleer yakıt olarak kullanılan uranyum yakıt teknolojisinin pek çok ülkede mevcut olduğunu ifade eden yetkililer, ekonomikliği bugün için sorgulansa bile Türkiye'de bulunan uranyum ve toryum varlığının gelecekte nükleer enerji kullanımında bir güvence olduğunu belirtiyor. Ancak, nükleer enerjide yakıt maliyetinin toplam üretim maliyeti içindeki yerinin yüzde 10-12 olduğuna işaret eden yetkililer, dünyadaki uranyum stoklarının ve rezervin fazlalığı nedeniyle görünür gelecekte yakıt maliyetinde fazla bir değişimin beklenmediğini kaydediyor.
Bu arada, dünyada halen 30 ülkede 438 nükleer santral reaktörü enerji üretiminde kullanılırken, 42 nükleer santral inşa aşamasında bulunuyor.